Rahatsız edilmek istemiyorum Çeviri Portekizce
77 parallel translation
Bu gece rahatsız edilmek istemiyorum.
Esta noite não quero ser incomodado.
Bayan Miller, rahatsız edilmek istemiyorum.
Não me interrompa.
Hiçbir şekilde rahatsız edilmek istemiyorum.
Não me interrompam por nada.
Büroma gidiyorum ve rahatsız edilmek istemiyorum.
- Esqueça. Vou para o meu escritório e não quero ser incomodado.
Katiyen rahatsız edilmek istemiyorum.
Não me aborreça com nenhum assunto.
- Rahatsız edilmek istemiyorum.
- Não quero ser perturbado.
Rahatsız edilmek istemiyorum.
Me perturba.
Rahatsız edilmek istemiyorum.
Não quero ser interrompido.
Rahatsız edilmek istemiyorum. Benim işim var. Tamam, William
Prefiro não ser incomodado, tenho de fazer uma coisa.
Rahatsız edilmek istemiyorum Bayan Bishop.
Não quero ser incomodado, menina Bishop.
Henüz rahatsız edilmek istemiyorum.
Não quero ser incomodada.
Rahatsız edilmek istemiyorum.
Não quero ser incomodado.
Rahatsız edilmek istemiyorum.
Não quero que me incomodem.
Başhemşire, odamda olacağım ve rahatsız edilmek istemiyorum.
Estarei na minha sala e não quero ser perturbado.
Rahatsız edilmek istemiyorum.
Não quero ficar perturbado.
Rahatsız edilmek istemiyorum.
Não quero ser perturbado.
Rahatsız edilmek istemiyorum. Tamam.
Vê se não sou incomodado.
Bayan Hudson, rahatsız edilmek istemiyorum.
Sra. Hudson, não desejo ser incomodado!
Rahatsız edilmek istemiyorum.
Não quero ser perturbada.
Rahatsız edilmek istemiyorum.
- Não quero ser perturbado. Obrigado.
Belki rahatsız edilmek istemiyorum
Que talvez eu não queira ser incomodado?
III. Dünya Savaşı'nın eşiğindeyken,... gemi batsa, dev bir ahtapot tarafından saldırıya uğrasa da,... yarım saatliğine kimse tarafından rahatsız edilmek istemiyorum.
A não ser que rebente a III Guerra Mundial, o navio esteja a afundar, ou a ser atacado por um polvo gigante, gostaria de não ser incomodado por 30 minutos.
Beni soran olursa kütüphanedeyim ve rahatsız edilmek istemiyorum.
Se alguém perguntar por mim, estarei em minha biblioteca, e não incomodem.
Şimdi, bugün yalnız çalışacağım çok meşgul olacağım, bu yüzden önemsiz şeylerden dolayı rahatsız edilmek istemiyorum. Anlaşıldı mı?
Como vou trabalhar sozinho hoje, vou estar muito ocupado e não quero ser interrompido com coisas triviais.
Bütün bunlardan sonra, rahatsız edilmek istemiyorum.
Afinal de contas, não queremos nenhuma interrupção.
Eminim öyledir ama şu an tatildeyim... ve rahatsız edilmek istemiyorum.
Estou de férias e não quero ser incomodado. Prefiro ficar anónimo,
Sana rahatsız edilmek istemiyorum demiştim.
Eu disse que não queria ser incomodado.
Rahatsız edilmek istemiyorum.
Não quero ser incomodado!
Gidin başımdan.Size söylemiştim rahatsız edilmek istemiyorum.
Vão embora.
Rahatsız edilmek istemiyorum seni porsuk kafalı...
Não quero ser incomodado, seu grande e cabeludo...
Gidip biraz kestireceğim şimdi. Rahatsız edilmek istemiyorum.
Vou dormir uma sesta e não quero ser incomodado.
- Rahatsız edilmek istemiyorum demiştim.
- Eu disse que não queria ser incomodado.
Bir daha rahatsız edilmek istemiyorum. KORUMA :
Veja que não seja perturbada novamente.
Rahatsız edilmek istemiyorum.
Não quero interrupções.
SWAT'taki herifler tarafından rahatsız edilmek istemiyorum.
Não quero ser incomodado pelos tipos da SWAT.
Sam, oynarken rahatsız edilmek istemiyorum, özellikle de kazanırken.
Sam, não gosto de ser incomodado quando estou a jogar, especialmente se estiver a ganhar.
Birkaç saat süreyle çalışma odama geçmeyi düşünüyorum. Ne olursa olsun asla rahatsız edilmek istemiyorum.
Tenho de me retirar para o meu estudo durante umas horas e não quero ser perturbado por razão alguma.
Sadece rahatsız edilmek istemiyorum.
Vá lá, ela não deseja ser incomodada, é tudo.
Şu anda kimse tarafından rahatsız edilmek istemiyorum.
Só não me quero aborrecer com ninguém neste momento.
- Annie, telefonları bağlama, rahatsız edilmek istemiyorum.
Annie, retém todas as minhas chamadas. E não quero ser perturbado, está bem?
Dinle, bana bir iyilik yap, rahatsız edilmek istemiyorum, tamam mı?
Sim, uh, escuta... Faz-me um favor. Eu não quero ser incomodado, está bem?
Pekala, bu akşam beşte son bir kağıt işim var bu yüzden o zamana kadar hukuk fakültesinin kütüphanesinde olacağım ama hiçbir nedenle rahatsız edilmek istemiyorum.
Pronto, tenho um último trabalho às 17 horas de hoje, por isso até lá, estarei na Biblioteca de Direito na escola, mas não quero ser perturbado por qualquer razão.
Dinle, bana bir iyilik yap, rahatsız edilmek istemiyorum, tamam mı?
Faz-me um favor, não quero ser incomodado, está bem?
Ve en azından önümüzdeki bir saat boyunca hiç kimse tarafından rahatsız edilmek istemiyorum.
- Não quero ser incomodado.
Öyleyse kapıları kilitleyin, rahatsız edilmek istemiyorum.
Então tranca as portas. Não quero ser perturbado.
Wendy, rahatsız edilmek istemiyorum.
Wendy, não quero ser interrompido.
Diğerlerine de söyle bugün rahatsız edilmek istemiyorum.
Diga ao resto do pessoal que não devem me incomodar.
Kapım kapalıysa rahatsız edilmek istemiyorum demektir.
Quando minhas portas estão fechadas, significa que deliberadamente construo uma barreira a minha vida privada.
Ben rahatsız edilmek istemiyorum...
Eu não quero ser perturbado
- Rahatsız edilmek istemiyorum.
- Não quero ser incomodado.
Ayrıca Pender ve Flick'e söyle rahatsız edilmek istemiyorum.
Estou muito ocupado.
rahatsız edilmek istemiyor 16
istemiyorum 1125
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
istemiyorum 1125
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız etmeyin 24
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahatsız etmek istemedim 25
rahat bırakın beni 59
rahatsız mı oldun 22
rahatla 772
rahat bırakın 25
rahatsız olmayın 47
rahat dur 117
rahatsız mı ettim 20
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahatsız etmek istemedim 25
rahat bırakın beni 59
rahatsız mı oldun 22
rahatla 772
rahat bırakın 25
rahatsız olmayın 47
rahat dur 117
rahatsız mı ettim 20