English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ O ] / Ondan nefret ediyorum

Ondan nefret ediyorum Çeviri Portekizce

701 parallel translation
Ondan nefret ediyorum.
Odeio-as.
Ondan nefret ediyorum.
Odeio-o.
Mesela George Clooney diyorsak, tabii ki yerim. Çünkü aşırı yakışıklı ve ondan nefret ediyorum.
Se for o George Clooney, sim porque ele é lindo e eu odeio-o.
Ondan nefret ediyorum.
Detesto-a!
Şu Bayan Winthrop, çok güzel biri, ve ondan nefret ediyorum!
Aquela Miss Winthrop... è täo bonita e eu detesto-a tanto.
Walter, Ondan nefret ediyorum, ona gitmekten de.
Walter,... .. Eu o odeio. Não quero voltar para ele.
Ondan nefret ediyorum.!
Não! Odeio-o!
Johnny Farrel'dan endişelenme. Ondan nefret ediyorum.
Se estás preocupado com o Johnny Farrel, não estejas.
- Ondan nefret ediyorum!
- Eu odeio-a!
Ondan nefret ediyorum. - Ölmemesine üzüldüm.
- Lamento que não tenha morrido.
Ondan nefret ediyorum.
Odeio-a!
Size yalan söyledi, ondan nefret ediyorum! Çünkü kocasına sizin hakkınızda bir şey söyledi.
Porque ela contou ao marido sobre si?
- Evet, ondan nefret ediyorum.
- Sim, eu também o ódio.
Ondan nefret ediyorum.
Odeio-a.
Tanrı gerçekten varsa o duayı etme fikrini aklıma o soktu... ve bu yüzden ondan nefret ediyorum.
Se existir um Deus, então Ele pôs aquela oração na minha cabeça... e odeio-O por isso.
- Ondan nefret ediyorum.
- Odeio-o.
Ondan nefret ediyorum!
Me deixa farta!
Bay Williams'a karşı elinde ne var? Ondan nefret ediyorum.
- O que tens contra ele?
Manny, ondan nefret ediyorum.
- Odeio-o! Odeio-o.
Artık onu tanıyorum ve ondan nefret ediyorum.
É uma sabichona e detesto-a.
Ondan nefret ediyorum.
Detesto-a.
Onun doğmuş olması bana bunları yaptıysa sevgini öldürdüyse, sahip olduğum tek iyi şeyi seni benden aldıysa annesi olmama rağmen ben de ondan nefret ediyorum.
Se foi isso que o nascimento dele me fez, matar o teu amor, levar-te para longe, a única coisa boa que já tive, então, também o odeio, apesar de ser mãe dele.
Ondan nefret ediyorum!
Eu o odeio!
Ondan nefret ediyorum. Senin onu kıskandığın kadar ondan nefret ediyorum.
Eu o odeio tanto quanto você tem ciúmes dele.
Ondan nefret ediyorum.
Eu a odeio.
Aslında ondan nefret ediyorum.
Na verdade, odeio-o.
- Ben de ondan nefret ediyorum, hanımefendi.
- Eu também o odeio, senhora.
Ondan nefret ediyorum.
Eu o odeio.
Ondan nefret ediyorum.
Odeio-o!
Eğer Tanrı'n gerçekten varsa, ondan nefret ediyorum!
Se o teu Deus existe, eu detesto-o!
Ondan nefret ediyorum.
É o aniversário do Sr. Perks na quinta-feira, gostava de lhe dar um presente?
Tanrım, ondan nefret ediyorum!
Meu Deus, como o odeio!
Çocukluğumdan beri ondan nefret ediyorum.
Mesmo quando era pequenina, odiava-O.
Müthişsin Lewis. Ondan nefret ediyorum.
Bestial, Lewis!
Onu tanımıyorum, ama ondan nefret ediyorum.
Eu não sei quem é ele, mas eu o odeio.
Şöyle düşünürdüm : Ondan nefret ediyorum, gövdesinden, hareketlerinden.
Pensava : "Odeio o corpo dela, a maneira como se move.".
Ondan nefret ediyorum.
- Sim. Odeio-o muito.
Ondan nefret ediyorum. Pis herif.
- É tudo um espectáculo!
Hayır, ondan nefret ediyorum.
Odeio-a!
Kocası öldükten sonra kızımla aynı evde yaşamamız, aramızın iyi olduğu anlamına gelmez. Kızım olduğu halde ondan nefret ediyorum ondan hiçbir iyilik istemem.
embora ela viva em minha casa, desprezo-a, apesar de ela ser minha filha e não lhe pedirei favores.
Evet, ondan nefret ediyorum.
- Acho que sim.
Hayır, savaştan nefret ediyorum. - Ondan hoşlanmıyorum.
Deve perdoar-me, sei que está ferido.
- Ondan nefret ediyorum.
- A odeio.
Hem ondan hem kendimden nefret ediyorum.
Odeio-me a mim e a ele.
Nefret ediyorum ondan!
Eu odeio isto!
Nefret ediyorum ondan.
Como o detesto.
Bazen ondan nefret ettiğimi hayal ediyorum. "
Pergunto-me, por vezes, se o não odeio. "
Tanrı biliyor ya ondan ne kadar da çok nefret ediyorum.
Como o odeio. Meu Deus, como o odeio!
"Tanrım, ondan ne kadar çok nefret ediyorum!"
" Céus, como a odeio!
Ondan da nefret ediyorum!
Não, odeio-o!
Ondan niye nefret ediyorum?
É como todos. Um miúdo em corpo de homem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]