Eğer olursa Çeviri Portekizce
4,846 parallel translation
Ama eğer olursa, arayacağım ilk kişi sensin.
Mas se precisar, ligo para si.
Raf, eğer tekrar bana ihtiyacın olursa, sebep ne olursa olsun, biz sadece... -... bir ışınlanma köprüsü uzağındayız.
Raf, se precisares de mim, de nós, por qualquer razão, estamos a uma Ponte Espacial de distância.
Ailesi eğer bir şey olursa beni aracaklarını söyledi. Hala bir haber alamadım.
Os pais dela disseram que me ligavam se acontecesse alguma coisa, mas ainda não tive notícias.
Aria, biliyorum şu an bir ilişki için uygun olmadığını konuşmuştuk. Ama eğer korkarsan ve yardıma ihtiyacın olursa senin için buradayım.
Aria, sei que já falámos em relação a não estares disponível, mas se estiveres assustada e precisares de ajuda, podes contar comigo.
Eğer bazı şeyler olursa, ne yapacak diye endişeleniyorum. İşler yolunda gitmezse.
Preocupa-me o que ela possa fazer se as coisas não correrem como o previsto.
Eğer yalan söylüyorsan ve bu insanların zarar görmesine neden olursa acından daha fazlasını almak için gelirim.
Se tu mentiste e isso fizer com que as pessoas se magoem... Eu voltarei... para te tirar mais do que apenas a tua dor.
Eğer sana bir şey olursa diye böyle bir davayı açmış olmak istersin.
Vais querer isso resolvido, se algo vier a acontecer contigo.
Eğer sana bir şey olursa, dilekçe devrede olmalı.
Vais querer isso resolvido, caso te aconteça alguma coisa.
Eğer Kemali başarılı olursa dünya bayağı farklı bir yer olacak.
Se o Leo Kamali tiver sucesso, o mundo vai ser muito, muito diferente.
Eğer bir şey olursa, biz içeri girer ve seni dışarı çıkartırız.
Se alguma coisa acontecer, nós tiramos-te de lá.
Bunu yaparsam onu kaybedebilirim ve eğer yapmazsam... ve bu görev başarısız olursa, hepimiz cezaevine girersek, her halde onu kaybedeceğim.
Se faço isto, arrisco-me a perdê-lo, e se não. E a missão falhar, e formos para a cadeia, também o perco.
Biz, bu plakaları bulacaksınız Eğer, taşıma olsun İhtiyacınız ne olursa olsun başka, ama biraz zaman alacak!
Encontraremos essas placas, e vamos conseguir transporte para onde quiser!
Eğer bu şey birimizi ele geçirirse kim olursa olsun öldüreceğiz demiştik.
Dissemos que se esta coisa entrasse num de nós, mataríamos quem fosse!
Eğer ona bir olursa, sen gidicisin.
Se algo lhe acontecer, estás tramado.
Eğer bir şeye ihtiyacın olursa e-mail'im var.
Tens o meu endereço de email se precisares de alguma coisa.
Tamam, eğer bir şeye ihtiyacın olursa beni ara.
Está bem. Mas se precisar de qualquer coisa, ligue-me.
Bahsettiğin o kurt kızın Klaus'un bebeğini taşıdığını ve eğer doğacak olursa vampir neslinin sonunu getireceğini söylesem?
E se te dissesse que essa miúda carrega o filho do Klaus? E que se essa criança nascer... significará o fim de toda a espécie vampira?
Yani o, senin arkadaşın. Sonuç olarak, eğer senin de takdirin olursa Demirbaşlar'a artık dönebilir.
Ele é teu amigo e, consequentemente, poderá voltar ao complexo, ficando isso ao teu critério.
Bunu engellemeliyiz- - Sadece sen, ben ve Fi- - çünkü eğer başka biri daha olursa, Allah bilir ne yapar?
Precisamos de resolver isto. Só tu, eu e a Fi. Se mais alguém vier, ninguém sabe o que ela vai fazer?
Eğer Red John'u yakalama durumu olursa ben de orada olacağım.
Se tiveres o Red John debaixo d'olho, eu estarei lá.
Tabii eğer moda konusunda usta nişanlım yanımda olursa o zaman başka.
A menos que a minha noiva fluente na linguagem da moda me apoie.
Eğer bir şey olursa beni bul, tamam mı?
Se acontecer alguma coisa, encontra-me, sim?
Eğer bana ihtiyacın olursa ben de halledebilirim.
Se quiseres, posso lidar com isto.
Eğer ona orada bir şey olursa beni öyle bir duruma düşürmek istemedi.
Não queria fazer-me passar por isto, caso acontecesse algo lá.
Eğer bir şeye ihtiyacın olursa topuklarını üç kere yere vur olur mu?
