Ne gerekiyorsa yap Çeviri Fransızca
830 parallel translation
Götürün, ne gerekiyorsa yapın, ama tasması çıkarılmayacak.
Emmenez-le, donnez-lui faites ce que vous pouvez, mais le col ne doit pas être enlevé.
Bu baskıyı azaltmak için ne gerekiyorsa yap..
Tout ce qu'on peut faire pour ôter la pression.
O zaman ne gerekiyorsa yap. Bilirsin, gözler, ses tonu, eda!
Faites ce que vous faites d'habitude, le regard et tout ça!
Böyle bir bahsi kazanmak için ne gerekiyorsa yapılır.
Alors, il faut se débrouiller pour gagner un pari de la sorte.
Yarasının iyileşmesi için ne gerekiyorsa yap.
Et soignez sa blessure.
Dikkatlerini çekmek için ne gerekiyorsa yapın.
Je veux un maximum de distraction.
Yapın, yapın, her ne gerekiyorsa yapın.
Faites tout ce qu'il faut.
Ne gerekiyorsa yapın. O mektubu geri alın.
Nous devons reprendre cette déclaration quoi qu'il en coûte.
Bulmak için ne gerekiyorsa yap.
Voyez ce que vous pouvez trouver.
Kendini koruman için ne gerekiyorsa yap.
Faites ce qu'il faut pour vous protéger.
Ne gerekiyorsa yap, Doktor. Kurtar onu.
Quoique vous faites, docteur, ne Ie perdez pas.
Ne gerekiyorsa yap. Tıpkı babanız gibisiniz.
Vous êtes comme votre père.
Dikkatlice, ne gerekiyorsa yapın.
Le grand jeu. Et discretement.
Ne gerekiyorsa yapın.
Agir ainsi est nécessaire et conventionnel.
Söyle ona dava açmayacağız. Ne gerekiyorsa yapın.
Faites tout ce qu'il faut.
Ne gerekiyorsa yap.
Faites le nécessaire.
Gemiyi ve mürettebatı korumak için ne gerekiyorsa yapın, ama şunu bilin ki...
Faites le nécessaire pour protéger le vaisseau, mais sachez une chose.
- Ne gerekiyorsa yapılacaktır.
– On fera le nécessaire.
Onun ringe çıkması için ne gerekiyorsa yap. Yapman gereken bu.
Tous les moyens sont bons pour le piéger mais piège-le!
Evine dön, önemsiz şeylerle uğraş, kendini iyi hissetmek için ne gerekiyorsa yap.
Rentre chez toi, organise des fêtes de charité, fais ce qu'il faut pour que tout ait l'air normal.
Onu geride bırakmak için ne gerekiyorsa yapın.
Suivez la procédure d'évasion.
Cuco, ne gerekiyorsa yap ve Külkedisini bana getir.
Cuco, tu me ramènes Cendrillon par les oreilles.
Ne yapması gerekiyorsa onu yapıyor.
Il fait ce qui doit être fait.
Ben ne gerekiyorsa onu yapıyorum.
Je remplis mes fonctions d'officier.
Ne gerekiyorsa sen yap.
Fais pour le mieux.
Ne yapılması gerekiyorsa onu yaptım.
Je l'ai donc traitée ŕ sa juste valeur. Convenablement.
Ara şu karını artık. Ne yapman gerekiyorsa yap.
Je veux vivre avec papa.
Ne yapman gerekiyorsa yap.
Fais ce que tu as à faire.
Tek düşündüğüm, bir an önce gidip ne yapılması gerekiyorsa yapıp geri dönmek.
Tout ce que je désire, c'est de finir vite pour vous retrouver.
...... ne yapıIması gerekiyorsa yapmaya hazırım?
Je n'ai pas d'autre choix.
Ne yapmanız gerekiyorsa yapın.
Faites ce qu'il faut.
Ne yapmanız gerekiyorsa onu yapın, bense sadece sizin peşinize takılacağım.
Faites ce que vous avez à faire. Je vous suivrai discrètement.
Madam, siz ne yapmanız gerekiyorsa onu yapın ve beni dert etmeyin.
Faites ce que vous avez à faire. Faites comme si je n'étais pas là.
Komiser, lütfen ne yapmanız gerekiyorsa onu yapıp, buradan çıkar mısınız?
Pourriez-vous vous dépêcher de faire votre travail et vous en aller?
Keogh, bana kendini açıklaman gerekmez. Ne yapman gerekiyorsa onu yap.
Écoute, Keough, tu n'as pas besoin de te justifier.
Gerekliyse gözden geçir. Ne yapman gerekiyorsa yap.
Refaire les plans si nécessaire.
Ne yapman gerekiyorsa, yap.
Ne joue pas avec moi, fais ce que tu dois faire!
Ne gerekiyorsa onu yapıyorum.
Je fais ce que je suis censé faire.
Eğer sen karada olman gerekiyorsa, ne yapıyoruz? Pratik mi?
Si t'as pas le droit de faire de la voile, on fait quoi, on s'entraîne?
Ne yapılması gerekiyorsa bunu kendim yapmalıyım.
Ne pars pas. Ce qu'il y reste à faire me revient.
Ne yapacaksan, ya da ne yapılması gerekiyorsa, yap.
Faites ce qui est nécessaire... ce qui doit être fait.
Benim karım o! Karımı o binadan kaldırmak için her ne yapmanız gerekiyorsa yapın.
Débrouillez-vous mais que ma femme disparaisse de cet immeuble!
Ne yapmak istiyorsan yap, ya da ne yapman gerekiyorsa.
Fais ce que tu as à faire.
En heyecanlı anılarımdan bazıları ; Kime yapılması gerektiyse ona tezahürat yapmak ne yapmaları gerektiyse onu yapmak kime yapmaları gerekiyorsa ona yapmaktı.
Je me souviens avec émotion d'avoir encouragé l'équipe en question à faire ce qu'elle était censée faire contre l'équipe adverse en question.
Sen bilirsin, ne yapman gerekiyorsa yap.
Je vis seulement avec eux et leurs parents. Salut, Skip. Je m'appelle Brian.
Ne yapman gerekiyorsa onu yap o zaman.
Vous ferez comme vous voudrez.
Ne yapman gerekiyorsa yap.
Faut pas contrarier la nature.
Ne yapman gerekiyorsa onu yap.
- Faut faire ce qu " il faut.
- Ne gerekiyorsa, yapın.
- Fais le nécessaire.
Kendini kurtarmak için ne gerekiyorsa onu yap.
Quoi que tu doives changer, fais-le.
Ne yapman gerekiyorsa onu yap.
la séparation ou continuer la bagarre.
ne gerekiyorsa 35
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yapıyoruz 20
yaptılar 29
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yaptık 46
yapamaz 108
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapın 121
yaptılar 29
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yaptık 46
yapamaz 108
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapın 121