English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yaklaşın

Yaklaşın Çeviri Fransızca

4,907 parallel translation
Dikkatli yaklaşın.
Approchez-les avec prudence.
Yaklaşın, yaklaşın.
Venez, approchez-vous.
Açıkçası, bu gazeteci avukatı yönlendiriyor. - Yaklaşın.
Ce journaliste influence l'avocat.
Gereğince dikkate alındı, tüm olanlar hakkındaki yaklaşımın.
C'est noté, ton attitude à propos de tout ça.
Geri çekme seçimi yaklaşıyor ve Jamm hala, beni alaşağı etmenin yollarını arıyor.
Encore? La réélection s'approche, et Jamm continuer de chercher un moyen de m'évincer.
Yaklaşık bir buçuk saat içinde Fremont Park'ın oradaki çeşmede.
Je serai à la fontaine du parc Fremont dans une demi-heure.
Yaklaşık altı aylık bir operasyon olacağını düşünmüştük.
On pensait que c'était une opération de six mois au plus.
Oranın en güzel ve en hızlı atıymış, yaklaşık 528 beygir, çok güzel bir at, herneyse.
Il était le plus rapide et le plus beau sur ces terres, une puissance d'environ 528, un très gentil étalon, bref.
Biliyorsun, taktiksel yaklaşımlarını gelişi güzel.
Tu sais, ta tactique d'approche est horrible.
Yani, bu hesapla ameliyat için yeterli paranın yaklaşık sadece 8 haftada biriktirilebileceğini hesapladım.
Ça évitera d'économiser des mois pour l'opération.
Yaraların genişliği ve derinliklerine bakarak bence katil tek taraflı ve yaklaşık olarak onbeş santim uzunluğunda bir bıçak kullanmış.
Basé sur la largeur et la profondeur des plaies, je dirais que le meurtrier a utilisé un couteau à un seul tranchant avec une lame d'environ 17 cm.
Son zamanlarda CSI yaklaşımı daha fazla fotoğraf çekmek.
Les nouveaux CSI ont tendance à prendre plus de photos qu'il n'en faut.
"Her burun çekişle dünyanın sonu bir adım daha yaklaşır."
Un rhume, et c'est la fin du monde.
Simmons, virüse yaklaşık 36 saat önce ilk kurbandan elektrostatik şok alarak maruz kaldığını düşünüyor.
Simmons pense qu'elle a contracté le virus il y a environ 36 heures quand elle a reçu un choc électrique de la première victime.
Simmons, virüse yaklaşık 36 saat önce ilk kurbandan elektrostatik şok alarak maruz kaldığını düşünüyor.
Simmons pense qu'elle a contracté le virus il y a approximativement 36 heures quand elle a reçu un choc électrique de la première victime.
Ve unutma, onu taktığın anda yaklaşık olarak - S.H.I.E.L.D. farkına varmadan önce üç dakikam olacak.
Et rappelez vous, une fois que vous l'aurez branché, vous n'aurez que... 3 minutes avant que le SHIELD remarque.
Transgastrik yaklaşımı nasıl yaparsın?
Pas d'accord. Technique par voie transgastrique?
Bunun biraz aşırı olduğunun farkındayım. Ama ufak adımlar yaklaşımı işe yaramıyordu.
Je sais que c'est un peu extrême, mais l'approche à petit pas n'a pas fonctionné.
Yaklaşık ölüm zamanını tespit edebildiniz mi?
Avez-vous pu déterminer la date de la mort?
Cesetleri 10 yıl önce toprağa verilen yaklaşık 30 yaşlarında iki kadın olarak belirlemişler.
Ils ont établi que les corps sont ceux de deux femmes de 30 ans environ qui ont été enterrées il y a 10 ans.
Ward, Hayward'ın kız kardeşine yaklaşıyor şimdi.
Ward s'approche de la soeur d'Hayward.
- Yüzüne yaklaşır mısın?
Est-ce qu'on peut voir son visage de plus près?
Daha belirli olması açısından size adamın, "yaklaşık 35 yaşlarında uzun boylu, zenci" olduğunu söyleyen kişiden.
Il vous a dit qu'elle venait de partir avec un homme grand, Noir, d'environ 35 ans.
Birleşik Devletlerdeki trafik kazalarının yaklaşık % 11'i çarpıp kaçma biçimindedir.
Près de 11 % des accidents sur la route aux Etats-Unis sont des délits de fuite.
Pil büyüklüğüne ve soldaki şarjın uzunluğuna bakılırsa yaklaşık olarak 30 saat civarında kayıt yaptığını düşünüyoruz.
Basé sur la taille de la batterie et son autonomie restante, on pense que ça enregistre depuis environ 30 heures.
Demek istediğim, yaklaşık 100 yıldır şarkı söylemiyorum.
Je n'ai pas chanté, et bien... depuis environ une centaine d'années, et, euh...
Şüpheli hissedilebilir bir sınıra yaklaşıyor.
Ce suspect se rapproche d'une date butoir.
