Çantan Çeviri Fransızca
2,996 parallel translation
Başka gözü var mı çantanın?
Il y a d'autres poches? Pour quoi?
Hayalet çantan için mi?
- Pour quoi faire?
Mace, bana çantanın yerini söyledi.
Mace m'a dit où la mallette est cachée.
Çantanın nerede olduğunu bilmiyorum.
Je sais pas où est la mallette en fait.
- Çantan burada.
- Voilà ton sac.
Çantanı kontol et. Galiba anahtarlarını aldı.
- Regarde dans ton sac.
- Çantan nerede?
- Ton sac? - Dans la voiture.
Kalıp ateşlendiği zaman patlama dolayısıyla basınçlı hava ve şok dalgalarının etkisi ile 5 metrelik mesafede yer alan ne varsa yok olur, eğer çantanızda bu kalıplardan 5 tane varsa bir sokaklık mesafede yer alan herkes patlama menzilinde demektir.
Lorsque la charge saute, l'explosif est converti en gaz compressé, et l'onde de choc détruit tout dans une zone de 16 pieds, ce qui veut dire que si cinq de ces charges sont dans votre sac à dos, quiconque se trouve dans un pâté de maisons est dans votre rayon de l'explosion, aussi.
Sanırım bombalı çantanı buldum.
Je pense que j'ai trouvé le sac à dos.
Çantanı taşıyacak.
Je vais porter ton sac.
Tanrım, anne, sik çantanı almıyorsun, değil mi?
Mon dieu maman, tu va pas prendre le sac pénis.
Çantanın bedeli yarım misli artacak.
Le prix va augmenter de moitié.
Profesör! Çantanız! Profesör!
Professeur, votre sac à dos!
Çantanı buraya getir!
Apporte ton sac à dos!
Yoksa şu dev çantanızda mı?
Est ce qu'elles sont dans votre géant sac à main démesuré, madame?
Çantanın içine doldur!
Mets ça dans le sac.
Bir parçasını alıp çantanın içine tıkarsın.
Tu dois en prendre un morceau et le mettre dans un sac.
- Sen kaçırıldığında çantan alınmış mıydı?
Il avait pris votre sac?
Çantanız efendim, kenara alabilir miyim?
Puis-je déplacer votre sac, Monsieur?
Artık kendi çantanızı taşımamalısınız
Vous ne porterez plus vos valises.
Çantanı alayım mı?
Merci. Je prends ton sac?
- Çantan nerede?
Où il est déjà?
Çantanın içine gizle.
Mets-la dans ce sac.
Tamam, çantanı boşalt.
Videz votre sac.
Çantanızı yan tarafa koyun lütfen. Şuradan geçin.
Déposez votre sac, s'il vous plaît.
Çantanı alayım mı?
Tu veux que je prenne ton sac?
Çantan sorun çıkartmıyor, değil mi?
Ça va avec ta valise?
Kusura bakma Carol ama çantanı aramama izin vermeni rica etmek zorundayım.
Désolée, mais je dois fouiller ton sac.
Çantanın içine koydun.
Tu l'as mis dans le sac à dos.
Jenny. Çantan polislerde.
Jenny, la police, ils ont vos sacs.
Çantanın içine bak dostum.
Regarde dans le sac.
En küçüğü, o çantanın üzerinde ablasının kanını gördü.
Mon plus petit - Il a vu le sang de sa propre soeur sur ce sac à dos.
Bu çantanın incelenmesi lazım.
J'ai besoin de faire analyser ce sac.
Ayrıca çantanın askılarında amonyum hidroksit izlerine rastlanmış.
On a aussi trouvé des traces d'hydroxyde d'ammoniaque sur les bretelles du sac.
Çantanın içinde ne olduğunu görmek istiyorum!
Je veux voir ce sac!
Çantan var mı? Çanta taşıyor musun?
Tu as un sac à main?
Gel bakalım. Çantanı kontrol etmemiz gerekiyor.
Je dois le fouiller.
Her zaman "En başta başarıyı yakalayamadıysan çantanı topla." derdi.
Il me disait toujours : "Si tu ne réussis pas la première fois, " fais tes valises. "
Çantanı bana ver.
Ton sac.
- Öyle mi? Çantanın içinde ne var peki? - Baba!
- Qu'est-ce qu'il y a dedans?
O çantanın içinde ne olduğunu bilmiyorum.
J'en sais rien. Je l'ai trouvé.
Sence umurumda mı? O çantanın içinden bir şey çıksaydı, seni kendi ellerimle teslim ederdim.
Si c'était le cas, je te livrerais moi-même.
Sen çantanı topla ben nedenini yolda anlatırım olur mu?
Il faut juste que tu emballe un paquet et je t'expliquerai pourquoi en chemin, ok?
Çantanı topla Georgie.
Emballes tes affaires, Georgie.
Çantanın kenarındaki cebi kontrol et.
Ecoute, regarde dans la poche sur le coté de ton sac.
Çantanız Bayan Fisher.
- Votre sac à main.
Buraya çantanın içinde bir bebekle geliyorsun, ve bana işimi nasıl yapıcağımı söylüyorsun!
Ne me donne pas de leçons, tu fous un gosse dans un sac.
Arka koltuğa bıraktığın sırt çantan bagajda. Çekme, çekme, çekme.
Non.
Takım çantan var mı?
T'as une caisse à outils?
Sırt çantanı sınıfta bıraktın.
Tu as laissé ton sac dans la classe, mon vieux.
Beslenme çantanı unutma.
N'oubliez pas votre goûter.
çantanda ne var 16
çanta 89
çantamda 34
çantada 19
çantada keklik 60
çantam 79
çantam nerede 28
çantayı al 22
çantamı unuttum 16
çantada ne var 43
çanta 89
çantamda 34
çantada 19
çantada keklik 60
çantam 79
çantam nerede 28
çantayı al 22
çantamı unuttum 16
çantada ne var 43