Sen ne anlarsın Çeviri Fransızca
374 parallel translation
Sen ne anlarsın ki?
Qu'en dis-tu?
- Sen ne anlarsın, güzel yüzünle?
- Qu'est-ce que tu en sais, petite?
Gerçeklerden sen ne anlarsın?
Que sais-tu de la réalité?
- Sen ne anlarsın?
T'as rien compris.
- Sen ne anlarsın!
Qu'en sais-tu?
Sen ne anlarsın, iki kuruşluk orospu!
Tu n'es qu'une vile créature!
Sen ne anlarsın?
Voyez-vous ça?
- Sen ne anlarsın?
- Qu'en sais-tu?
Sen ne anlarsın arzudan?
Que sais-tu des ambitions?
Sen ne anlarsın?
Qu'en savez-vous?
Sen ne anlarsın kadın hastalıklarından?
Que connais-tu aux affections féminines?
Sen ne anlarsın? Patron benim.
N'oublie pas : c'est moi le patron.
Sen ne anlarsın kafasız?
Comment peux-tu le savoir, pétasse?
- Sen ne anlarsın krater surat? S.kik osurukcu.
Qu'est-ce que t'en sais, boutonneux?
Sen müzikten ne anlarsın? - Hiç.
Que savez-vous de la musique?
Ne tuhaf. En azından sen anlarsın sanıyordum.
C'est drôle, j'aurais pensé que vous, au moins, comprendriez.
Hadi canım sen de, sen gazetecilikten ne anlarsın!
Même s'il vous bottait le cul, vous ne remarqueriez pas un scoop.
Ama sen beni anlarsın ve hakkımda kötü düşünmezsin ve bu sadece ikimizin arasında kalsın. "
"Mais tu me comprendras. Tu ne m'en voudras pas. " Et... ne le dis à personne...
Sen paradan ne anlarsın ki?
Que savez-vous de l'argent?
- Sen hukuktan ne anlarsın, Abe?
- Tu t'y connais en droit?
İyi ama sen işten ne anlarsın?
Qu'est-ce que tu connais aux affaires?
Sen bayan eşyalarından ne anlarsın?
Tu piges rien aux combines de femmes.
Sen ne anlarsın ki?
Tu n'y connais rien.
- Sen oydan ne anlarsın?
- Que savez-vous d'eux?
Sen küçük kız çocuklarına bakmaktan ne anlarsın?
Tu ne saurais pas t'occuper d'une fille.
Bunun ne olduğunu sen anlarsın.
Si vous réglez ce cas, je serai impressionné.
Bilemiyorum, ne demek istediğimi anlarsın, sen herkesten daha çok buffalo öldürdün.
Vous le savez.
Sen riskten ne anlarsın papaz efendi.
Que savez-vous de la chance, prêcheur?
Sen ne anlarsın?
- Tu ne comprendras jamais.
Shep, sen büyüden ne anlarsın?
Vous n'y connaissez rien.
Riyaymış! Sen riyadan ne anlarsın?
La dissimulation!
Sen manzaradan ne anlarsın ki?
Qu'est-ce que tu sais du paysage?
- Sen ne anlarsın?
Pour toi, il faut être peintre!
Ama sen bu gibi şeylerden ne anlarsın ki?
Mais qu'est-ce que vous pouvez bien savoir de tout ça?
Aşktan bahsediyorsun, sen aşktan ne anlarsın?
Tu parles de l'amour, mais que sais-tu de l'amour?
İşte sen çiftçilikten bu kadar anlarsın. Eğer şimdi sağmazsan sonra bütün gece möleyecektir.
Si je ne la trais pas, elle va meugler toute la nuit.
Hanımefendiden ne anlarsın sen?
C'est le summum. Tu n'y connais rien.
Hayır, sen sadece bir çocuksun. Ne anlarsın bu işlerden?
Vous êtes trop jeunes.
- Kes sesini, sen ticaretten ne anlarsın!
Taisez-vous. Vous ne comprenez rien aux affaires.
Sevgiden falan ne anlarsın ki sen zaten.
Moi?
Hırsızlıktan ne anlarsın sen?
Qu'est-ce que vous savez sur le vol?
Sen ne anlarsın?
Toute ma vie... j'ai cherché...
Sen daha bakiresin, ne anlarsın!
Qu'est-ce que tu sais, toi, du sexe?
- Öyle mi? - Sen kadın modasından ne anlarsın?
Tu connais la mode?
Sen ne bok anlarsın ki?
Des niacs, putain, qu'est-ce que...
Sen bir şeyleri önemsemekten ne anlarsın?
Vous pouvez parler de la charité!
Sen ne anlarsın?
Qu'est-ce que t'en sais?
- Sen balık tutmaktan ne anlarsın ki?
- Qu'est-ce que tu connais à la pêche? - T'y connais rien non plus!
Sen moral bozukluğundan ne anlarsın ki?
Tu t'en fous de la déprime.
Sen ancak rutin işlerden anlarsın.
Tu ne comprends que la routine...
Sen çiftlikten ne anlarsın ki?
Tu sais ce que c'est, une ferme?
sen nerelisin 43
sen ne yapıyorsun 391
sen nereye gidiyorsun 94
sen neredesin 42
sen neler yapıyorsun 28
sen ne istersen 28
sen ne istiyorsun 112
sen nesin 127
sen nereden geldin 17
sen ne demek istiyorsun 35
sen ne yapıyorsun 391
sen nereye gidiyorsun 94
sen neredesin 42
sen neler yapıyorsun 28
sen ne istersen 28
sen ne istiyorsun 112
sen nesin 127
sen nereden geldin 17
sen ne demek istiyorsun 35