Biraz daha dayanın. Galiba oraya yaklaşık 1 mil kaldı.
Retenez-vous, on dirait qu'il y en a une dans 1,5km.
Bir de dana inciğimle ilgili eleştirileri okumuş. Sonra da rezervasyon yaptırmak istedi. Karısının doğum günü yaklaşıyormuş.
Il avait lu une critique de mon osso-buco et voulais faire une réservation pour l'anniversaire de sa femme.
Sınavların yaklaşıyor.
Les examens d'entrée à l'université sont bientôt.
- Hayır bunu kafam çalışsın diye yiyorum. Sınavlar yaklaşıyor. Amanın...
Non, c'est juste de la nourriture pour le cerveau, puisque les examens arrivent bientôt.
Mesela sizin robotu ele alalım bir araya gelmesi gereken o kadar benzersiz fikir ve kavramın olması... Ama yaptığınız işe hürmetle yaklaşıp içine ruhunuzu katarsanız kendi başına bambaşka bir hayat şeklini alır.
Prenez votre robot, par exemple... tant d'idées et de concepts disparates qui ont besoin de s'unir, mais si vous abordez votre oeuvre en la vénérant et y déversez votre âme, elle commence à prendre vie d'elle-même.
Kim Tan'ın yaklaşımı da çok tuhaf.
Kim Tan sait comment donner de faux espoirs aux filles.
Bugün başlayıp yarın bitirebileceğimiz ya da o kiliseye yaklaşırsan iptal olacak bir anlaşma.
L'accord qu'on a conclu peut commencer aujourd'hui et s'achever demain, ou... Il peut disparaître si vous approchez de cette église.
Açıkça görülüyor ki, insanların hüküm sürdüğü dönem acı bir sona yaklaşıyor.
À l'heure qu'il est, il parait évident que l'ère de la supériorité humaine prend fin.
Jeremy evlenip o zamanın ortalamasıyla üç çocuk yaptıysa sekizi aşkın neslin sayısını da katarsak yaklaşık 6,000 torunum olabilir.
Si Jeremy s'est marié { \ pos ( 192,220 ) } et a eu trois enfants, la moyenne à l'époque, { \ pos ( 192,230 ) } et en combinant ce chiffre sur huit générations... { \ pos ( 192,230 ) } Je pourrais avoir jusqu'à...
Şu anda biz konuşurken bile can düşmanın yaklaşıyor.
Tandis que nous parlons, votre ennemi se rapproche.
Sessizce yaklaşıp, saniyeler içinde boğazını kesebilirler.
Ils pourraient être rapide et silencieux et arracher la gorge dans une affaire de secondes.
Zoey'e bir daha yaklaşırsan, mezarını kazarım!
Approche toi encore de Zoey et je t'enterrerai putain!
Nüfusun yaklaşık % 5'i hastalığa hemen yakalanmadı.
Environ 5 % du monde n'est pas affecté immédiatement.
Uyuşturucu ile mücadele, son 10 yılda vergilerden gelen yaklaşık 100 milyar doların kullanılmasına sebep olmuştur.
La guerre contre la drogue a coûté aux contribuables la somme ahurissante de 100 milliards depuis dix ans.
Belki de yaklaşır ve boğazını kesip kanının üstüme akmasına izin veririm.
Je vais peut-être choisir de m'approcher de lui, le trancher à vif et laisser son sang couler sur moi.
En fazla şu kadar yaklaşırdı. Alnını seninkine bastırarak.
Il s'approchait de nous et il collait son front sur le nôtre.
Eğer bu akşam araba otoparkında biri arkandan yaklaşıp boğazına bıçak dayasa ve 10 saniye öncesinde bunların olacağına dair flashback yaşasan ve elinde bir çekiç belirse o anda.
Si vous saviez que quelqu'un allait tué derrière vous, dans le parking, ce soir, vous frapper sur la tête et puis vous couper la gorge. Si dix secondes avant que ça arrive vous aviez une vision et savait que ça allait arriver absolument, puis frapper... un marteau apparait dans votre main... que feriez-vous?
Safların yaklaşık beş kilometre gerisindeki bölük karargâhına atandım.
J'ai été affecté au siège social, à 5 kms derrière les lignes.
Bizi yaklaşık bir saat önce çağırdı ve kafasının içinde güçlü bir vurma sesi olduğunu söyledi.
Il nous a appelé environ il y a une heure, Il a dit qu'il avait un gros bruit de déclic dans sa tête.
Birbirinize yaklaşın!
- Rapprochez-vous!
Evet, bu yayını yaklaşık yarım milyar insan izleyecek.
- Oui, ce sera vu... Oui! ... par près de 500 millions de personnes.
Bir adım daha yaklaş, taşaklarını ağzına vereyim.
Si tu approches, je t'arrache les couilles.
Ama yaklaşımın her zaman pratik değil.
Mais ton approche n'est pas toujours pragmatique.
Marina, yaklaşık bir yıldır seks yapmadıklarını söyledi.
Marina dit que ça fait presque un an qu'ils ont pas baisé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]