Sonsuz hayat Çeviri Fransızca
159 parallel translation
Belki de sonsuz hayatın sırrını bulmuş olabilirim.
Et même trouver le secret de la vie éternelle.
"Sonsuz hayat ve sınırsız ışık veren büyük Tathagata..."
Le rite bouddhique, ça t'ira? Tu es catholique, mais après tout, nous sommes tous pareils.
"yüce tahtının ayakları dibinde sonsuz hayat bahşet. Amin."
"pour y vivre éternellement sous Ton règne."
Orada sevgilim senin yeniden doğumun ve ikimiz için sonsuz hayatın anahtarı yatıyor.
Là, ma bien-aimée, nous attend la clef de votre résurrection et de la vie éternelle pour tous deux.
Benim gibi sonsuz hayatı arayan tek kişi -
Quelqu'un qui cherche la vie étemelle à mon instar.
"İsa'nın bedeni sana sonsuz hayatı sunsun."
"Que le corps du Christ me donne la vie éternelle."
Cesareti ve imanıyla bu iyi kadın şimdi Yaratıcısı'nın İlahi Alemi'ne sonsuz huzura kavuştu... Ve biz üzülenler bize de iyi amellerimize ödül olarak sonsuz hayat vaat edildiği gerçeğiyle teselli bulmalıyız.
Dans son courage et sa foi, cette brave femme a maintenant rejoint son créateur dans la paix éternelle en son royaume divin, et nous qui la pleurons devons nous consoler en sachant que nous aussi sommes promis à la vie éternelle,
Sonsuz hayatın ürpertilerini uyandırır.
Eveillant des frissons d'éternité
" içinde sonsuz hayat fışkıran bir kaynağa sahip olacak.
"recevra en lui une source " qui jaillira pour la vie éternelle.
Sonsuz hayat! Kadehten içene gençlik bahşedilecek.
La jeunesse éternelle pour celui qui boit au Graal!
Sonsuz hayat veren kaseyi.
La coupe qui donne la vie éternelle.
Sonsuz hayatın yanında bunun ne önemi var?
C'est quoi à côté de la vie éternelle?
O zaman sana sonsuz hayatı vereceğim.
Alors, je vous offre la vie éternelle.
Ben kendi adıma ; bu öğretmenin, bu yardımseverin bu adamın, kendi yolunda ilerleyen bu adamın sonsuz hayatın sırrını öğrettiğine inanıyorum. İşte burada, aramızda, dostlarının kalbinde.
... cet homme avait, à sa façon, trouvé le secret de la vie éternelle ici, parmi nous dans le cœur de ses amis.
Evet, sonsuz hayat bu sefil kabuk içerisinde kapana kısıldı.
Oui, la vie éternelle piégé dans cette maudite carapace.
Sonsuz hayatı simgeliyor.
Elle symbolise la vie éternelle.
- Sana sonsuz hayatı verdim!
- Je t'ai donné la vie éternelle.
Rahip okulunda öğrendiğimiz şeylerden tuhaf olamaz... cennet, cehennem ve sonsuz hayat falanla ilgili hani.
C'est pas pire que ces trucs au séminaire, le paradis et l'enfer, la vie éternelle, tout ça.
- Cennet, cehennem ve sonsuz hayatı mı?
- Le paradis, l'enfer et la vie éternelle?
Kutsa, koru ve senden ayırma. Tanrım, bizi merhamet ve yardımın ile gözet... ve bizi tüm ilahi ve inayetinle doldur... ki bu hayat ile birlikte... sonsuz hayatı da yaşaya bilelim.
Que le Seigneur veille sur vous... et vous accorde Sa bénédiction et Sa grâce... afin que vous viviez ensemble ici-bas et que, dans l'autre monde... vous ayez la vie éternelle.
Sen busun. Sonsuz hayatı yaşanmaya değer kılan şey budur.
C'est la raison d'être de la vie éternelle.
Sonsuz hayat, Tanrı'nın Cennetinde bir yer.
La vie éternelle, une place auprès de Dieu.
Sana sonsuz hayat verebilirim, eğer dilersen.
Je peux t'offrir Ia vie éternelle, si tu Ie souhaites.
Sonsuz hayat parlasın üzerinde.
Et enveloppe son âme d'une vie perpétuelle.
Sonsuz hayat onlara bağışlansın, ve ebedi ışık üstlerinde parlasın.
Que la vie éternelle soit en eux et puisse les éclairer d'un éclat perpétuel.
Sana sonsuz hayatı vermiştim.
Je t'ai donné la vie éternelle.
- Ona hayat vererek. Sonsuz hayat.
- En lui donnant la vie éternelle.
Ama sone sonuçta yaşamı, ölümü ve sonsuz hayatı birbirinden ayıran... görünüşte aşılmaz engellerle baş etmek hakkında.
Mais il s'agit en fait de surmonter les barrières apparemment insurmontables qui séparent la vie, la mort et la vie éternelle.
Şarap iç, sonsuz hayat bu
Bois du vin C'est la vie éternelle
- Bekle biraz. " Frankenstein, yüklü elektrik vererek canavara sonsuz bir hayat verdi.
" Il le rendit immortel au moyen d'une dose massive d'électricité.
