Daha da fazlası Çeviri Portekizce
1,398 parallel translation
Madison'ın babası şık bir pastaneden pastaları alması için para veriyor. Sonra da herkesin ortasında satın alınması için daha da fazlasını ödüyor.
O pai dela dá-lhe 40 dólares para comprar uma tarte numa padaria cara e depois paga três notas para a comprar de volta em frente ao público, ao vivo.
Ve daha da fazlası, iyi ve nazik bir insanım.
E mais do que isso, sou uma pessoa boa e generosa.
Kaynağımızın çoğu araştırmalara gitti, daha da fazlası ortalığı temizlemeye.
Muitos dos nossos fundos foram investidos em testes, mas uma fatia ainda maior foi empregue na "limpeza".
Daha da fazlası, Darnell'in çocuklarla birlikte eve erken gelebileceklerini hiç düşünmemişlerdi. Joy?
Tanto que nem repararam quando o Darnell e os miúdos voltaram mais cedo para casa.
Hım, Maddie Van Horn'un çocuk servisindeki kayıtlarına bir göz attım. ve bunu sana söylemekten nefret ediyorum ama cam kırma olayından daha da fazlası var.
Dei uma vista de olhos nos arquivos de adopção da Maddie Von Horn e... tenho pena em informar-te que há mais do que uma referência a vidros partidos.
Evet. Daha da fazlası.
Sim, e mais que isso.
Ben bu durumda yardım edemem ancak düşünüyorum da, tüm bunlar bittiğinde daha da fazlasını yapacak.
E não consigo parar de pensar que quando isto acabar, ela vai fazer muito mais.
Daha da fazlası, beynin evrimsel seviyesi.
Ah, é mais que isso, mede o nível evolucionário do cérebro.
Bu kadar çok paranın yüzgeç endüstrisinde ve daha da fazlasının karaborsada olması yüzünden bir şeylerin ters gittiğini anlamıştık.
Com tanto dinheiro a circular na indústria das barbatanas, e muito dele no mercado negro, sabíamos que qualquer coisa tinha corrido muito mal.
- Çünkü hayattan daha fazlasını istiyordum. - Öyle mi?
- Porque queria mais da vida.
Kumandan Escalona çok açık sözlüdür asilerin nerede olduklarını, ne yaptıklarını ve hatta daha fazlasını da biliyoruz.
Como o Capitão Escalona gosta de dizer... nós sabemos melhor onde os rebeldes estão do que eles próprios.
Gont'ta altı ya da daha fazlası kullanılır.
Em Gont eles usam seis ou mais.
Daha fazlası da olmalı.
Tem de ser mais do que isso.
Amiral, hukukun özünün yargılamadan hüküm vermekten daha fazlasını gerektirdiğine eminim.
Almirante, por certo o espírito da lei requer mais do que execuções sumárias.
- Daha da fazlası, gönüllü bir beden.
E não apenas isso...
Bir karavan parkından ve bir lokantanın gece vardiyasından daha fazlasını elde edebilir. Bunu onun için istemiyor musun?
Ela consegue melhor do que uma caravana e um turno da noite num restaurante.
Evet, o bir Vietnam gazisi, daha fazlasını da hak ediyor.
É um veterano. Merece. É apenas um sem-abrigo.
Masum olduğuna inanmamız için bizi terslemekten daha fazlasını yapman gerek.
Vamos precisar de um pouco mais do que esse ar de mauzão para ficarmos convencidos da tua inocência.
Eğer geri dönecek olsaydı daha fazlasını da kazandırmayacağına da inanmamak mümkün değil.
É difícil de acreditar que não conseguiria tirar mais alguma coisa dele, se ele decidisse voltar.
Hatta çok daha fazlasını da bulduk.
Justo o tipo que temos procurado. Deveria vir o mais breve possível.
