English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Benim

Benim Çeviri Portekizce

390,130 parallel translation
Benim küçük oğlum, sekiz yaşında.
O meu menino, ele tem oito anos.
Benim eve dönmemi nasıl beklediğini ve ona yolculuğumu anlatmak istememi.
À minha espera para lhe contar tudo sobre a minha grande viagem.
- Benim adım Pat Quinlan. - Öyle mi?
O meu nome é Pat Quinlan.
- Benim gerçek adımı nereden biliyorsun?
- Como sabe o meu nome?
Elinizdeki tek kişi benim.
Sou tudo o que têm.
Bu benim son kaydımdı.
Esta é a minha última gravação.
Anlaşılan benim burada kalmam için çok hevesliler.
Parece que querem mesmo que eu fique aqui.
Benim üzerimde etkili olduğu kanıtlanırsa tedaviyi tüm Leda kardeşlerine yönelik genişleteceğim. - Evet.
- A sério?
Benim yapmamı mı istiyorsun? Ben yaparım.
Queres que seja eu a fazer?
Ama benim insanlarım da izliyor.
A minha gente também está a ser observada.
Burası benim dairem.
É o meu armazém.
O sırada Jeff ve Richard, benim nasıl bir mercan manyağı olduğumu bilmiyorlardı.
Na altura, o Jeff e o Richard não sabiam que eu era um nerd dos corais.
Benim için doğadaki en ilginç şey, ortak yaşamadır.
Para mim, a parte mais interessante da natureza é a simbiose.
İkisi arasındaki bu ilişki de... benim için dünyadaki en ilginç şey.
A relação entre os dois é a coisa mais interessante de sempre, para mim.
O yüzden burada olan biten benim için çok heyecan verici, ilk defa bu soruyu sorup - cevabını alabileceğiz.
É por isso que isto é tão entusiasmante, vai ser a primeira vez que vamos poder fazer a pergunta e obter uma resposta.
"Bu yere geri dönmek benim için çok güçtü." gibi şeyler.
Do tipo : "Este foi dos locais mais difíceis para eu regressar."
Benim gibi 440 mazoşist vardı.
Havia 440 masoquistas.
Benim köpeğimi görmek ister misin?
Quer ver o meu cão?
Benim olduğum filmi izledin mi?
Já viu o filme comigo?
Benim...
Preciso...
Benim hayatta kalmak için kaçıp gelmem lazım.
Eu preciso de fugir e de caminhar...
Benim sakinleştirici iğne falan yaptırmam lazım.
Eu preciso de injeções intravenosas para relaxar. Amanhã? - Porque não?
Bazen rahatlamak benim için çok zor oluyor.
Mas às vezes é-me difícil descontrair.
Gürültülü ve yabancı yerler benim için zor olabiliyor.
Estar num lugar barulhento e estranho pode ser difícil.
Penny, kızlar gecesi yapıyoruz ama sen artık burada kalmadığın için bunun esasen benim kızlar gecem olması garip geliyor mu?
Penny, sendo a noite de raparigas aqui, e tu já não morando aqui, faz com que seja a minha noite de raparigas?
Penny, nasıl diyeceğimi bilmiyorum ama bu benim ilk kızlar gecem ve herkesin moralini bozuyorsun.
Penny, não sei como dizer isto, mas esta é a minha primeira noite de raparigas, e tu estás a entristecer toda a gente.
Hadi konuşalım. Bu ilişkide ilk günden beri bütün uğraşı veren benim.
Fui eu que fiz todo o esforço nesta relação desde o começo.
MIT'nin sloganı, yalnız bir ergenken benim de sloganım olan "Akıl ve el" dir.
O lema do MIT é "Mente e mão", o que também foi o meu lema como adolescente solitário.
Umarım burada benim yaptığım kadar seks yapar : hiç.
Espero que ela faça tanto sexo quanto eu fiz aqui. Nem por isso.
Benim bulduğum bir araba oyununu oynayalım mı?
Queres jogar um jogo que inventei?
Leonard da bir seferinde benim üzerime çıkmıştı ama Rose Parade'i görmeye çalışıyordu sadece.
O Leonard subiu para cima de mim uma vez, ele estava a tentar ver o Desfile das Rosas.
Aralarında sadece benim.
Sou a única... só eu.
- Doktor Who benim adım.
O meu nome é Doctor Who.
- Benim yerime geçebileceğini sanıyor, izleyip görelim.
Ela acha que pode ser eu. Vamos testá-la.
- Zihnimde ettin, benim için kâfi.
Concordou na minha cabeça, já está bom.
Arkadaşım o benim.
Ela é minha amiga.
Benim için kıymetlisin.
Você é querida pra mim.
Hatta benim en kıymetlimsin. - Biliyorum.
É a pessoa com quem mais me importo.
- Benim için tıpkı bir anne gibisin.
- Você é tipo... - Eu sei. Uma mãe para mim.
Bill Potts benim.
Eu. Sou. Bill.
Onu görmek annesi ve benim için çok üzücü olabilirdi.
Vê-la assim seria muito perturbador para a mãe dela e para mim.
Yani her türlü... Benim için bakiresin hayatım.
Portanto, seja como for, para mim és virgem, querida.
Fillory benim evim ve bunu önemsiyorum.
Nem sabia se virias. Fillory é o meu lar e preocupo-me com ele.
Hayır, hayır benim.
- O quê? Não, sou eu.
Gerçekten benim.
Sou mesmo eu.
Benim kim olduğumu bile bilmiyor.
Nem sequer sabe quem eu sou.
- Benim için çizdin.
- Desenhou-mo.
Benim çocuğummuş gibi ilgilen.
Tratá-lo como se fosse meu.
Onu geri getirebilecek tek kişi benim.
Sou o único que o pode trazer de volta.
Senin gerçek annen benim.
Eu sou a tua mãe verdadeira!
Benim.
Eu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]