Miles o Çeviri Portekizce
1,439 parallel translation
Anlaşılan hepimizin istediği olacak... çünkü Boobie Miles oyuna giriyor. Taraftarların görmeye geldikleri şey de bu.
Bem, aparentemente, vamos ter o que desejávamos, porque lá vem o Boobie Miles... e isto é sem dúvida o que os fãs vieram ver.
Topu tekrar Miles'a atıyor.
Ele volta a atirar para o Miles.
Miles sağa sarkıyor.
O Miles corta pela direita.
O zengin taşralılar, Boobie Miles'ın dizi... kadar güzel bir diz görmemiştir.
Aqueles provincianos ricos nunca viram... nada tão belo como este meu joelho.
O oyuncu sakatlanırsa, yani Boobie gibi, ne yaparsın?
Quando ele se magoa, como aconteceu ao Boobie Miles, o que se faz?
Permian, Boobie Miles'ı kaybetti. Şimdi de Wilson...
O Permian perdeu o Boobie Miles, agora o Wilson...
Miles sol tarafa gidiyor.
O Miles vai pela esquerda.
Boobie'nin sahada koşturuşunu izlemenin verdiği büyük coşku... yerini, sahadan taşınarak çıkarılmasını... izlemenin üzüntüsüne bıraktı.
Senhores, a alegria total de ver o Boobie Miles a voltar ao campo... foi substituída pela profunda tristeza... de o ver a ser transportado para fora dele.
Maalesef, Boobie Miles'ı siyah-beyaz Permian formasıyla... bu son görüşümüz olabilir.
Infelizmente, pode ser a última vez que vemos o Boobie Miles... no preto e branco do Permian.
Boobie Miles yüksek okulda futbol oynadı.
O Boobie Miles jogou futebol num Politécnico.
Miles hiçbir şey bilmiyor.
O Miles não sabe de nada.
Miles'la yemek yemeye geldim.
Vim almoçar com o Miles.
Miles, ablanı o lanet lekeye basmayacağı bir yere götürür müsün?
Miles, tiras daí a tua irmã, para ela não pisar a merda da nódoa?
- Hiçbir şey. Seni Noel partisinde Dr. Wild, Dr. Jorkins ve- -... Crandall Hemşire'yle gördüm.
Nada mas vi-a na festa de Natal com o Dr. Miles e o Dr. Jorkins e a enfermeira Crandall.
General Miles, Oturan Boğa'nın tutuklanmasını emretti.
O general Miles autorizou a prisão de Sitting Bull.
- Tamam Miles, sorun yok.
Certo, Miles, vais ficar bem apenas com o teu pé direito.
Şimdi... ... Miles burada.Tam tersi.
Agora... aqui o Miles é exactamente o contrário.
Miles, ikimiz de biliyoruz ki o lanet mahkeme salonunu sen...
Por favor, empataste, empataste, Miles, e ambos sabemos.
Timmy.Afedersin Miles.
Timmy, é apenas o Miles. - Não queres fazer-lhe mal.
O da böyle söylüyor.
Por estranho que pareça, é o que ela diz. Menti, Miles.
O gülüşü biliyorum Roby.Şansımla evlendiğimi düşünüyorsun.
Não sorrias assim, Miles Roby. Sei que achas que casei com a sorte.
Miles gibi iyi bir adamı bırak ve Comeau gibi bir aptalla ol.
Quer dizer, trocar um homem escorreito como o Miles por um galo de capoeira como o Walt Comeau desafia a imaginação de qualquer um.
O kötü piç değil Tom.Bu Miles Roby.
Não é um biltre sinistro, Tom, é o Miles Roby. Baptizaste-o.
O kadının evinden her dönüşünde tırmalanmış oluyorsun Miles.
Olha! Viste isto? Sempre que voltas da casa da mulher, trazes marcas de arranhões.
Şaka Miles.Bodrumla ilgili bir planım var.
Era uma piada, Miles. Tenho uma planta na cave, Miles, debaixo de uma lâmpada. - Seja o que for.
Bilmiyorum Miles.Tanıdığım en dikkatli adamsın.
Não sei, Miles. Deves ser o tipo mais cauteloso com quem me cruzei. Pois.
Miles o noktayı hiç keşfetmemişti.
Meu Deus! Meu Deus! O Miles nunca teria descoberto esse sítio.
Miles'ın yanındaki kadın kim?
- Ainda não sei se te diga. Quem é a mulher que está com o Miles? Parece a miúda dos Whiting.
Miles kabul etmiyor ama eskiden onunla iyi arkadaştık.
Aqui o Miles não concorda, mas... Sabe-se lá porquê, envergonha-o termos sido amigos, o que não importa.
Martha'nın Kitap Dükkanı
Portanto, vamos lutando, com o barco contra a corrente, atirados incessantemente para o passado. " Miles? Estás bem?
Bunu söylediğine sevindim Miles.Taktir etmen güzel. - Neden taktir etmeyeyim ki?
- Não sei o que vamos fazer.
O sevmiyor Miles.Sadece aşkın gücünü anlıyor.
Tive um bom percurso. Está a fazer tratamento? Que achas que está a matar-me?
Tomla ben buraya mürettebat olarak geldik.
Que tal? O velho Miles Roby a cometer um acto violento.
Sana söylemedi mi? Bir erkek kardeşin olacak.
O meu conselho é que recues, Miles.
Ben değil! Nereye gidiy orsun Miles.Aptal olma, düşünmen lazım.
usando-a para lhe negar amor quando ele, finalmente, o encontrara.
Miles, sen çocukken... ... hiç hayal ettin mi... Neyi?
Mas não podes controlar o coração.
Antrenör Miles Michigan'da oynayabilir, Ama o çocuğun Louisiana ruhu var.
O treinador Miles jogou em Michigan, mas ele tem a alma da Louisiana.
- N'aber Miles?
O que está a acontecer, Miles?
- O miles puanlarını ben kazandım!
- Eu ganhei essas milhas!
Silahlı soygundan 5 yıl. Benjamin Miles Franklin, eski Amerikan ordusu mensubu, çalıntı mal bulundurmaktan 8 yıl.
O ambiente da série mudou radicalmente, porque era cada um por si.
Adamın ismi Miles Quinlan.
O nome dele é Miles Quinlan.
Bu Dr. Miles Mellon. Ve bu da Lorraine.
Este é o Dr. Miles Mellon.
"Miles öğrenmek için harekete geçti" - Bak bu o.
Miles apressou-se a descobrir.
Pekâlâ, Miles'la kendi başınıza becerebildiğinizi göstermek için bir şans daha, tamam mı?
Tu e o Miles têm uma segunda oportunidade de provar que podem ficar sozinhos.
Miles. Tarihte ilk kez yiyecek fazlalığı.
- O que permitiu o cultivo de muitos hectares...
Miles, otur.
Volta a por o termómetro na boca.
Miles Barnett.
É o meu irmão.
Ünitemiz bozuldu ama o yanıyor.
Mas ele está a arder. - Miles!
Miles hasta.
O Miles está doente.
Ya size Miles'ı ısıran şeyi gösterirsem?
E se lhe mostrar uma das coisas que mordeu o Miles?
Miles nasıl?
Como está o Miles?