O kadar zor değil Çeviri Fransızca
520 parallel translation
Neden burada olduğunu tahmin etmek de o kadar zor değil.
Et on devine facilement pourquoi.
O kadar zor değil. Büyük sükse yapmak istiyorum. Ama sevdiğim adam o, diğer erkekler sıkıyor beni.
- C'est pas dur, je veux arriver, mais c'est lui que j'aime.
- O kadar zor değil.
C'est pas aussi terrible que ça.
Ama başka türlü aşkların da olduğunu biliyorum ve bulması da o kadar zor değil.
Mais je sais qu'il existe un autre amour. Il n'est pas si loin.
Kadınların ne yapacağını kestirmek o kadar zor değil.
Les femmes ne sont pas si imprévisibles que ça.
Neden, o kadar zor değil.
C'est pas difficile.
Bu o kadar zor değil.
Ça ne devrait pas être trop difficile.
Bir grup otlakçıyı toplamak o kadar zor değil ki.
On emmène un tas de pique-assiettes!
Bilmiyorum, o kadar zor değil.
Oh! je sais pas, je crois que c'est pas, c'est pas tellement difficile, ce sont les...
O kadar zor değil. Hepimiz yeniden çocuk olmayı düşleriz. En kötümüz bile.
Nous rêvons tous de redevenir des enfants, même les pires d'entre nous.
- O kadar zor değil.
- Facile, petit.
Bir kere anladığımızda o kadar zor değil Jonathan.
Ce n'est pas si difficile, Jonathan, une fois qu'on a compris.
Sebebini anlamak o kadar zor değil.
- Je me demande bien pourquoi.
Heidegger o kadar zor değil.
Heidegger n'est pas si difficile.
Bu o kadar zor değil.
Ce n'est pas si difficile.
Bu o kadar zor değil.
C'est pas si dur.
O kadar zor değildi, değil mi?
Tu vois, c'était pas bien difficile!
Ben yapabilirim. Yani o kadar zor değil.
Je peux y arriver, c'est pas si dur.
O kadar zor değil.
C'est pas dur.
Demek ki o kadar zor değilmiş, değil mi?
C'est pas si dur, hein?
Kaçmak o kadar zor değil, bunu bir çok kişi başardı bile.
Sortir d'ici n'est pas si difficile, beaucoup de gens l'ont fait.
O kadar zor değil, değil mi John?
C'était pas si dur à dire...
Yapması o kadar da zor değil.
Ce n'est pas si difficile à faire.
Belki o kadar zor da değil.
Ce n'est peut-être pas si dur...
O kadar da zor değil, değil mi?
Mais ce n'est pas la peine, n'est-ce pas?
O kadar da zor değildi, değil mi?
Ce n'était pas si difficile que ça, tu vois!
Dünyanın bu kısmında bu o kadar da zor değil.
Ce n'est pas difficile, dans cette région.
O kadar da zor olmadı değil mi?
C'était si dur que ça?
- Hadi, o kadar da zor değil.
Pas difficile.
Bu da o kadar inanılması zor değil, sevgili ihtiyar.
Et ce n'est pas une idée si farfelue. Cher vieux papa.
- Yeniden anlatmak ister misin? - Anlaması o kadar da zor değil.
- Vous pouvez être plus clair?
- O kadar da zor bir iş değil zaten.
- C'est très facile.
Bunu yapmak o kadar da zor değil.
C'est si facile.
O kadar da zor değil.
C'est comme de l'arithmétique.
O kadar da zor değil, seni kötü adam.
Pas si fort, grande brute.
O kadar zor değil.
Ce n'est pas difficile.
Bu b * k yığınının üzerinde duruyorsun... ve bu iş o kadar da zor değil.
Il faut surmonter toutes ces conneries, Henry... et votre boulot sera pas si chiant.
- Tutuklanmak o kadar zor değil.
Se faire arrêter n'est pas difficile.
Çok zor değil, çünkü o kadar çok isim yok.
Ils ne sont pas légion.
Şu an buna inanmak sizin için zor olabilir... ama ben inanıyorum ki... gerçekten inanıyorum... hukuksal açıdan sizin durumunuz... o kadar da ümitsiz değil.
Vous ne me croirez peut-être pas mais je pense sincèrement que votre situation, d'un point de vue juridique, n'est pas désespérée.
Lisanı anlamak o kadar da zor değil! Sadece günlük hayat lisanı için bize kafiyeli şiirler okuması mı gerekiyor?
Ce n'est pas ce qu'il faut pour comprendre une langue... juste la langue de tous les jours... et il nous lit des vers.
Hayır, o kadar da zor değil, tekrar dene.
Non, pas si fort. Essaie encore.
O kadar da zor değilmiş, değil mi?
Ça fait pas de mal, pas vrai?
O kadar da zor olmasa gerek, değil mi?
C'était si dur que ça?
Kale içine girmek o kadar da zor değil.
C'est facile d'entrer.
Bazı şeyleri anlamak o kadar da zor değil Lane. Sen, mesela.
Certaines choses ne sont pas difficiles à comprendre.
O kadar da zor değil.
Ce n'est pas sorcier!
Hayır, o kadar zor bir şey değil.
Non. Il ne s'agit pas de courage.
O kadar da zor değil.
C'est pas si dur.
O kadar da zor bir atış değil.
Ne traque pas.
Evet, bir dingoyu yemek yerken gördüyseniz bu o kadar da zor değil.
Aucun mal. Avez-vous déjà vu un dingo manger?
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107