English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Inanır mısın

Inanır mısın Çeviri Portekizce

976 parallel translation
Aşka inanır mısınız?
Acredita no amor?
Ustura salladığım şu 20 yıl içinde birçok kereler, içimden insanların gırtlaklarını kesmek geldiğine inanır mısınız?
Acredita que nos 20 anos que passo a lâmina... ... nas gargantas das pessoas... ... muitas vezes, tive o impulso...
Astrolojiye inanır mısın?
Acreditas em astrologia?
Allah'a inanır mısınız?
Acredita em Deus? Eu sim.
Ölümsüzlüğe inanır mısın?
Acredita na imortalidade?
Bayan Henderson, telepatiye inanır mısınız?
Sra. Henderson, acredita em telepatia?
Şimdi, inanır mısın, 45 yıI önceydi o, ne zaman elime biraz para geçse... hep senden daha fazla ihtiyacı olan birileri oluyor.
Acredita? Isto foi há 45 anos. E quando guardo alguns dólares...
Yaptığımı değiştirmek için canımı bile vereceğimi söylesem inanır mısın?
Eu dava a minha vida em troca para desfazer o que fiz. Eu acreditei em você uma vez.
Yıldırım aşkına inanır mısın?
Acreditas em amor à primeira vista?
Her söylentiye inanır mısın?
Acredita em todos os boatos que chegam até si?
- Şansa inanır mısın?
- Acreditava.
Ben hala evimde yaşıyordum, inanır mısınız?
Bem, eu estava na minha casa, sabia?
Geleceği bildiklerine inanır mısınız?
Acredita em profecias de ciganos?
Size, o taşın içinde bulduğumuz şeyin tüm kasabayı silip süpürecek bir şey olduğunu söylesem bana inanır mısınız?
Acreditariam se eu dissesse que havia algo dentro da rocha que achamos algo que pode arrasar por completo com esta cidade?
Scottie, sen geçmişten birisinin ölü birisinin yaşayan birisine girip benliğini ele geçireceğine inanır mısın?
Scottie, acreditas que alguém do passado, uma pessoa morta, possa encarnar, e possuir, um ser vivo?
Rüyalara inanır mısın?
Você acredita em sonhos?
Eğer para ödeniyorsa daha da cesur olunabileceğine inanır mısınız?
Mas não acham que pode ser mais corajoso se lhe pagarem?
Hayaletlere inanır mısın?
Acredita em fantasmas?
Dostluğa inanır mısın?
Acredita na amizade?
- Kadere inanır mısınız?
- Acredita no destino?
Halkların dostluğuna inanır mısınız?
Acredita na amizade entre os povos?
İncil'e inanır mısınız, Bay Dunlap?
Acredita na bíblia, Sr. Dunlap?
Tanrı'ya inanır mısın?
Acreditas em Deus?
Allah'a inanır mısın?
Acreditas em Alá?
- Ona inanır mısın ki?
- Você acredita nisso?
- Troll tanrılarına inanır mısın?
- Acredita nos "Trolls"?
- Kısmete inanır mısın?
Acreditas no destino?
- İlk görüşte aşka inanır mısın?
Acreditas em amor à primeira vista?
Hey, böyle şeylere inanır mısın?
Acreditas nesse tipo de coisas?
At desem, inanır mısın?
Acreditaria se dissesse que de cavalos?
"Her şeyi Richard'a bırakıyorum" desem ne dersin? - O zaman inanır mısın bana?
Terei de deixar-te tudo em testamento para que acredites em mim?
Gerçeği anlatırsam bana inanır mısın?
Acreditas-me se te contar a verdade?
Ve biraderlerim, inanır mısınız sizin sadık arkadaşınız, kurban edilmiş anlatıcınız iki km'lik kırmızı yabzikini çıkarttı vonili ve grahznili ayakkabıları yalamak için.
E, meus irmãos o vosso fiel amigo e sacrificado narrador esticou a língua o quanto pôde para lamber os sujos e nojentos sapatos.
Bu koca lanet ülkenin geleceğinin bir fidyeye bağlı olduğuna ve yarın akşamdan önce ödememiz gerektiğine inanır mısın?
Sabe que todo o país está refém dele e temos até amanhã ao meio-dia para lhe pagar o resgate?
"Cinayet için ölüm cezasına inanır mısınız?"
"Acredita em pena de morte para assassinato?"
! Şeytan'nın varlığına inanır mısın?
Não acredita na existência do diabo?
O zaman şimdi söyle, Tanrı'nın varlığına inanır mısın?
E diga-me, acredita na existência de Deus?
Mısırlıların inanışına göre, bu muska babanı öldüren türden kötü etkilere karşı bir tılsımdır.
Os egípcios acreditavam que este amuleto protegia das forças malignas... como a que atingiu o seu pai.
Bana inan veya inanma, Londra'daki Kanada büyükelçisini.. .. arar mısın? - Ona önemli bir sır..
Acredite ou não em mim... faça uma chamada para o Comissário do Canadá em Londres... e diga-lhe que um segredo importantíssimo... será levado do país por um agente estrangeiro.
Sanırım, öğretmeni gördün, inanılmaz yakışıklı ve ona liseli âşık kızı oynayacaksın.
Suponho que viu o professor, e ele é desesperadamente bonito... e pensou em ser sua aluna.
İnanın, sizin için çalışırım.
Juro, trabalho para vocês.
Öyle derler, ben inanırım da buna az çok ama bakın, şafak, alaca etekleriyle yürüyor doğu sırtlarının çiyleri üstünde.
Também tenho ouvido, creio que assim é. Mas reparai, que a aurora de púrpura caminha atrás do orvalho da colina.
İnanır mısın, bu teklifi yaptığımı az kaldı unutuyordum.
Acredita que já quase me esqueci dessa proposta?
İnanır mısın?
Acreditaria?
İnanır mısın?
Acredita nisto?
Ya benim kızım... İnanır mısınız?
E a minha irmã, um por ano.
Özgürlüğe inanır mısın?
Acredita na liberdade?
Sanırım sen konuşulabilecek bir adamsın, piskopos. Seni yanlış değerlendirdiğime inanıyorum.
É o único que pode falar com ele.
İnanır mısınız bilmem ama, o far, daha bu sabah garajdan çıkarken kırıldı. - Evet. Çok kolay kırılıyorlar, değil mi?
Sabe, pode ou não acreditar, mas parti o farol da frente hoje de manhã ao sair do celeiro.
Zaman yolculuğuna inanır mısın?
Acreditas em viagens no tempo?
İnanır mısınız, biraderlerim ve tek dostlarım sizin sadık anlatıcınız kundaktaki savunmasız bir bebek gibi birden nerede olduğunu fark etti ve neden "evin" ona tanıdık geldiğini anladı.
E acreditem ou não, meus irmãos e únicos amigos ali estava o vosso fiel narrador sendo acarinhado como um bebé e compreendendo subitamente onde estava e por que esse "lar" lhe parecia tão familiar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]