English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Eğer olsaydı

Eğer olsaydı Çeviri Portekizce

7,540 parallel translation
Eğer olsaydı, senin yüzünden olacaktı.
Se tivesse acontecido, era por tua causa.
Hatırlaman gereken duygu "eğer olsaydı" duygusu.
Lembra-te da sensação, do "e se".
Eğer Joe MacMillan burada olsaydı, bir uzay mekiği yapmamızı isterdi.
Se o Joe MacMillan estivesse cá, punha-nos a fazer uma nave espacial.
Eğer Eminem olsaydım, şu an ünlü amcıklara sikimi emdiriyor oluyordum. Şu an dışarda seninle daşaklarımın donması yerine.
Se eu fosse o Eminem, neste momento, teria uma actriz qualquer a fazer-me um broche, e não estaria aqui a congelar contigo.
Eğer bu olayın arkasında benle Ghost olsaydık, şu an burada olmazdım. Aynı şekilde sen de burada olmazdın.
Se eu e o Ghost estivéssemos por detrás deste ataque, eu não estaria aqui agora, nem tu.
Tommy, eğer paranla alakalı olsaydı bu elbisenin içinde topuklu ayakkabı giyip buraya gelmezdim.
Tommy, se isto fosse pelo teu dinheiro, eu não estaria nestes saltos altos e neste vestido ordinário.
Eğer söylediğin kadar harika olsaydı geleceğin eniştesiyle tekrar görüşme isteği uyandırırdı.
Se ele é assim tão bom como dizes, parece-me que devia voltar a conhecer o meu futuro cunhado.
- Eğer yardım etmek istiyor olsaydın, Zelena'nın dudaklarını lanetlediği zaman bunu bana söylerdin.
Se quisesses mesmo ajudar ter-me-ias dito que a Zelena tinha-te amaldiçoado os lábios.
Eğer Pamuk Prenses'i öldürmüş olsaydım bu dünyada olamazdım.
Se eu tivesse matado a Branca de Neve, não estaria aqui neste mundo.
Ciddi söylüyorum, eğer silahım çalışıyor olsaydı sırf senin şu zırvalarını dinlememek için kendimi vururdum.
Juro, se a minha arma funcionasse, atirava em mim mesma para não ouvir mais isso.
Ve eğer burada olsaydı herhangi bir konuda bir başkasını dinleyeceğime onu dinlemeyi yeğlerdim.
E se ele estivesse aqui neste momento, ainda o ouviria em relação a tudo, antes de ouvir qualquer outra pessoa.
Ancak sorun, Quentin Sainz'ın beni uygulayıcı yaparken yeterli olmasından ziyade eğer öyle olsaydı yine de bunu yapacak olup olmamasıdır.
Mas a questão não é se o Quentin Sainz era competente quando me nomeou cumpridora, mas se teria sido sua intenção fazê-lo se fosse.
Aslında tam olarak öyle değil, ben... Eğer ben senin durumunda olsaydım, kimi suçlayacağımı biliyorum.
bem, não e exatamente assim. i... se eu tivesse a sua opinião-lo, eu sei que eu iria acusar.
Hiç burdan gitmemiş olsaydı, eğer evlenmenize izin verilseydi... ve kendini o ve 3 yaramaz veletle aynı evde kıt kanaat geçinmek için, durmaksızın çalışırken bulsaydın... Yüzbaşı Alden hala sana bu kadar cazibeli görünür müydü?
se ele nunca tivesse saido, se voce tivesse sido autorizados a se casar, e encontrou-se agora na casa de sua com tres pirralhos berrando, trabalhando incessantemente para espalhar seus parcos salarios... seria capitão Alden ainda mantem tal apelo desesperado?
Eğer bu Stan Divac olsaydı, tüm vücudu sargıdaydı şimdi.
Se fosse o Stan Divac, ele ainda estaria cheio de marcas no corpo.
Bak, Carter istediğini yapma gibi bir hakkın olduğunu biliyorum ama ben yine de söyleyeyim, eğer ben olsaydım tüm paramı hayır kurumlarına bağışlardım.
Ouça, Carter, acho que é livre de fazer o que quer, mas... só estou a dizer que se fosse eu... eu daria todo o dinheiro para caridade.
- Eğer ben Irma'yı ine getirmemiş olsaydım
- a Irma para o esconderijo...
Eğer yazmayacak olsaydım, burada olmazdım.
Eu não estaria aqui se tivesse o meu final.
Eğer tek boynuzlu bir at olsaydım asla öfkeli olmazdım.
Se eu fosse um unicórnio, nunca ficaria zangado.
Eğer bu şüphelimizin eli olsaydı dediğin doğruydu.
Isso seria verdade se fosse a mão do suspeito.
Eğer o Joe Carroll olsaydı ne yapardın?
O que é que terias feito se fosses o Joe Carroll?
Eğer bugün Salı değil Perşembe olsaydı olurdu.
Sim, se pelo menos terça-feira fosse quinta-feira.
Ve eğer şartlar tam tersine olsaydı ve davayı onun elinden sen alsaydın gece bebekler gibi uyurdun.
Se fosse ao contrário e tivesses ficado com o caso dela, dormias que nem um bebé.
