English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ F ] / Fazlasıyla

Fazlasıyla Çeviri Portekizce

3,793 parallel translation
Kocanız için üzgünüm ama Daniel acımasızlığınızı iki kat fazlasıyla miras almış gibi görünüyor.
Infelizmente para o seu marido, parece que o Daniel herdou o dobro da vossa crueldade.
Demek istediğim, onu sıkıştırırsan karşılığını ödetmekten fazlasıyla memnun olur.
Se não tiver calma com ele, ele ficava feliz em devolver.
Şimdi, bu fazlasıyla çirkin olabilir, ama ben olmasına izin vermeyeceğim.
Isto podia ficar muito mais feio agora, mas não vou deixar.
Fazlasıyla yanılıyorsun.
Agiu muito mal.
Abby, bu kadarı fazlasıyla yeterli.
Abby, isto já foi longe demais.
Evreni anlamada dinin 10 bin yıldır yaptığını, bilim sadece birkaç yüzyılda fazlasıyla sağladı.
Daqui a algumas centenas de anos, a ciência ter-nos-á levado mais longe na compreensão do universo do que a religião o fez em dez mil anos.
Güven bana, fazlasıyla değdi!
Acredita em mim, valeu a pena!
Aradığı şey spermse, gideceği yerde fazlasıyla olacak, haksız mıyım?
Se é esperma que ele está à procura, vai haver em abundância para onde ele vai. Estou certo?
Yemek odamda fazlasıyla çok Cüce var zaten.
Já tenho demasiados anões na minha sala de jantar.
Tatillerde fazlasıyla yürüyüşe çıkmışımdır.
Fiz bastantes caminhadas em férias.
O herifler şu metroseksüel zırvalığını fazlasıyla ileri götürdüler.
Esses gajos levam essa treta da metrossexualidade ao extremo.
Kutlamak için fazlasıyla vaktin var.
Já tiveste tempo demais para celebrar.
Kabul edip başarılı olursan fazlasıyla ödüllendirileceksin.
Se aceitares e fores bem sucedido, serás bem recompensado.
Bir kalp alıp erittiler büyü ve fazlasıyla karıştırdı / ar ve bir taç yaptılar. Eşi benzeri görülmemiş bir tane. "
E derreteram um deles, misturado com magia e uma coroa fizeram sem par noutra à luz do dia. "
5,0 sigmalık yerel bir büyüklük fazlasıyla 126,5 GeV kütlesindedir.
Um excedente, com significado local de 5,0 sigmas, e uma massa com 126,5 GeV.
Bu duyguları daha önce gezegenim yok edildiği gün kat be kat fazlasıyla yaşamıştım.
Experimentei esses sentimentos exponencialmente multiplicados, quando o meu planeta foi destruído.
Bunu fazlasıyla kolaylaştırıyorsun.
Estás a facilitar as coisas.
Biz fazlasıyla fani kaldık.
permanecemos demasiado mortais.
- Eve. Burada fazlasıyla kalıp tatlarını kaçırdığım belli.
- É óbvio que já não sou bem-vindo.
Sana gelince, alkış seni fazlasıyla tatmin edecektir.
Para ti, os aplausos serão suficientes.
Çok mu atağız fazlasıyla tedbirsiz, çok hızlı?
Estamos muito impulsivo, imprudente, rápido?
Pardon, Mercutio, Fazlasıyla meşguldüm öylesi bir zamanla ki bir adamın lütfunu yitirebileceği kadar
Desculpe, Mercutio, foi muito absortos. Nesse momento, qualquer pode perder sua graça.
Kendi sesinin tınısına fazlasıyla tutkun
É mais no amor com sua própria voz.
Fazlasıyla.
Imenso.
Bir oda için fazlasıyla Fransız var burada.
Estão demasiados franceses na sala.
Aptalca şeyler yapmaya çalışıyor. Bana yardımcı olursan, karşılığını fazlasıyla alırsın.
Se ele tentar alguma coisa, espero que me ajudes.
Fazlasıyla çalışılmış gibiydi her şey.
Foi tudo demasiado profissional.
- Yine de beni fazlasıyla gülümsetiyor.
Porém, há muita coisa que me faz sorrir.
Yeteneğin olsa bile mesleğimiz fazlasıyla zor.
A nossa profissão já é difícil, mesmo com talento.
Hepimiz için fazlasıyla var dostum.
Mais sobra para nós.
Hayır dostum, geçen sefer fazlasıyla verdin zaten.
Não, meu! Pagaste-me muito bem na outra vez.
Savaş Okulu'na gideceğim için Valentine fazlasıyla şefkat gösterdi.
A Valentine tinha demasiada compaixão para a escola de batalha.
Tüm bu olanlar için size fazlasıyla para ödüyorum.
Porque eu estou a pagar-vos para fazer isto.
Tamam, sonuçta öyle olabilir ama fazlasıyla zaman kaybetmiştik ;... özellikle bu kadar çok sıcakta.
Sim, talvez, mas já tínhamos esperado que chegue. Especialmente neste calor.
Altı şişeciğin var. Senin ağırlığında her biri 20-24 saat yeter. Fazlasıyla yeterli.
Tens seis frascos, com o teu peso, cada um deve render, de 20 a 24 horas, é mais que o suficiente.
- Durum değişti. Bailey'in bildiği şeyler fazlasıyla tehlikeli.
Aquilo que o Bailey sabe é muito perigoso.
Fazlasıyla paranoyak olmuştuk.
Estávamos a tornar-nos super paranóicos.
Guardiana göre, Washington Post'un 30 yılda ortaya çıkardığı hikayeyi biz üç yılda fazlasıyla yaptık..
Segundo o'The Guardian', tivéssemos mais furos em três anos do que o'The Washington Post'teve em 30.
Bayan lbbetson bu eve son derece düşkündür. Belki fazlasıyla.
A menina Ibbetson gosta bastante desta casa, talvez até demasiado.
Araca her binişimde % 20 ölme ihtimalimi kabul ederek biniyorum ve bununla yaşayabilirim. Ama yüzde bir fazlasıyla olmaz.
Sempre que entro no meu carro, aceito que há 20 % de hipóteses de morrer, e consigo viver com isso, mas nem mais um porcento.
Asgard'ın müstakbel kralı tek bir diyardan fazlasıyla ilgilenmeli.
O futuro rei de Asgard deve-se concentrar em mais de um.
Ve verene kadar derken demek istediğin... Bunun gibi yaratıkların daha fazlasıyla karşılaşmadan önce yola koyulsak iyi olur. Evet.
E com "devolver", significa...
Fazlasıyla hak ediyorsun.
Eu não escolhi o discípulo errado.
Hemde fazlasıyla.
Absolutamente não escolhi.
Yatağım seninle paylaşmak için fazlasıyla kutsal.
A minha cama é muito santa para te deitares nela.
Hem de fazlasıyla.
Subiu, e muito.
Her zaman kanuna ihtiyacımız yok. Çünkü suçluluk duygumuz ve vicdanımız var ve bazen bu fazlasıyla yeterli.
Nem sempre precisamos da lei porque temos a nossa culpa e a nossa consciência e por vezes isso é mais do que suficiente.
- Hem de fazlasıyla.
- Devo ser mais que qualificado.
Bu gezi için fazlasıyla hazırım, eğlenceli olmasa bile.
Estou tão ansiosa por esta viagem, que nem tem piada.
Fazlasıyla güçlü olacaklar.
Serão muito poderosas.
Bu fazlasıyla hırs içeren bir istek Linda.
Isso é muito ambicioso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]