English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yaklaşıyorsun

Yaklaşıyorsun Çeviri Fransızca

290 parallel translation
- Gittikçe yaklaşıyorsun.
- Vous chauffez.
Ne diye bir adama bu şekilde sessizce yaklaşıyorsun ki?
Ça va pas de venir comme ça?
Durmadan sinsice yaklaşıyorsun.
À toujours arriver sans vous annoncer.
Sorunlara kafanda bir buz torbasıyla yaklaşıyorsun.
Vous abordez tous les problèmes de façon froide et calculée.
Hız kesmeden dibe yaklaşıyorsun.
Vous allez bientôt toucher le fond.
Tanrıya gittikçe yaklaşıyorsun tek kelime etmen yeter.
Tu t'approches de Dieu. Il ne t'en coûtera qu'un seul mot.
Bütün bu olan bitene çok şahsi yaklaşıyorsun.
Tu en fais une affaire personnelle.
Mesajını aldım. Yaklaşıyorsun.
Je te ferai un massage si tu te rapproches.
Hayır, ama yaklaşıyorsun.
Non, mais vous chauffez.
Gezegen katiline tehlikeli bir şekilde yaklaşıyorsun.
Vous vous approchez dangereusement de l'exterminateur de planète.
Yaklaşıyorsun.
Il y a un petit rapport, là, quand même.
Yaklaşıyorsun, yaklaşıyorsun, yaklaşıyorsun.
Tu te sens bien, très bien. C'est que tu as 18 ans.
Çünkü bana aşırı hızlı derecede yaklaşıyorsun.
Parce que tout va un peu trop vite.
Yaklaşıyorsun.
Ça viendra.
- Yaklaşıyorsun.
- Non. Vingt-sept ans?
Giderek yaklaşıyorsun.
Vous chauffez.
Yaklaşıyorsun kardeşim.
Tu commences à me plaire, frère.
- Delikanlı. Her an kırbaca yaklaşıyorsun!
- Jeune homme tu es à deux doigts du fouet.
Ve hepsinden önemlisi de, bir komedyenin bakış açısı... Baksana sen! Bu ne bencillik ki terapimi kaçırmama bile seni sinir etmesi açısından yaklaşıyorsun!
Tu es tellement égocentrique que si je rate ma séance, tu ne penses qu'à la manière dont ça t'affecte.
Evet, yaklaşıyorsun.
Oui, on s'en rapproche.
Bir konvoya yaklaşıyorsun.
Tu arrives à hauteur d'un convoi. Prépare-toi à klaxonner.
Probleme eski kafayla yaklaşıyorsun.
Ton problème est vieux comme le monde.
Yaklaşıyorsun.
Tu te réchauffes.
On adımdan fazla yaklaşamadığım bir atın yanına yaklaşıyorsun... ve bunu nasıl yaptığın konusunda en ufak bir fikrin bile yok.
Tu attrapes un cheval que je ne peux même pas approcher, et tu es incapable de dire comment tu fais.
Hayır, ama yaklaşıyorsun.
Non, mais tu brûles.
Zemine yaklaşıyorsun!
Le sol est là!
Kötü sona yaklaşıyorsun, eminim.
Tu finiras mal, j'en suis certain.
- Yaklaşıyorsun. Benimki kadar çok borcun olduğunda, üzerinde çok baskı oluyor.
Tu brûles. C'est juste que, quand on doit autant d'argent que moi... on est sous pression.
Şükürler olsun ki beni korkutmak yerine aşk ve iyi niyetinle yaklaşıyorsun.
Dieu merci, tu me parles avec amour et dévotion au lieu de m'effrayer.
Yaklaşıyorsun.
Non, tu délires.
Avucunun içi gibi dostum. Zum diye yaklaşıyorsun!
Et la terre avançait vers mes yeux comme ma main.
- Yaklaşıyorsun.
Tu t'échauffes.
- Yaklaşıyorsun, yükselmeye devam et.
- Continue á monter.
Yaklaşıyorsun.
Tu approches.
Yükselme Yaşına yaklaşıyorsun.
Tu approches de l'Age de l'Ascension.
Rebecca, fren yap! Şelaleye yaklaşıyorsun!
- Rebecca!
Belki de olaya yanlış yaklaşıyorsun.
- Il faudrait vous y prendre autrement.
Sen onun bu iyiliğine benden daha az şüpheci yaklaşıyorsun.
Vous lui attribuez plus de désintéressement que moi.
Benim yaşıma geldiğinde olaylara biraz değişik yaklaşıyorsun.
A mon âge, tu sais, on a l'esprit un peu étriqué.
Gittikçe yaklaşıyorsun ama ben nasıl görünüyorum?
Vous vous rapprochez, mais comment me trouvez-vous?
Sen bu olaya duygusal yaklaşıyorsun.
L " arrestation est imminente.
yaklaşık bir saatir burda sadece bakıyorsun.
Elle marche bien.
Eflatun'u ne zamandır tanıyorsun? Yaklaşık...
Depuis quand connais-tu Platon?
Yaklaşıyorsun.
- Vous êtes proche.
Yaklaşık 18-19 saniye kazanıyorsun Giulio.
Tu gagnes 18 ou 19 secondes, Giulio. Ça suffit?
Yalnız mı kalıyorsun? Yaklaşık evet.
- Et pour l'instant, vous vivez tout seul.
Yaklaşıyorsun ama içkiden fazlasını da ikram edecekler, değil mi?
Mais on fera pas que boire, avec elles, hein?
Söylesene Dennis, bir haftada yaklaşık kaç ayağa bakıyorsun?
Et vous examinez combien de pieds par semaine?
Yaklaşık 20 yıl önce oynadığım bir adamı hatırlatıyorsun.
Encore une? Tout à fait. Tu me rappelles beaucoup un type que j'ai joué il y a 20 ans.
Yaklaşıyorsun Data.
Comment avez-vous fait? Votre mère a capitulé.
Ama o bana yaklaşınca... Beni görmüyormuş gibi yapıyorsun.
Mais quand il s'approche, tu regardes de l'autre côté.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]