Estrovia'nın devrik Kralı Shahdov hazine fonlarıyla birlikte kaçmayı başarıp, Amerika'ya geldi. Amerika'ya sonsuz servetini ve planlarını getirdi. Modern hayatı tüm değiştirip ütopya yaratacağını umuyor.
Le roi Shahdov d'Estrovie, enfui de son pays, arrive en Amérique avec une vaste fortune et ses plans nucléaires grâce auxquels il espère révolutionner la vie moderne.
Erkeklerimize güç ve hayat,... kadınlarımıza sonsuz bereket ver.
insuffle force et vitalité à nos hommes, apporte fécondité à nos femmes.
Hayat bilgisi, anlamasını sağlar. Doğanın sonsuz trajedisini acı duymadan kabul eder.
Son expérience l'aide à accepter l'éternel drame de la nature.
Başkaları. Onlar için hayat sonsuz bir ölüm korkusundan ibarettir.
Ces autres qui vivent dans la peur de la mort.
Ondan vazgeçmeyelim, ona sığınalım bir ok gibi gerelim ve arkamızda bırakacaklarımızı unutarak sonsuz cennet hayatına sahip olmanın yollarını arayalım.
Disons ne donnent pas l'ascétisme Nous allons étirer comme une flèche, Et, oubliant ce que nous allons laisser derrière nous Nous allons poursuivre notre vol pour atteindre l'Eternel La voie céleste.
Oh, Wakantanka, Yüce Güneş Ruhu, yaşam kaynağı, acı, zevk ve şiddette yaratılmış, ölüm ve yaşamın sonsuz dönüşümünde hayat vermek için hayat alan sen,
Oh Wakantanka, grand esprit du Soleil, source de toute vie, né de la violence, du plaisir et de la douleur, tu ôtes la vie pour nourrir la vie dans le cycle éternel de la vie et de la mort,
Ulusumuzla kilise arasındaki uzlaşma tam olarak gerçekleşti ki bu da ulus ve kilise üyelerini düzene soktu çünkü sonsuz bir disiplin ve kişisel hayatın her detayına karışma hakkı gerekiyordu.
La réconciliation entre les deux se produit grâce... au démiurge, qui rassemble les membres de l'Etat et de l'Eglise... exigeant de la discipline et le droit d'intervenir... dans la vie individuelle.
Ebedi kutsanışta yüce tanrı ile yüzyüze, dünyevi zevklerden arınmış, sonsuz ve doğru hayatı yaşamak. O tanrı ki, bizim için çarmıha gerilerek hayatı son bulan oğlu ve elçisi
L'espoir de la vie éternelle, la vraie vie, débarrassés de notre enveloppe charnelle, plongés dans la béatitude éternelle de Dieu, qui, par Son fils, notre Seigneur Jésus-Christ, mort sur la croix pour notre salut,
Hayat sigortası değil Sonsuz istirahat satarım
- Non pas l'assurance sur la vie, mais la vie éternelle.
Hayat, sonsuz bir seçim ırmağıdır.
Mais pour être sûr...
Sonsuz hayat.
La vie éternelle!
Hayat sonsuz, değil mi?
Elle est dure et elle dure.
Hayat kısa ama amcık sonsuz!
La vie est courte, mais la chatte est éternelle!
Hayatın lütfu ve sonsuz gençlik.
Le don de la vie et de la jeunesse éternelle.
"Ve hiçbir katilin O'nun yanında sonsuz hayatı yoktur."
"Quiconque hait son frère est un meurtrier, et aucun meurtrier ne connaîtra la vie éternelle."
Uzayın sonsuz boşluğunda üçümüzün hayatı nasıl geçiyor sizlere göstermeye çalışacağız.
Nous allons vous montrer ce qu'est notre vie à tous les trois dans l'immensité de l'espace intersidéral.
Açık düzlüklerde koşturmaktan başka bir şey yoktur. Bütün hayatın temel iç dürtüye odaklanmıştır... kadınlarla birleşmek için sonsuz bir arayışa...
Caracolant dans les plaines immenses mus par un seul objectif, la quete de...
Ailemden iki yıl boyunca hiç haber alamayınca hayat sonsuz bir şekilde uzayıp gidiyordu ve aniden ailemizin İspanya'ya ulaştığını öğrendik.
Après deux ans sans nouvelles, cela semblait devoir durer toujours, quand soudain, nous avons appris que nos parents étaient en Espagne.
Sadece bir nefes, bir virgül... hayatı sonsuz yaşamdan ayırıyor.
Il n'y a qu'un souffle, une virgule, qui sépare la vie de la vie éternelle.
Sadece bana ve sonsuz kanıma dua edildiği sürece dua etmek senin hayatını kurtarabilir.
Tant que tu n'implores que moi et mon culte du sang.
Her vampirin hayatında sonsuz yaşam fikrine dayanamayacağı bir an gelir.
Vient un moment, pour tout vampire... où l'idée d'éternité devient momentanément insoutenable.
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayata 34
hayat güzel 31
hayat dolu 30
hayatını yaşa 16
hayattayım 45
hayatta olmaz 273
hayattasın 50
hayatımda 29
hayatın 30
hayata 34
hayat güzel 31
hayat dolu 30
hayatını yaşa 16
hayattayım 45
hayatta olmaz 273
hayattasın 50