O kadar önemli değil Çeviri Fransızca
494 parallel translation
O kadar önemli değil.
Oh, ce n'est pas si important.
Bu o kadar önemli değil.
Ce n'est pas si important!
Bak bu da çarpık. Yakından bak. Aslında bununki o kadar önemli değil.
C'est très ennuyeux
- Rhoda iskeleye çıktıysa... - O kadar önemli değil, gerçekten.
Non, je vous en prie.
Evet, ama bu o kadar önemli değil.
Oui. Mais ce n'est pas si grave.
Hayır, o kadar önemli değil bu.
Ce soir, ce n'est pas nécessaire.
Charlie benim için o kadar önemli değil.
Dans ma vie, il n'est pas grand-chose.
- Benim için o kadar önemli değil. Hiç önemli değil.
Ça ne m'intéresse pas du tout.
Bu o kadar önemli değil.
Ça ne signifie rien.
Umarım çok dikkatli olur. Kazanması o kadar önemli değil.
J'aimerais qu'il soit plus prudent.
Ne yaptığı o kadar önemli değil.
Ce qui compte, ce n'est pas qu'il soit coupable.
- O kadar önemli değil.
- Aucun problème.
O kadar önemli değil. Aslında tek düşüncem güzel bir uyku çekmek.
Je me disais juste qu'on ferait mieux d'aller se coucher.
Çıkmazsa bile o kadar önemli değil.
Et si on le retrouve pas, cela ne changera pas grand chose.
General Feraud'un, ölü ya da diri olması o kadar önemli değil.
Le général Féraud, vivant ou mort, ne mérite pas qu'on parle de lui.
Hayır, hız o kadar önemli değil.
Non, c'est pas la vitesse.
O kadar önemli değil, Elliott.
Tout de même, Elliott.
Bu o kadar önemli değil.
C'est pas un drame.
O kadar önemli değil.
Ne t'inquiète pas, je m'en fiche.
O kadar önemli değil, gerçekten.
C'est pas très grave.
Oh, zaman o kadar da önemli değil Bayan Belle.
L'heure n'est pas le plus important.
Tek bir taraf var, o da İngiltere, ne kadar zengin ya da fakir olduğumuz önemli değil.
Il n'y en a qu'un : l'Angleterre! Peu importe qu'on vienne d'en haut ou d'en bas.
Hayatım, ciddi bir şey mi? - Sana söyledim ya, önemli değil. - Başım döndü o kadar.
Rien qu'un petit étourdissement.
O kadar önemli sayılmaz, değil mi?
Ce n'est pas si important.
O kadar da önemli değil.
Ce n'est pas tellement important.
- Aslında o kadar da önemli değil.
- Ce n'est pas si important.
Damat burada değil, gördüğünüz gibi. Damat o kadar da önemli değil, değil mi, canım?
Je suis sûr que ce sera un très beau mariage.
O kadar da önemli değil.
ce n'est pas grave
Parası önemli değil. Almaya zorlanmak istemiyorum, o kadar.
Je n'aime pas qu'on me baratine, c'est tout.
Ama o kadar da önemli değil. "
"et il n'a aucune importance."
O kadar da önemli değil.
- Le prêtre? - Non, Rafa.
Benim kim olduğumu unutmam o kadar da önemli bir şey değil.
Je ne verrais aucun mal à ce que vous oubliez entièrement qui je suis.
O at o kadar da önemli değil. Yeter ki sen üzülme.
Ne t'inquiète pas, pour ce cheval, ce n'est pas si grave.
O kadar önemli değil zaten.
Ce n'est vraiment pas important.
O kadar da önemli değil, değil mi?
Ça compte bien moins que les rapports entre les gens, mais si je dois renoncer à mes élèves, je dois être sûr. Non.
Ağabeyim durumu abartıyor. - O kadar önemli bir şey değil bu.
Mon frère attache trop d'importance à toute cette affaire.
O zaman o kadar önemli görünmemişti, değil mi efendim?
Ça ne me semblait pas important.
Zaman o kadar da önemli değil.
C'est sans importance.
Önemli bir şey değil, bor patladı o kadar.
Oh, c'est rien de grave, c'est une rupture de canalisation.
O kadar. Önemli değil. Tanner.
Ça n'a pas d'importance.
Arama emri yoksa o kadar da önemli değil demek ki.
Alors, ça peut attendre.
O kadar ilginç sayılmaz, önemli bir şey değil.
Pas plus qu'autre chose, ça n'a rien de spécial.
O kadar önemli bir şeyi unutmuş olamam, değil mi?
Je ne pourrais pas oublier quelque chose d'aussi important, si?
Ben yanılmıştım, o kadar. Fakat önemli değil. Daha önce de yanıldım.
Je me suis trompé mais c'est pas la 1ère fois.
Şey, biraz saçma bir şey. O kadar önemli bir şey değil.
En fait, il s'agit d'un détail idiot, et pas si dramatique que ça.
Önemli bir şey değil, birazcık yorgun o kadar.
Je ferme? Ce n'est pas grave. C'est un petit coup de fatigue.
Kurabiye tabağını kırman o kadar da önemli bir şey değil.
Le grand malheur, monsieur a brisé la saucière.
Bu sadece kelimeler. O kadar da önemli değil.
Ce n'est qu'un mot, sans importance.
Sanırım bütün bunlar o kadar da önemli değil.
Ce n'est pas une affaire très importante.
O kadar da önemli değil. Zaten kızlardan yana şanslı değilimdir.
Je n'ai jamais plu aux femmes, de toute façon.
O kadar da önemli değil.Onunla aynı ortamda olduğumuzda kendimi görünmez biriymiş gibi hissediyorum.
Ce n'est pas grave. C'est juste que, quand il est là, j'ai l'impression d'être invisible.
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107