English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Eğer sen olmasaydın

Eğer sen olmasaydın Çeviri Portekizce

180 parallel translation
O'da istiyordu. Eğer sen olmasaydın.
E ela também queria, se não tivesse sido você.
Eğer sen olmasaydın, iki metrelik çukuru boylamıştım.
Sem você eu estaria agora, 2 metros abaixo do solo. Sim.
Eğer sen olmasaydın Copper asla iyi bir av köpeği olamazdı.
Sem ti, o Dentuça não seria um bom cão de caça.
Eğer sen olmasaydın, o pigme kadın bilenmiş mango ile, çok ciddi şeyler...
Se não fosse por si, aquela mulher pigmeu com a manga afiada podia ter seriamente...
Eğer sen olmasaydın Efendi benimle kalmaycaktı.
Se não fosse por sua causa o Senhor não teria ficado comigo.
Eğer sen olmasaydın, arkadaşlarımı ağırlamam hiç de kolay olmayacaktı.
Não me teria sido possivel convidar os meus amigos se não fosse por si.
Eğer sen olmasaydın, bu olayın üstesinden gelemezdim.
Eu não suportaria isto tudo... se não fosses tu.
Eğer sen olmasaydın... dilim Canelli'nin av panosunda asılı duruyor olacaktı.
Se não fosses tu... eu teria a língua pendurada na sala de troféus do Canelli.
Eğer sen olmasaydın buralara kadar gelemezdim bu yüzden sana minnettarım.
Se não fosses tu, nada disto teria acontecido. Por isso, quero agradecer-te.
Eğer sen olmasaydın... tekrar özgür olmanın nasıl hisettirdiğini asla bilmeyecektim.
Se não fosses tu... Eu nunca teria ficado a saber como é sentir-se livre, outra vez.
Eğer sen olmasaydın onu asla bulamazlardı.
Se não fosses tu, eles nunca o teriam encontrado.
Eğer sen olmasaydın, Chin'in imparatoru olamayacaktım.
Se não fosses tu, eu não seria o imperador de Chin.
Eğer sen olmasaydın, bir çok şeyi yapabilirdim.
Se não fosses tu, podia fazer muitas coisas.
" Eğer sen olmasaydın...
" Se eu não te tivesse
" Evet. Eğer sen olmasaydın ne olurdu?
" Bem, e que tal se eu não te tivesse?
"Oh, Eğer sen olmasaydın ben ne yapardım"
"Oh, o que eu faria se não fosses tu"
" Oh, Eğer sen olmasaydın ben ne yapardım...
" Oh, o que eu faria se não fosses tu
Ve eğer sen olmasaydın, tüm her şey dumanı tüten bir yanardağa dönerdi.
E, se não fosses tu, estaríamos em maus lençóis.
Eğer sen olmasaydın, doktor olacaktım.
Se não fosse por si, eu seria médico.
Eğer sen olmasaydın, şimdi evde sıcak bir yemek yiyor olacaktım.
Se não fosses tu, agora estaria em casa com uma refeição quente.
Eğer sen olmasaydın, burada olamayacağımı da hatırlıyorum.
Eu recordo que se não fosse por ti, eu não estaria aqui.
Dürüstçe söylemek gerekirse, eğer sen olmasaydın ben çok kötü bir şarkıcı olurdum.
Sinceramente, se eu não te tivesse, teria sido um péssimo cantor.
Dürüst söylemem gerekirse, Prue, eğer sen olmasaydın, müzayede evinin iflastan kurtulabileceğini sanmıyorum.
Honestamente, Prue, se não fosse por ti, não sei se a casa de leilões teria conseguido evitar a falência.
Eğer sen olmasaydın bunu asla yapamazdım.
Se não fosses tu, não teria tido a coragem de o fazer.
Bir şey söylemek istiyorum. Eğer sen olmasaydın, Harry ve Ron ve tabii Hermione ben hala nerede olurdum biliyorsunuz.
Gostava apenas de dizer que, se não tivesse sido por ti, Harry, e pelo Ron... e pela Hermione, claro... eu estaria...
Eğer sen olmasaydın, biz Young-Ju'ya sahip olamazdık.
Se não fosses tu não teríamos a Young-Ju.
Eğer sen olmasaydın bunların hiç biri olmazdı.
Nada disto aconteceria, se não fosse por ti.