Daha fazlasını da yapabilirim, ama benim düşünceme göre... elimdeki memurların çoğu, bu tür davaları yürütebilecek nitelikte değiller.
Podia fazer mais, mas acho que, entre os operativos que tenho, não há gente treinada como deve ser para investigar esses casos.
Yabancılık hissedeceklerini biliyordum, ama daha fazlası var.
Sabia que iriam ficar perdidos, mas o alcance da coisa...
- Aşagıda daha fazlası var mı?
- Quantas mais haverá?
Yalan söylemek veya seni destekleyen birşeyler söylemek isterdim, ama bu noktada, annelik senin yaptığın şeylerden daha fazlasını ifade eder.
Gostava de mentir e dizer alguma coisa agradável, mas como já disseste, isso era mais uma coisa da tua mãe.
- Daha fazlası da var.
E muito mais.
Bunlardan daha fazlasını da içemeyiz.
E também não podemos tomar mais disto.
Polis, ateş eden adamın onları atlattığını söyledi. Yani daha fazlası da olabilir.
A Polícia diz que o atirador fugiu portanto, poderão chegar mais.
Biraz daha fazlasıyla da geçit yok olur.
E qualquer coisa a mais fará com que o Stargate seja destruído.
Yürümek zorunda olduğun ince çizgiyi anlıyorum, sadece kendini göstermek için bile aldığın risklerin farkındayım, ama üzgünüm, daha fazlasını istiyorum ve bunu dostlarına da iletebilirsin, evet, dinlediğinizi biliyorum, çünkü gizli ipuçları ve şifreli mesajlardan bıktım.
Quero dizer, compreendo a linha fina em que te podes mover, e sei os riscos que estás a correr só em apareceres. Mas desculpa, quero mais. E podes dizer isso aos teus amigos também.
Hiçbir şeyin daha iyisini ya da daha fazlasıni isteyeceğimizi düşünmemiştim.
Nunca pensei em desejar nada melhor que isso ou mais que isso.
Grubun hatrına bir şey yapmanın anlamı yoktu. Kazanmak paraya başlayınca, nasıI hep fazla baskının benim üzerimde olduğunu ve nasıI benim biraz daha fazlasını hak ettiğimi fark ettim.
Quando começamos a fazer dinheiro eu vi que a maior parte da pressão era exercida sobre mim e que merecia um pouco mais porque
Duquan'ın arkasından gelen çok daha fazlası var. Onların da sana ihtiyacı olacak.
Porque haverá muitos mais como o Duquan a seguir e também vão precisar de ajuda.
Kızının bir katille kaçtığına dair hikâyeyi uydurduğunda daha fazlası olduğunu düşündüm.
Já tinha percebido isso. Quando contou a história ridícula da sua filha ter fugido com um assassino.
Eğer bana söylemezsen, Saul'u tekrar alırız ve bu sefer gözünden çok daha fazlasını kaybeder.
Quero um local e uma hora específicos de um encontro de extrema importância da liderança da rebelião. E, se não conseguir isso, voltamos a prender o Saul. E, desta vez, ele vai perder mais do que um olho.
Wakanda'da, yüzeyde görünenden daha fazlası var.
Há mais coisas em Wakanda do que parece à superfície.
Casusluk işinde romantik bir eğilimin olduğunu biliyorum ama bu iş yalnızca fırça darbelerinden ve ölü damlalardan daha fazlasıdır.
Eu sei que tens uma noção romântica do negocio da espionagem, mas este trabalho... é mais do que muitas viagens e dinheiro no final do mês.
Bir YCP üniforması giymekten veya Saylonlarla anlaşmaktan daha fazlasını yapanlar ile.
São pessoas que não se limitaram a vestir uma farda da PNC, ou a fazer acordos com os Cylons.
Hafızamın 20 dakikasından daha fazlasını aldı.
Ele tirou mais do que 20 minutos da minha memória...
