O kadar da değil Çeviri Fransızca
4,411 parallel translation
O kadar da değil.
Pas un fiasco total.
O kadar da değil.
Hmm. Pas si romantique que ça.
Tamam yaşlıyım, ama o kadar da değil.
Je suis vieille, mais pas autant.
O kadar da kötü değil.
Il n'est pas si mal que ça?
Gizemli olmak o kadar da önemli değil bence.
Le mystère est surfait.
O kadar da kötü biri değil Sean.
Il n'est pas aussi nul, Sean.
- O kadar da kötü değil.
- Il n'est pas si mauvais.
Capitol o kadar da zalim değil.
Le Capitole n'est pas complètement inhumain.
* Umurumda değil, hiç şansım yok, özlemiyorum o kadar da *
And not some holy light But you crawled beneath my veins and now
Memelerin o kadar da büyük değil.
Vous avez pas de si gros seins.
Aslında o kadar da kötü değil, çünkü bence soda yardımıyla bu lekeleri çıkarabilirsiniz.
Qui n'est pas si laid, en fait, car je suis sûre que vous pouvez enlever les taches avec du soda.
keman o kadar da kötü değil.
C'est pas si terrible, le violon.
- Evet, o kadar da kötü değil.
- Oui. Pas si bon.
O kadar da seksi değil.
Il n'est pas ce genre de "bien gaulé."
Tadı o kadar da iyi değil.
Ce n'est pas si bon.
Lydia, o kadar da zor değil bu.
Lydia, il n'est pas difficile.
- O kadar da zor bir iş değil.
C'est pas bien compliqué. D'accord.
Kıyafetin o kadar da kötü değil...
Ta tenue n'est pas totalement atroce.
- O kadar da kolay değil. % 60.
Je ne suis pas aussi facile en affaire.
O sadece bir çocuk ve o kadar da zeki değil.
C'est quand même une enfant, et pas si intelligente.
Bunu halledebiliriz ama durum o kadar da basit değil.
Je me disais qu'on pouvait s'occuper de ça, mais c'est pas si simple.
O kadar da kötü bir şey değil.
Ça a son charme.
Volker o kadar da iyi değil.
Oui, mais pas aujourd'hui. Volker n'est pas aussi bon.
O kadar da kötü değildi, değil mi?
C'était pas si mal non?
Aslında o kadar da kötü değil.
- Et deux nuits. C'est pas si mal.
O kadar da kötü değil.
Ce n'est pas si horrible.
"Tavuklu Salata" nız da o kadar güzel değil.
ta "salade de poulet"? Ouais, c'est pas tout ça, maman.
O kadar da kötü değil ya. Dert yanıyorum işte.
C'est pas si terrible.
O kadar da soğuk değil.
Il ne fait pas si froid.
Hayatın o kadar da kötü değil.
Ta vie n'est pas si mal.
Amanın, bu ismi neden o kadar da popüler değil anlamadım...
Je me demande pourquoi ce nom n'est plus populaire...
O kadar da kötü değil.
Ce n'est pas trop moche.
Gerçekten vurulmak kadar kötü değil ama merdivenlerden aşağı atılıp duvara toslamayı yeğlerim ki,.. ... merak eden varsa söyleyeyim, bugün o da başıma geldi.
Ce n'est pas pire que de se faire tirer dessus pour de vrai, mais je préfère être jeté dans les escaliers contre un mur, ce qui- - au cas où quelqu'un demanderait- - me serait arrivé aujourd'hui.
Evet ama önceden iki sınıf gerideydi, bu yüzden böyle olması o kadar da önemli bir şey değil.
Ouais, mais il était deux années en retard, donc ce n'est pas aussi grave qu'avant.
O kadar da kötü değil yahu.
Ce n'est pas si mal.
- O kadar da önemli değil.
Ce n'est pas grand chose.
Alman bize karşı, ama o kadar da güçlü değil.
L'Allemand, contre nous, mais atténué.
Durum o kadar da kötü değil.
- Ce n'est pas si mauvais.
Babam o kadar da kötü bir adam değil.
Ok, mon père n'est pas exactement si mauvais.
- Bu senin adına o kadar da yeni değil.
C'est pas nouveau pour toi.
Bir de şöyle bak, bekar olmak o kadar da kötü değil. Yani, özgürlüğünü kazandın.
Vois ça du bon côté, tu es célibataire, tu es libre.
- Amerika o kadar da kötü değil.
L'Amérique n'est pas si mal.
"Gönülçelen" hakkında da konuşabilirim ama o kadar uzun değil.
Je peux aussi parler de "L'Accroche-cœurs", mais pas aussi longtemps.
Hayır, o kadar da iyi değil.
Non. C'est pas aussi génial que ça.
Biliyorsun, Latince Bölümü Hollywood'da o kadar söz sahibi değil.
Le département de latin ne possède pas autant d'influence qu'à Hollywood.
Kurbağa Kermit de Charlie Rose'a çıkmıştı. Charlie Rose'a çıkmak o kadar da zor değil.
Kermit la grenouille était dans Charlie Rose, donc ce n'est pas vraiment difficile d'être dans Charlie rose.
O kadar da uzun süreliğine değil, ben ve diğerleri seni devirip mağarada mühürlemeyi planlıyorduk.
Et bien pas pour longtemps. Moi et les autres avions l'intention de vous vaincre et vous enfermer dans une grotte.
- O kadar da kötü değil...
- Oh, ce n'est pas si grave...
O kadar da komik değil.
Ce n'est pas drôle.
Biletlerin ne kadar olduğunu bilmiyorum,... ama o kadar da pahalı olamaz, değil mi?
Je ne sais pas à combien sont les tickets, Mais ils ne peuvent pas être trop cher, n'est-ce pas?
O kadar da kötü değil.
Ce n'est pas si mal.
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar da önemli değil 19
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar da önemli değil 19