English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bazen olur

Bazen olur Çeviri Portekizce

966 parallel translation
Bazen olur.
Ah, sim, às vezes.
Bazen olur.
Acontece.
- Bazen olur.
- Às vezes.
- Bu, bazen olur.
- Todos vocês.
Evet, bazen olur.
Bem, eles fazem isso às vezes.
Bu bazen olur.
Por vezes acontece.
Sayılır, ama bazen rüzgarlı olur.
Mais ou menos, mas, às vezes, a brisa chega lá.
Çünkü biliyorsunuz ki olaylar esnasinda... insanlar kendileri için neyin en iyi oldugunu unutup... duygularinin esiri olur bazen.
Porque, como sabe, no calor da acção... os homens fácilmente esquecem quais são os seus melhores interesses... e deixam-se levar pela emoções.
Bir farenin bile bazen dövüşmeye cesareti olur.
Mesmo um rato tem coragem para lutar de vez em quando.
Canım Bayan Reed, mesleğimde bazen hasta ile doktoru arasında niyet açısından bazı uyuşmazlıklar olur.
Cara senhora Reed, por vezes na minha profissão, há um confronto de vontades entre o médico e o seu paciente.
Birbirini hiç görmemiş iki kişi arasında bir düello ayarlamak alışılmadık bir duygu. Bazen böyle durumlar olur.
É estranho preparar um duelo entre... duas pessoas que nunca se viram.
- Ama bazen yardıma ihtiyaçları olur.
- Claro que às vezes não caem sozinhas.
Onların bazen böylesi abuk-subuk fikirleri olur.
Eles têm ideias absurdas de vez em quando.
Gidip baksan iyi olur. Bazen ne olacağı belli olmaz.
É melhor ires ver, nunca se sabe...
Bazen kaptanın da yardıma ihtiyacı olur...
Ás vezes, o capitão dum navio deve ter ajuda...
Olur bazen.
Podia acontecer.
Bazen gardiyanlık işini bıraksam iyi olur diye düşünüyorum.
Às vezes penso que seria melhor se largasse o emprego de guarda.
Bu bazen ailenle konuşmaktan daha kolay olur.
Às vezes é mais fácil do que falares com os teus pais.
Bazen değişim söz konusu olur.
Às vezes há uma mudança.
Bazen o kadar soğuk olur ki göller ve nehirler donar ve suları o kadar sertleşir ki üzerinde bile yürünebilir.
Às vezes, é tão frio que os lagos e rios congelam e a água fica tão dura que é possível andar sobre ela.
Bazen acaba tek başıma olsam daha mı iyi olur diye düşünüyorum.
Por vezes penso se não estava melhor como estava.
Bazen çok işim olur da.
Tenho negócios lá. Não mesurpreende.
Bazen aynı filmi 2-3 kere izlediğim olur.
Às vezes, vejo o mesmo filme uma, duas ou três vezes.
Bazen bir kez yeterli olur.
Às vezes basta que aconteça uma vez.
Bazen Cumartesi gecelerinin yalnız bir sesi olur.
Às vezes o som da noite de sábado é solitário.
- Olur bazen böyle şeyler.
- Às vezes é assim.
Ama bazen eğlenceli olur, özellikle onların yaşında olduğunda.
Mas às vezes é divertido, principalmente na idade deles.
Yani bazen sesinin çıkması insana yardımcı olur.
Quero dizer, queixares-te um bocadinho às vezes ajuda.
Bazen böyle şeyler olur.
Essa é a limpeza dos brancos.
Bazen düşünüyorum da bundan 10 ya da 20 yıl sonra gülecek bir şeylerim olur.
Gostaria de pensar que daqui a uns 10 ou 20 anos... teria algo de que pudesse rir. Qualquer coisa.
Ancak alevin bazen hafiflediği anlar olur.
Mas há uma altura em que a chama arrefece.
Bazen erkeklerin başında ki işler yoğun olur, bu durumda her şeyin üstlerine geldiğini hissederler.
Parece que ás vezes as coisas se complicam tanto à volta de um homem, que ele sente que o mundo está a desabar em cima dele.
- Rica ederim, buyurun. Yolcuların bazen güvertedeki şezlonglarda uyudukları olur mu?
É verdade que alguns passageiros dormem em espreguiçadeiras ali atrás?
Bazen kaçarken ailenin faydası olur.
Por vezes, quando fugimos, a família pode ajudar.
Üzgünüm Binbaşı ama generaller bazen meşgul olur.
Sinto muito, mas os generais são muito ocupados.
Bazen böyle kazalar olur.
Às vezes há acidentes.
Bazen yağmurdan sonra daha da sıcakladığı olur.
Embora, às vezes, depois da chuva faça mais calor.
Bazen kilitlendikleri olur bu aletlerin, bilirsin.
Às vezes, estas coisas encravam apenas, percebe?
Bunun bana, bazen yararı olur.
Ajuda-me de vez em quando.
Bazen... olayların gidişatını... anlamak zor olur.
Por vezes é... difícil entender... certas coisas.
Ateşi yakmak kolay, ama bazen söndürmek çok zor olur.
É fácil acender um fogo, mas às vezes é difícil apagá-lo.
Bilimin yenildiği yerde bazen inanç başarılı olur.
A fé por vezes triunfa onde a ciência falha.
Bazen, kendi iyiliğim için fazla bağımsız olduğumun söylendiği olur.
Já me disseram que sou demasiado independente.
Olur böyle şeyler bazen.
São coisas que acontecem.
Bazen benim gibi olmayan bir fotoğraf çekerim ama çektiğimde benim gibi olur. Öyle olmalı.
Às vezes faço uma foto que não condiz nada comigo, mas como fui eu que a fiz, tem que condizer comigo.
Bazen hep böyle olur, değil mi?
Às vezes, é sempre assim. Não?
Eminim tuhaf geliyordur ama bazen toptancıların stoku perakendecilerden az olur işte.
Isto pode parecer estranho mas... há alturas em que um grossista tem menores existências que um retalhista,
Bazen kan bile temizlediğim olur.
Certas noites, limpo o sangue.
# Bazen hayallerin paramparça olur...
Às vezes os sonhos. Se desfazem.
- Carolyn, biliyor musun bazen konuşmamak daha iyi olur. - Katılıyorum.
Carolyn, às vezes é melhor não falar.
Bilirsin Mike... Bazen doktorun dışında kimsenin seni anlamadığı zamanlar olur.
Sabes, Mike há alturas em que só um doutor pode perceber-te.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]