O kadar emin değilim Çeviri Portekizce
491 parallel translation
O kadar emin değilim.
Não tenho tanta certeza.
O kadar emin değilim.
Não sei.
O kadar emin değilim.
Näo estou täo certa.
- Ben o kadar emin değilim.
- Não sei se devemos fazer isto.
Ama ben o kadar emin değilim.
Mas eu não tenho certeza sobre mim.
O kadar emin değilim.
Não estou assim tão certo.
Gazetecilik işini bildiğimden bile... artık o kadar emin değilim.
Já nem sei se sei alguma coisa... sobre o jornalismo.
Eski bir hayranımı çağırmamdan rahatsız değilmiş gibi görünüyordu, fakat ben bu seferkinden o kadar emin değilim.
Mas não tenho tanta certeza quanto a este.
- O kadar emin değilim.
- Não estou assim tão certa disso.
Ben bundan o kadar emin değilim.
Bom, não sei ao certo se me alegro.
Bize zarar veremez. Ben o kadar emin değilim. Tardis'te kesinlikle güvendeyiz.
Sim, sabe que senti uma grande energia de fora deste prédio um tipo de atração magnética.
Şahsen ben o kadar emin değilim.
Eu não tenho tanta certeza.
Seni tanıdığımı sanırdım. Ama artık o kadar emin değilim.
Pensava que te conhecia, mas já não tenho a certeza.
Ben o kadar emin değilim.
Não teria tanta certeza.
O kadar emin değilim...
Não tenho certeza...
Ben o kadar emin değilim.
Não sei...
Bundan artık o kadar emin değilim.
Não sei se ainda gosto.
O kadar emin değilim.
Não tenho a certeza.
O kadar emin değilim.
Não estou assim tão confiante.
Ben o kadar emin değilim.
Bom, não tenho a certeza se...
- Asla. - Oh, ben o kadar emin değilim.
- Oh, não tenho tanta certeza.
Ben o kadar emin değilim.
Não tenho tanta certeza.
Bundan o kadar emin değilim.
Já não tenho tanta certeza.
- O kadar emin değilim.
- Não estou tão confiante.
Ben o kadar emin değilim.
- Não tenho tanta certeza.
- Ben o kadar emin değilim.
- Não tenho tanto a certeza.
- Ben o kadar emin değilim.
Não apostaria nisso.
Ben o kadar emin değilim.
Não tenho a certeza.
- O kadar emin değilim.
- Não tenho tanta certeza.
- Ben o kadar emin değilim. Andy için birşeyler yapmalıyız.
Devíamos dar algo ao Andy.
O kadar emin değilim.
Não tenho tanta certeza disso.
Bunu yapabileceğimden o kadar emin değilim.
Não sei se poderei fazê-lo.
Ben o kadar emin değilim. Mühlet zihni konsantre etmenin harika bir yoludur.
Tente encontrar um modo de desfazer o que ele fez para que possamos recuperar o controle da nave.
Bir ömür geçirmek için fazla küçük bir yer olduğunu düşünürdüm... ama artık o kadar emin değilim.
Eu achava que era muito pequena para passar a vida... mas agora não estou tão certa.
- Bundan o kadar emin değilim, şef.
- Não sei bem, Chefe.
Bunun parlak bir fikir olduğundan o kadar da emin değilim.
Não me parece boa ideia.
Tahmin yapacak durumda değilim senin temiz olduğundan emin olmak istiyorum, o kadar.
Não penso, só quero saber que estás livre de suspeita.
Onun yazdığı kadar hızlı okuyabileceğimden emin değilim...
Não sei se o posso ler tão depressa quanto ele o escreveu, mas...
- Artık oğlumun, kızını seveceğinden o kadar da emin değilim!
- Não tenho a certeza... se o meu filho gosta da tua filha!
Şerif, bu kasabayı gerçekten o kadar sevip sevmediğimden emin değilim.
Xerife, não sei se gosto assim tanto desta cidade.
... bir sorunun içinde olduğuna inanıyorum tehlikenin içinde ama ne çeşit bir tehlike bilmiyorum ve ne kadarı uydurma, emin değilim.
Acredito que está em dificuldades. Mesmo em perigo. Mas não sei que perigo e o que é inventado.
Ama ikisinden birinin bu cinayeti işleyecek kadar... yeterli sebebi olup olmadığından emin değilim.
Mas não tenho a certeza se algum deles tinha algum motivo para o matar.
O kadar çok boş zamanım olacağından emin değilim.
Duvido que possa tirar tantos dias de férias.
Emir verebilme becerilerinden o kadar da emin değilim.
Mas não tenho tanta certeza quanto a serem eles a darem-nas.
Ama şimdi o kadar da emin değilim.
Mas, agora, não estou bem certo.
Hiç bu kadar cesaretli olmadım, Kulağa nasıl geldiğinden emin değilim...
Como nunca recebi palavras de encorajamento, não sei o que dizer.
Büyümeyi o kadar istediğimden emin değilim.
Eu não sei se quero crescer.
Ama artık nefretimden o kadar emin değilim.
Mas agora já não estou certa do meu ódio por ninguém.
Her ne kadar yemin etmiş olsam da, Hero eşim olmayı kabul ederse sözüme sadık kalabileceğimden emin değilim.
Estás? Quebraria o juramento, mesmo tendo jurado o contrário, se Hero quisesse ser minha mulher.
Bakan, onu o kadar uzun alıkoymak için yasal dayanağımız olduğundan emin değilim.
Não creio termos fundamentos para o deter tanto tempo.
Adresimi yazdım çünkü telefon numarasından emin değilim. Burada daha ne kadar kalıcağımı bilmiyorum...
Escrevi a morada, mas não sei se é o número certo.
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107