English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yaklaşıyorum

Yaklaşıyorum Çeviri Fransızca

683 parallel translation
Denizayısı, ne zaman Maddox'u görsem, kariyerimi bitirmeye bir adım daha yaklaşıyorum.
Hey, C-Ours. À chaque fois que je vois Maddox, ma carrière fait un pas de plus vers un ravin.
# Tanrı'm, sana yaklaşıyorum, #
Plus près de toi mon Dieu
# Yaklaşıyorum sana. #
Plus près de toi
# Tanrı'm, sana yaklaşıyorum, # # Tanrı'm, sana yaklaşıyorum, #
Plus près de toi mon Dieu
# Yaklaşıyorum... #
Plus prés -
Hedefe yaklaşıyorum.
Et c'est parti.
Tim, sonlara doğru, koltuktan kayınca sana çok mu yaklaşıyorum?
Quand je me laisse glisser, ne suis-je pas trop près de vous?
Yaklaşıyorum. Korkma.
J'approche... n'aie pas peur.
Dağa yaklaşıyorum.
J'arrive en face de la montagne.
Yaklaşıyorum...
Je chauffe?
Yaklaşıyorum, Marat.
J'arrive.
Allah'a yaklaşıyorum.
Je me rapproche de Dieu.
Dönüş noktasına yaklaşıyorum. - 3, 2, 1, şimdi!
Trois, deux, un, feu.
Yaklaşıyorum.
Je me rapproche.
Hedefe yaklaşıyorum.
Je me rapproche de la cible.
Şimdi sana doğru yaklaşıyorum.
Plus près de Toi, Seigneur
Yaklaşıyorum.
C'est moi.
Sanırım ikinci dönemecime yaklaşıyorum.
- Ça va. Je crois que je retrouve mon second souffle.
Salt Lake Yaklaşım, Hava Kuvvetleri T37 Sage ( Bilge ) 14 Kolombiya 747'e yaklaşıyorum.
Approche de Salt Lake, ici Air Force T37 Sage 14, on s'approche du Columbia 747.
Alan 1'e yaklaşıyorum.
J'approche de la zone 1.
Şu anda yaklaşıyorum. - Yapabilirim.
Je suis assez près maintenant pour y arriver.
Tepeye yaklaşıyorum.
J'approche du sommet.
Hedefe yaklaşıyorum.
L'objectif est là!
Oldukça psikolojik açıdan yaklaşıyorum.
Je pense être plutôt bien orienté du point de vue psychologique.
Onlara yaklaşıyorum, Doc!
Je les rattrape, Doc.
Sonuna yaklaşıyorum.
Il touche à sa fin.
Yaklaşıyorum.
C'est toi qui seras de corvée.
Ona yaklaşıyorum.
Je le rattrape. Il ne m'échappera pas.
Hayatını benim son bir kaç yılımı geçirdiğim gibi geçiren insanlara şüpheyle yaklaşıyorum.
Et comment pardonner à un homme qui a vécu comme j'ai vécu!
Gittikçe daha da yaklaşıyorum.
Un grand bond en avant
Dediğim gibi, bazı karşılaştırmalar yaptım konumuza en sağlıklı yaklaşımın bu olacağına inanıyorum.
J'ai préparé une liste de références... qui nous permettront d'aborder au mieux notre sujet.
Bir adam kendi bildiği işe bakmalı, sanırım... Ama bazı büyük adamlar tanıyorum ki... Uygun bir şekilde yaklaşıldığı taktirde
Bien sûr, il vaut mieux rester dans sa spécialité... mais je connais des gens très sérieux qui pourraient s'intéresser à l'affaire.
Ben yaklaşık her ayda bir gönül işlerinde yolda kalıyorum!
On l'appelle Miss Chagrin.
İçki iç. Yaklaşık bin dolar, yeni getirdiklerimi saymıyorum.
Près de 1 OOO dollars, plus la nouvelle livraison.
- Evet. Gitmek isteyeceklerini sanmıyorum. Hasat zamanı yaklaşıyor.
Ils ne voudront pas partir avant la récolte...
Yaklaşımı hatırlıyorum neden % 1 0'la yetindiğimi merak ediyormuş ve yarı yarıya paylaşmaya hazırmış.
Son approche était assez différente, elle m'a dit qu'elle ne voyait pas pourquoi je me contentais de 10 % de ses revenus alors qu'elle était prête à m'en donner la moitié.
Yaklaş seni duyamıyorum.
Approche-toi, je ne t'entends pas.
- Daha da yaklaşıyorum.
- Je vais en faire un.
Gittikçe yaklaşıyorum.
Je touche au but.
Tekrarlıyorum, aracımıza hızla yaklaşıyor.
Je répète, l'ennemi approche.
Beni zaten yok etmeye çalıştıklarından artık korkacak bir şey kaldığını sanmıyorum. Ve ayrıca parabolik bir yaklaşım deneyecekler.
Ayant essayé de me supprimer, en vain, ils tenteront une approche parabolique et m, attaqueront de biais.
Onu ben de yapıyorum... Yaklaşık bir santim.
- Je le fais tous les matins, je coupe un centimètre de tige.
Sana yaklaşıyorum. Ve hiçbir şey alamıyorum.
Ça vous suit, et rien!
Yaklaşık 15 dakika sonra bu çocukları fanatik yapmaya başlıyorum.
Dans 1 5 minutes, on va se mettre à faire de ces jeunes... des fanatiques enragés.
Suya yaklaşıyoruz ve duman kokusu alıyorum.
Nous approchons d'une rivière et je sens de la fumée.
Rosie için çalışıyorum. Aralıklarla, yaklaşık bir yıldır.
J'ai travaillé pour Rosie pendant un an.
Evet, paraya olan ihtiyacınızı anlıyorum, Kaptan, inanın. Ben, kendim, yaklaşık $ 40,000 kadar borçluyum.
Je comprends vos motivations capitaine, croyez-moi.
Boy yaklaşık 1.57. Kaç kilo olduğumu hatırlamıyorum, ama dikkat ediyorum.
Je ne connais pas mon poids, mais je fais attention.
Yaklaşık 320 metresi kaldı. Demir beşi kullanacak. Öyle sanıyorum.
Encore 350 m. Il fera 500 points... dirais-je.
Yaklaşıyor ve hizalıyorum.
J'ai commencé mon approche, alignement en cours.
Oraya yaklaşık on iki çeyrekte varmıştı. Ben kendim de ne kadar süreceğine baktım ama elbette ben... bildiğiniz sebepten genç bir ceylan gibi koşamıyorum.
J'ai chronométré le parcours... mais pas en courant comme une jeune gazelle, pour des raisons évidentes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]