English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Itiraz etme

Itiraz etme Çeviri Fransızca

91 parallel translation
Her seferinde de bana itiraz etme.
Cessez de faire des histoires!
Mektup gönderip itiraz etme hakkım var.
Je serais en droit de lui envoyer un recommandé.
Ne iyi kepleriniz de buradaymış. Rocco'm benim itiraz etme kalın giyin olur mu?
Mon Rocco, couvre-toi!
Sen seviyorsun, itiraz etme, inanmam.
Ne me dis pas le contraire, je ne te croirais pas.
Lütfen, itiraz etme.
Pas de dilettantisme, c'est un travail.
Ne olur itiraz etme, rezalet çıkmasın!
Seulement, ne me dérange pas et ne fait pas de scènes!
Söyleneni yap, itiraz etme.
Fais ce qu'on te dit sans poser de question.
- Bana itiraz etme piç kurusu!
- Ne me lâche pas!
- Ne dersem itiraz etme. - Tamam.
Quoi que je dise, sois d'accord.
- Haha! Beni yakıyorsun! - Brian itiraz etme, yatağa girme zamanın geldi.
J'étais charmant, comme à mon habitude, et je passais un bon moment avec le jeune Tanner.
Belki itiraz etme şansınız olur!
Vous aurez une réduction de peine!
Anneni Danceny'yi unuttuğuna ikna et. Ve evlenmeye itiraz etme.
Convainquez votre mère que Danceny est oublié, et acceptez ce mariage.
Bir daha başkalarının yanında bana itiraz etme.
- Ne me contredis pas en public. - Mais...
Shelly, bana itiraz etme.
Shelly, ne discute pas.
Sakın itiraz etme Bay Cobblepot, sen büyüleyicisin.
Et ne le niez pas, M. Cobblepot, vous avez ce qu'il faut.
- Lütfen itiraz etme.
Je vous en prie, n'insistez pas.
Lütfen, Aleksander'a itiraz etme!
Ne contredis pas Alexandre, je te prie!
Dansa itiraz etmekten o kadar uzağım ki gece boyunca bütün güzel kuzenlerimle dans etme şerefine erişeceğimi umuyorum.
Et je réprouve si peu la danse, que j'espère que toutes mes charmantes cousines me feront l'honneur de m'accepter pour cavalier toute la soirée!
Bana itiraz etme.
Ne vous emballez pas.
Hiç itiraz etme. Bu şekilde daha iyi olacaktır.
Y'avait pas d'autres billets, et puis c'est mieux comme ça.
Sadece... itiraz etme.
- Mais... Ne discute pas, s'il te plaît.
Hayır itiraz etme, sıkıntıdan patlayacağız, inkâr edemeyiz bunu.
Non, ne proteste pas, nous nous ennuyons à mourir, c'est indéniable.
Sakın... itiraz etme!
Ne dis... Rien!
Bu sana son emrim, itiraz etme.
Je te donne un dernier ordre, déconne pas.
Jüri sizi suçlu buldu, karara itiraz etme hakkınız yok, ömür boyu hapse mahkum edildiniz.
Le jury vous a déclaré coupable. Vous êtes condamné à la prison à vie, sans possibilité de liberté conditionnelle.
Bana itiraz etme
Arrête de me contredire.
Genel ilan vermeliyim, bilirsin Hazzard vatandaşlarına itiraz etme şansı çıksın diye.
Je dois tenir une audience publique pour donner aux citoyens de Hazzard la possibilité de s'opposer au projet.
- Sanırım itiraz etme şansım yok?
- Je parie que je n'ai pas le choix?
Hakeme itiraz etme, berbat bir karar verdiğini o da biliyor. Sorun değil.
Lвche l'arbitre, il sait qu'il s'est plantй.
Hiç itiraz etme.
Ne t'étonne pas si tu as chaud.
- İyiyim. - Bana itiraz etme.
Ne discutez pas.
Ölüm karşındayken bir Avustralya'lıya asla itiraz etme.
Ne jamais s'attaquer à un Australien en danger de mort...
Kırptın ama. İtiraz etme!
- Ne répondez pas.
- İtiraz ediyorum! Daha önce yakınıcının lehine kullanılan reklam metotları gösteriyor ki, bu da haklı olarak bu oturumdan gazetecilik kazancı elde etme girişimi olarak görülebilir.
Les méthodes publicitaires utilisées par la défense du demandeur... indiquent que cela peut être considéré... comme une intention de transformer cette audience en profit journalistique.
İtiraz etme!
Ne faites pas d'histoires.
İtiraz etme.
ne m'interrompe pas.
- İtiraz etme, Weasel'la kapış.
- Discute pas. Cogne La Fouine.
- Ama Şef... - İtiraz etme, Norm.
Ne discute pas, obéis.
İtiraz etme, haydi! - İtiraz etmeyi kes!
Pourquoi moi?
İtiraz etme.
Allons!
İtiraz etme, alkışla dedim!
- Applaudissez. - On auditionne...
- İtiraz etme. İnanmamı söyledin ve inanıyorum.
Tu m'as demandé de te croire, je te crois.
Bana itiraz etme.
Ne discute pas.
- İtiraz etme, dediğimi yap.
Ne discute pas.
- Hiç itiraz etme!
C'est une aventure.
İtiraz etme.
Ne discute pas.
İtiraz etme, olur mu?
Discute pas, d'accord?
Hadi. - Sen öyle san. - İtiraz etme.
Allez!
İtiraz etme.
Ne dis pas le contraire.
İtiraz etme!
Ne résiste pas!
İtiraz etme, işini yap.
Bien payé à rien faire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]