Seks hayatın hakkındaki her küçük detayı bana anlattın, bilmem gerekenden çok daha fazlasını.
Contas-me todos os detalhes da tua vida sexual. Mais do que preciso de saber.
Her zaman daha fazlasını istiyorlar.
Sempre à procura da próxima moda.
Kötü şeyler yaptım... ve sanırım daha fazlasını da yapacağım.
Eu fiz coisas más e é suposto fazer mais.
Sanırım, daha fazlası için hazır olduğunu da hissediyorsun.
Suponho que tu provavelmente sentes que estás preparada para algo mais.
Ne olduğunu düşünürken, çekim yasası size daha fazlasını getirir sonra, siz onun sadece ne olduğunu incelerseniz ve incelerken ne olduğu üzerine düşünürseniz çekim yasası onun ne olduğu incelemenizin sonuçlarını size getirir.
E quando pensa no que é, a Lei da Atracção dá-lhe mais disso. E então, se só observa o que é, então só pensa no que é. E a Lei da Atracção dá-lhe mais.
Herkes bilir, küçük şeyler için şükretmek, daha fazlasını istemektir!
Um homem sabe que, quando a mulher dá valor às pequenas coisas que ele faz... O que é que isso provoca?
Gün ışığı geleneğiyle keşişleşmiş birinden daha fazlasıyım.
Sou mais da tradição de ser assaltado em plena luz do dia.
Pantolon cebinde daha fazlası var.
Sim, há mais no bolso da calças.
Sonunda fiziksel olarak yücelme noktasına geleceğim ama yücelme daha fazlasına.... ruhsal bir aşaması da var.
Consequentemente alcançarei um ponto no qual serei fisicamente capaz de ascender, mas a ascenção precisa de mais que isso, há um... componente mental.
Bu delil hakında daha fazlasını öğrenmek için Rita'nın eski kocası Chad'i aşmalı...
Para descobrir mais sobre esta prova, Eu tenho que passar pelo ex-marido da Rita, Chad...
- Daha fazlasını otopsiden öğreniriz.
Saberemos mais depois da autópsia.
Sadece yaşamlarında kendi kendilerine olabilceklerinden daha fazlası olmalarına yardım ediyorum.
Só as ajudo a conseguir mais da vida do que conseguiriam sozinhas.
Daha fazlası da geliyor!
Vêm aí mais!
daha da iyi 37
daha da iyisi 48
daha da kötü 35
daha da önemlisi 45
daha da kötüsü 101
fazlasıyla 93
fazlası var 17
daha önce hiç böyle hissetmemiştim 22
daha fazla 180
daha sonra 654
daha da iyisi 48
daha da kötü 35
daha da önemlisi 45
daha da kötüsü 101
fazlasıyla 93
fazlası var 17
daha önce hiç böyle hissetmemiştim 22
daha fazla 180
daha sonra 654
daha neler 80
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi misin 168
daha iyi olacak 29
daha sonra gel 18
daha yeni geldim 61
daha sonra da 30
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi misin 168
daha iyi olacak 29
daha sonra gel 18
daha yeni geldim 61
daha sonra da 30
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha sonra konuşuruz 47
daha iyi olurdu 21
daha az 29
daha ne olsun 43
daha sonra görüşürüz 59
daha iyi mi 68
daha iyi ya 37
daha yeni 32
daha iyi misiniz 18
daha sonra konuşuruz 47
daha iyi olurdu 21
daha az 29
daha ne olsun 43
daha sonra görüşürüz 59
daha iyi mi 68
daha iyi ya 37
daha yeni 32
daha iyisi 53
daha sert 154
daha ne 26
daha erken 68
daha fazlası değil 36
daha ne istiyorsun 109
daha iyi oldu 16
daha önce hiç 44
daha sert 154
daha ne 26
daha erken 68
daha fazlası değil 36
daha ne istiyorsun 109
daha iyi oldu 16
daha önce hiç 44