Savaşacağız Çeviri Fransızca
663 parallel translation
Söyle bakalım ne diye savaşacağız?
Pourquoi devrions-nous nous battre?
Biz SA çalışanları herzaman sadece Hitler'e sadık olacağız... ve Führer için savaşacağız.
Nous, travailleurs des S.A., avons toujours eu confiance dans le Führer... et combattu pour le Führer.
Bir şeyler yapabilecekler. Onlarla savaşacağız! Onlarla savaşacağız!
Ce type, Harding...
Gölün üstünde savaşacağız!
Nous nous battrons sur le lac.
Hükümet, "Nazi'lerle savaşacağız. bizi katılın." dedi
Fallait "combattre les Nazis".
Bundan sonra kısasa kısas savaşacağız.
Dorénavant, on va vaincre le feu par le feu.
Cephanemiz biterse, neyle savaşacağız?
- Comment on se battra?
Onlarla savaşacağız.
Nous les vaincrons.
- Bir gün gelip saldırırlarsa ne yapacağız? - Savaşacağız.
- Que fera-t-on s'ils viennent le visage peint?
Savaşacağız.
Nous combattrons!
Savaşacağız.
Nous nous battrons!
Kime karşı savaşacağız?
Qui est l'ennemi?
Sonuna kadar savaşacağız.
On se battra.
- Sonuna kadar savaşacağız.
- On luttera.
Hiç korkmayın. Sizin için savaşacağız.
N'ayez pas peur, nous nous battrons pour vous.
Biz onların istediği yerde değil, bizim istediğimiz yerde savaşacağız.
Nous n'allons pas les combattre à leur façon, mais à la notre.
Savaşacağız!
On va se battre!
Gidip Mısır'lılarla savaşacağız.
Nous affronterons les Égyptiens.
Kaç kişi kalmış olursak olalım savaşacağız.
Nous nous battrons, si peu que nous soyons.
Yarın omuz omuza savaşacağız. Kralım ve ben...
Demain nous combattrons côte à côte, mon Roi et moi.
Nerede savaşacağız?
Où nous battons-nous?
Beyler, bütün İngiltere bizi izliyormuş gibi savaşacağız!
Garçons, nous allons combattre comme si toute l'Angleterre regardait!
Ama savaşacağız ve birer Komançi gibi öleceğiz.
"Mais nous nous battrons et mourrons en Comanches."
Mazgal açıyorum. Buradan savaşacağız.
Hookie et moi, on fera le coup de feu d'ici.
Sonuna kadar savaşacağız. Roma'nın kapılarına dayansalar bile.
Nous nous battrons jusqu'aux portes de Rome, s'il le faut.
Peki nerede durup savaşacağız?
Quand reprenons-nous le combat?
Evet, ama neyle savaşacağız?
Oui, mais pour combattre quoi?
- Evet. Onlardan kaçamıyorsak, bekleyeceğiz ve onlarla savaşacağız.
Si nous ne pouvons pas leur échapper, nous allons devoir les combattre.
Gizlendiğimiz yerlerden çıkıp savaşacağız.
On va sortir... pour se battre!
Savaşacağız.
Chef, il faut se battre!
Ya savaşacağız ya öleceğiz.
Nous devons lutter ou mourir. Vaut-il mieux mourir?
"Onlarla kumsallarda savaşacağız."
"Nous les combattrons sur les plages."
İspanyollar'la savaşacağız.
Maintenant. Pour combattre les Espagnols.
Biz de savaşacağız, gerçek askerler gibi.
On se retranchera, en bons soldats.
Ne zaman savaşacağız?
C'est pour quand la bataille?
Chris, biz dağlara yayılıp, onlarla tekrar savaşacağız.
Nous nous disperserons dans les collines... et nous les combattrons de nouveau.
Çöllerde, Chris, vadilerde, hepimiz savaşacağız, Chris...
Dans le désert! Dans la vallée!
Nasıl savaşacağınızı bilmiyor musunuz?
Vous avez perdu le mode d'emploi?
Yarın savaşacağız.
Demain c'est le combat.
Fakat buradaki, ülkesi hakkında aynı benim gibi hisseden dört Fransızın fırsat bulsa savaşacağına emin olsam kendimi size inanmaya ikna edebilsem, belki...
Si j'étais sûr d'avoir trouvé de vrais Français qui partagent mes sentiments et qui, s'ils le pouvaient, combattraient pour la France, si je vous faisais confiance, je pourrais...
O zaman savaşını başlat, Kızıl Bulut ve bana bizim oğlumuzun hangi tarafta savaşacağını da söyle.
Quand tu feras ta guerre, dis-moi de quel côté devra être notre fils.
"Ben Polonya halkının antifaşist evladı yiğitçe ve bütün gücümle vatanımızın özgürlüğü ve halkımızın kurtuluşu uğruna savaşacağıma dair ant içerim."
"Moi, fils du peuple polonais, antifasciste, je jure... " que je lutterai avec courage et jusqu'au dernier souffle... " pour l'indépendance de la patrie...
Nasıl savaşacağız, nasıl durduracağız?
Comment lutter, comment l'arrêter?
Önümüzde güzel ve kesin bir operasyon var. Yoğun savaşacağımız kesin ama karmaşık bir şey yok.
Nous avons une opération précise à mener, un combat ardu mais rien de compliqué.
# Yine savaşacağız # Savaşacağımıza ant içtik
Nous battre et mourir en hommes, nous en faisons le serment.
Bay Crane dilediğinizi elde etmek için savaşacağınızı söylüyorsunuz.
M. Crane, vous dites être prêt à vous battre.
Sonu ne olursa olsun savaşacağımızı düşünmediler.
Ils ne pensaient pas qu'on riposterait.
Savaşacağız.
Nous nous battrons.
Savaşacağız.
Oui.
Artık yalnız savaşacağım.
Dorénavant, je combattrai seul.
Bay Lincoln, vekillikten emekli oldu ve hukukla ilgilenmeye başladı ve Güney'in yeni ve bağımsız bölgeleri sınırlarına katmak için savaşacağını fark etti.
M. Lincoln, maintenant avocat, savait que le Sud se battrait pour modeler les nouveaux territoires à son image.
savaşçı 50
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaşta 41
savaş ve barış 20
savaşlar 27
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaşta 41
savaş ve barış 20
savaşlar 27
savaş var 18
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştayız 44
savaştan sonra 47
savaşalım 20
savaş sırasında 28
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştayız 44
savaştan sonra 47
savaşalım 20
savaş sırasında 28