Sana bir soru soracağım Çeviri Fransızca
274 parallel translation
Haksızlık ya da değil. Sana bir soru soracağım.
J'ai une question à vous poser :
Sana bir soru soracağım.
Une question...
Şimdi sana bir soru soracağım.
J'ai une question.
Sana bir soru soracağım.
Je vais te poser une question.
Sana bir soru soracağım Triebig.
Puis-je vous demander :
Sana bir soru soracağım. Hiç yaran var mı? Benim apandis yaram var.
Moi j'ai celle de l'appendicite.
Sana bir soru soracağım.
Une question.
Mahoney, sana bir soru soracağım.
J'aurais une question à te poser.
Sana bir soru soracağım.
Je vais poser une question.
Bak sana bir soru soracağım.
J'ai une question à poser.
Sana bir soru soracağım, Richard.
J'ai une question à te poser, Richard.
Thomas sana bir soru soracağım.
Laisse-moi te poser une question :
Sana bir soru soracağım, bakalım bilebilecek misin?
Je dois payer une amende à la bibliothèque et j'ai besoin de ton aide.
Madem yakın arkadaş olduğumuzu söylüyorsun... sana bir soru soracağım.
INEXISTANT Fielding, Sarah Puisque nous étions amis, je vais te poser la même question que le psychiatre de la prison.
Joey tatlım, sana bir soru soracağım.
Joey... mon grand, laisse-moi te poser une question.
Sana bir soru soracağım.
Laisse-moi te poser une question.
Sana bir soru soracağım.
Je te présente Toby.
Sana bir soru soracağım, tamam mı?
Je vais te poser une question.
Sana bir soru soracağım ve tek istediğim cevap "Evet." ya da "Hayır."
Une question et tu réponds par oui ou par non.
Dinle, sana bir soru soracağım.
Je vais te poser une question.
Sana bir soru soracağım ve sen dürüstlükle yanıtlayacaksın, tamam mı?
Je pose une question et il faut être franc avec moi.
- Sana bir soru soracağım.
Je vais vous poser une question.
Sana bir soru soracağım, dürüst ol..
Une question. Répondez franchement.
- Sana bir soru soracağım.
Laissez-moi vous poser une question.
Sana bir soru soracağım.
J'ai une question.
Sana bir soru soracağım. Phil, Frank ve Earl hakkında başka kimseyle konuştun mu?
Une question : avez-vous parlé de ça à quelqu'un dautre?
Şimdi sana bir soru soracağım ve bir daha asla sormayacağım.
Enfin, je te poserai une question que je ne te poserai plus jamais.
Peter sana bir soru soracağım.
Peter, une question :
Sana dürüstçe bir soru soracağım. Ve cevabınında dürüstçe olmasını istiyorum.
Je vais vous poser une question franche et j'attends de vous une réponse franche.
Sana tek bir soru soracağım.
Je vais seulement vous poser une question.
- Hayır? - O zaman sana bir soru soracağım, Beth.
Laisse-moi te poser une question.
- Sana bir soru soracağım. Tamam mı? - Tamam.
Je vais te poser une question, d'accord?
Sana soracağım bir sürü soru vardı ama şu anda hiç içimden gelmiyor.
J'avais plein de questions à te poser, et je n'ai plus envie.
Sana bir güvenilir olmak hakkında soru soracağım.
En tant que prévôt...
Sana ciddi bir soru soracağım. Dişleri mükemmel durumda ölen kaç kişi biliyorsun?
T'en connais beaucoup, des gens qui sont morts avec tous leurs crocs?
- Sana ciddi bir soru soracağım.
- Je peux te poser une question?
Sana bir iki soru soracağım.
j'ai quelques questions à te poser.
Doktor, sana bir soru soracağım.
Quel imbécile!
Sana erkek gibi bir soru soracağım Rocky.
Je voudrais te demander, Rocky. D'homme à homme!
Sana bir soru soracağım.
Tu trouves Collier mort.
Kurallara göre, sana son bir soru soracağım :
D'après les règles, je te poserai une dernière question :
Sana gerçekten ama gerçekten önemli bir soru soracağım, tamam mı?
Je vais te poser une question très importante.
Sana basit bir soru soracağım, ve beni dinlemeni istiyorum.
- Un gagnant. Je vais te poser une question toute bête :
Müsadenle sana bir soru soracağım.
J'ai une question.
Sana bir kaç soru soracağım.
Je vais vous poser une série de questions.
Sana bir soru daha soracağım.
Je peux te poser une autre question?
Sana bir soru soracağım.
Je peux te poser une question?
Edna sana pat diye bir soru soracağım ve umarım cevabın evet olur.
Edna, je vais te poser une question et j'espère que tu répondras oui.
Sana soracağımız bir soru var.
On voulait te demander...
Sana bir soru soracağım. Karım Valerie'yi tanırsın.
J'ai une question.
Kimmie, sana bir dizi soru soracağım eminim avukatın izah etmiştir.
votre avocat a dû vous expliquer.
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir şey söyleyeyim 221
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir şey söyleyeyim 221
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135