Eğer hala akıl hocan olsaydım olay yerini farklı bir açıdan incelemenin yardımı olacağını hatırlatırdım. - Ama...
Se ainda fosse o teu mentor, lembrava-me como ajuda estudar o local do crime, com outras perspectivas.
Frank, eğer sadece bir olasılık olsaydı.
Ou devo, apenas, sorrir e acenar? Frank, como se isso fosse possível.
Fazlasını kullandın. Ne kadar güç kullanman gerekirdi eğer senin partnerin olsaydım?
Essa força toda teria sido necessária se eu fosse o teu parceiro?
Sana söyleyebilirim ki eğer hayatımda biri olsaydı burda seninle oturuyor olmazdım. peşine düşmeli miyim merak ediyorum.
E digo-te que, se eu tivesse isso com alguém, não estaria aqui sentada contigo a perguntar-me se deveria correr atrás.
Eğer ona yardım etmiş olsaydım, belki hala hayatta olurdu. Hayır, Çavuş.
Se tivesse procurado ajuda, talvez ela ainda estivesse viva.
Ve eğer sana bir şey olsaydı... Harvey mahvolurdu.
E se alguma coisa te acontecesse o Harvey ficava muito mal, ok?
Ve eğer duymuş olsaydım asla kabul etmezdim.
E se soubesse, nunca a teria aprovado.
Düşünüyordum ki eğer ölmüş olsaydın ben de ölmek isterdim.
Estava a pensar que, se morresses, eu também queria morrer.
Eğer bizimle olsaydın senin için de aynı şeyi yapacaktık.
Teríamos feito contigo, se pudéssemos ter feito.
Eğer bu bir oyunun sahnesi olsaydı, oynamayı reddederdim.
Se isto fosse uma cena numa peça, eu recusava-me a faze-la.
Ki bu da beni, eğer bir kaç şey farklı olsaydı, çok daha iyi olacağına inandırdı.
O que me leva a achar que se algumas coisas fossem diferentes, ficávamos muito bem juntos.
Evet, ve düşündüm ki eğer kendi evim olsaydı, bu sayede de, Sherlock günün 18 saati başımda gezinip durmaz, kardeşiyle geçirdiğim zamanlar da bu kadar ağır geçmezdi.
Sim, e estava a pensar que, se eu tiver a minha própria casa, e o Sherlock não estiver em cima de mim 18h por dia, que passar um tempo com o irmão dele pode não ser tão esmagador.
Eğer gerçek bir köpek olsaydı onu öldürmüştük.
Se fosse um cão verdadeiro, estava morto.
Eğer işleri hızlandırmanın bir yolu olsaydı o yolu neden kullanmayayım ki?
Se pudesse ir mais depressa... Ia, não achas?
- Bak, eğer kolay bir iş olsaydı -
- Ouve, se o trabalho fosse fácil...
Eğer Beyaz Saray senin partinde olsaydı bu şekilde düşünüyor olur muydun?
Se estivesse na Casa Branca, assumiria esta posição?
Eğer "Uluyan Komando" nun torunu olsaydım bunu göğsüme dövme yaptırırdım.
Se fosse neto de alguém do Comando Selvagem, tatuava isso no peito.
Eğer benim ajanlarım olsaydınız, pek uzun süre kalmazdınız.
Se fossem meus agentes, não o seriam muito mais tempo.
Çünkü eğer... eğer öyle olsaydın ne yapardım bilmiyorum. - Olmam.
Se fosses, não sei o que faria.
Eğer ondan haberleri olsaydı senden de haberleri olurdu.
Não estas a fazer sentindo nenhum.
Eğer onları öldürüyor olsaydı, o sadece... Sadece hastalıklı beyinlerini bir tuğlayla paramparça ederdi.
Se os andasse a matar, apenas, bateria nas suas cabeças doentes com um tijolo.
Eğer düşündüğün kişi olsaydım, şu seri katil, neden seni tedavi etme zahmetine gireyim?
Se eu fosse essa pessoa que imagina, esse assassino em série, porque é que me preocuparia em colocá-lo sob os meus cuidados?
Bu zorlayıcı bir görüş olabilirdi arkadaşım, eğer sen her şeyden korkmayan biri olsaydın.
Isso seria um argumento convincente, meu amigo, se não tivesses medo de, praticamente, tudo.
Eğer düşündüğün kişi olsaydım, seni bunun için öldürebilirdim.
Se fosse quem pensa que sou... podia mandar matá-lo por isto.
- Eğer o farklılık sende olsaydı- -
Se és um bocadinho diferente...
Eğer kraliçe burda odasında olsaydı. infazımızdan hiç şüphem yok.
Se a Rainha nos descobrir aqui, nos seus aposentos, acho que só as nossas execuções a satisfarão.
Ajan DiNozzo, eğer bu işin içinde olsaydım Melody'e dönmek için her şeyi riske atar mıydım?
Agente DiNozzo, se eu estivesse metido nisto, porque é que eu haveria de arriscar voltar pela Melody?
Eğer öyle olsaydı buraya gelip, sana el açacağımı düşünür müydün?
Então porque estais cá?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]