Se precisares de alguma coisa, apenas... bate com os calcanhares três vezes, está bem?
Eğer burada olursa ben de tehlikeye girerim.
E se ele estiver aqui eu estarei em perigo.
Eğer gören olursa, "BuUçağıBulun" hashtag'i ile uçağın konumunu tweet'lemelerini söyleriz.
E se alguém o vir, pedimos para nos dizerem a localização com a hastas EncontreEsteAvião.
- Anlıyorum. - Eğer bir saldırı olursa... terörist, kimyasal, nükleer... Sana ulaşamayacağım!
- Se acontecer um ataque... terrorista, químico ou nuclear, não posso apanhar-te!
Eğer ölümlü olursa da bir cadı olur.
Se for mortal, será um bruxo.
Eğer o hayvan koyunlara yaklaşacak olursa...
Se se aproximar das ovelhas... Clack!
Adamlarına söyle, eğer herkes sakin olursa, her şey yoluna girer.
Todos têm que saber que isto funciona se todos colaborarem.
Etrafa bakabilirsiniz. Eğer bir sorunuz olursa hemen burada olacağım.
Dê uma vista de olhos, vou estar aqui se tiver perguntas.
Eğer bir sorunuz olursa kapının önünde olacağım.
Vou estar perto da porta da frente, se tiver...
Eğer bana bir şey olursa, o yaptığı şeyleri yapmaya devam edecek ve onun orada bir yerde olduğunu hiç bilmeyeceksin.
Se alguma coisa acontecer comigo, ela continuará a fazer o que faz e tu nem saberás que foi ela.
Eğer bu kadın başarılı olursa...
Mas, se ela ganhasse...
Her yerde yaralanabilirsin Boyle. Eğer öyle olursa da bu ayakkabı satıcısı sana dediği için olmuş olmayacak.
Podes magoar-te em qualquer lado e, se te magoares, não será por uma vendedora de sapatos o ter previsto.
Eğer konuşmak için birine ihtiyacın olursa lütfen bil ki Watson senin için her zaman müsait olur.
Se precisar de alguém para conversar... Por favor, saiba... Que vou deixar a Watson disponível para si.
Eğer bunu sorduğunu işiten olursa...
Se alguém souber que pedis-te isso...
Eğer yapabileceğim bir şey olursa haber verin.
Avise-me se puder ajudar em alguma coisa.
Her zamankinden daha fazla ukala olmak zorunda değilsin. Eğer bana ihtiyacın olursa bir telefon uzağında olacağım.
Não precisas de ser mais arrogante do que o normal.
Eğer bir şeye ihtiyacınız olursa, beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz.
Obrigado. Se precisar de mais alguma coisa, sabe onde encontrar-me.
Acaba eğer o ölür ve öteki taraf yok olursa ne olur?
Pergunto-me o que pode acontecer se ela morrer e o Outro Lado for destruído.
Öyle buraya gelip "eğer bir şey olursa" saçmalığından söz etmek yok.
Não vais vir com essa de "se me acontecer alguma coisa".
Eğer Taylor için yapabileceğim bir şey olursa yani ikiniz için numaram burada yazılı.
Só queria que soubesses. Se puder fazer alguma coisa para o Taylor, para ambos... Aqui está o meu número.
Şey, eğer oğlumuz olursa.. Luke bebeği kestirmek istiyor.
Se tivermos um menino, o Luke quer que ele seja cortado.
Bize bir şey olursa, eğer ayrılırsak, hepsi seni seçecek.
Se alguma coisa acontecer connosco, se acabarmos, escolhiam-te todos.
Eğer ihtiyacın olursa burada bekliyoruz.
Estamos aqui se precisares de nós.
Eğer başarılı olursa, ne de ben.
- Não e nem se há feridos.
Eğer bir darbe olursa, Amerika Birleşik Devletleri,... bu kitle imha silahlarının yanlış ellere düşmeyeceğinden emin olmak istiyor.
Se houver o golpe, os EUA vão querer garantir que as armas não caiam em mãos erradas.
Eğer bu konu hakkında herhangi bir sorun olursa, sormaya çekinmeyin sakın.
Se tiver alguma pergunta, sinta-se à vontade para as fazer.
Çünkü eğer böyle olursa, inan bana evlat seni mahvedecek. Sevdiğin her şeyi de.
Porque se isso acontecer, eu prometo, que isto irá acabar consigo, e com tudo o que ama.
olursa 17
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer ölürsem 16
eğer isterseniz 86
eğer varsa 60
eğer mümkünse 45
eğer yapabilirsen 22
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer ölürsem 16
eğer isterseniz 86
eğer varsa 60
eğer mümkünse 45
eğer yapabilirsen 22