Eğer sen olmasaydın,
Se não fosse por ti,
Eğer sen olmasaydın bu kasaba daha iyi olurdu.
Esta cidade estaria melhor sem a sua presença.
Eğer sen olmasaydın Bull bu akşam kutlamaya katılan adamların çoğu o savaş alanlarından sağ olarak çıkamazdı.
Se não fosses tu, Bull, muitos dos homens que hoje estão aqui a ajudar-te a comemorar... não teriam saído vivos daqueles campos de batalha.
Eğer büyülü lambamı kaybetmiş olmasaydım sen de kaybolmazdın.
Não estaria perdido, se eu não perdesse minha lâmpada!
Eğer o işi gerçekten sen yapmış olmasaydın, çoktan polise giderdin.
Se não o tivesse feito, teria ido à polícia.
Eğer orada bir kum torbası olarak kullanılıyor olmasaydım sen kaçamazdın.
Se eu não tivesse ficado e sido espancado brutalmente para tu fugires rápido...
Ve eğer sen o kadar budala olmasaydın... bu haberi senin kendi güvenliğin için bizim yaydığımızı anlardın.
Saberia que planejamos isso para protegê-lo.
Eğer sen burada olmasaydın, ben de burada olmazdım.
Se não estivesses aqui, eu também não estava!
Eğer bu kız olmasaydı, sen hâlâ Boynuzlu Kral'ın zindanındayın.
Uma rapariga? Se não fosse por essa "rapariga" ainda estarias preso nas masmorras.
Ben rüya derdim, eğer ki sen anlatmış olmasaydın, Poirot...
O sonho, diria eu. Se não tivéssemos o teu testemunho.
- Eğer ben olmasaydım, sen burada olamazdın.
- Não estarias aqui se não fosse eu.
Eğer sen olmasaydın, bu kahrolası sandalyede olmayacaktım.
Estou nesta cadeira por tua causa.
Eğer o olmasaydı, sen şu anda burada olamazdın.
Você nem estaria aqui se não fosse por ela.
Eğer bana nasıl sevileceğini öğreten kişi sen olmasaydın, Ulysses'le ilgili... şu anda hissettiğim gibi hissetmeme asla izin vereceğimi sanmıyorum.
Acho que nunca sentia o que sinto agora pelo Ulisses se não me tivesses ensinado a amar.
Bak, eğer bu kenidi iyi hissettirecekse söyleyeyim... Sen olmasaydın şu an bu durumda olamazdım.
Ouve, se te faz sentir melhor, não teria alcançado o que alcancei se não fosses tu.
Eğer sen ve arkadaşların olmasaydı ben günümü nasıl geçirecektim dostum.
Não, não estou lixado se não tivesses trazido os teus amigos, o que é que faria com o meu dia?
Eğer sen bu kadar saf olmasaydın gelip maç yorumlarını açıkça sorardım.
Se não fosses tão certinho, eu poderia dizer logo : "Ray, quem achas que ganha o jogo, hoje?"
Unutma ki eğer sen şimdi iyi Phoebe olmasaydın Anton'ın kötü Phoebe'ye ihtiyacı olmazdı.
Lembra-te, o Anton não teria precisado da Phoebe má se não tivesses evoluído para a Phoebe boa.
- Eğer sen bu kadar berbat bir oyuncu olmasaydın, ben de yapmak zorunda kalmazdım.
- Ok. Bem, se não fosses uma jogadora de cartas tão má, eu não tinha de fazer batota.
Ne demek istiyorsun tatlım, eğer sen... onunla birlikte olmasaydın, hikayelerime kavuşacak mıydım?
Que estás a dizer, querido? Se tu... Se não estivesses com ele, eu teria as minha histórias?
Biliyorsun, eğer Manticore yok olmasaydı, sen onlarla olmayacaktın bile.
Sabes, se a Manticore não tivesse desaparecido, não estarias com eles.
Eğer Karin olmasaydı, çok şükür ki o annesine benziyor, sen benim için varolmazdın.
Se não tivesses a Karin que, graças a Deus, sai á mãe dela, não existirias de todo para mim.
Eğer ben olmasaydım, ben! Sen burada olmazdın.
Se não fosse eu, tu não estavas aqui.
- Eğer sen ve şaman arkadaşın olmasaydı burada olamazdım.
- Se não fosse por ti... e o teu amigo xamã, eu não estria aqui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]