English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Sizin değil

Sizin değil Çeviri Portekizce

3,192 parallel translation
Sizin değil mi?
E vocês não?
Şimdi bebeği geri vermelisiniz. Çünkü sizin değil.
Agora tens de dar-me o bebê de volta pois ela não é teu
O Adam'ın tarafında sizin değil.
Ele está do lado do Adams, não do vosso.
Sinyal yayılmaya başladığında, donanmamız küresel istilayı başlatacak. Buradan Glenview`dan başlayacağız ki bu sizin için hiç de iyi bir haber değil.
Quando der o sinal, a nossa armada iniciará uma invasão global... a começar por Glenview, o que não é ideal para vocês, obviamente.
Sizin gibi saygın biri değil.
Não era um homem de boas famílias.
Aslında daha çok sizin ne istediğiniz önemli, değil mi?
A pergunta é... O que precisas, não é?
Onlar sizin kelimeleriniz değil.
Mas não são suas as palavras, senhor.
İçinde bulunduğumuz şartlar altında bunu sormam hiç uygun değil biliyorum ama sizin emrini verdiğiniz karantina nedeniyle bunu sormak zorundayım.
Compreendo como é inadequado dadas as circunstâncias. Mas como ordenou quarentena completa de segurança é responsabilidade minha perguntar.
Sizin güvenliğinize değil, onun güvenliğine bir tehdit bu.
Não é uma ameaça à sua segurança, é à dele.
Sizin için bayağı zahmete girmiş, değil mi?
Ele está-se a espalhar por si, não é?
Bu arada, Milland Aerospace, sizin yardım grubunuzun da en büyük bağışçısı değil mi?
Aliás, a Milland AeroSpace não é a maior doadora para o seu grupo de caridade?
Sizin için bir siyasi bir forum değil...
Não é um fórum político para vocês...
Lanetin amacı zombilerin sizi incitmesi değil, sizin onları incitmeniz.
A maldição não tem a ver com os zombies vos fazerem mal, mas com vocês o fazerem a eles.
Bayan Denning, sizin hiçbir zaman çocuğunuz olmayacaktı değil mi?
Esclareça-me uma coisa Sra. Dening, não pode ter filhos, certo?
- Burası sizin araziniz değil. - E, her neyse.
- Isso não vos pertence!
Ama Fransızlar sizin tarafınızda değil miydi?
Mas os franceses não estavam do vosso lado? No início, sim.
Herkes sizin gibi ırkçı beyaz adam değil.
Nem todo o mundo é um homem racista branco como tu.
Hayır! Onlar sizin için değil.
Não é para si.
Ama bu fotoğraftaki sizin aracınız, değil mi?
Mas este é o seu carro nesta fotografia. Não é?
- Sizin arabanız değil anlamında hayır mı?
- Não, não é o seu carro?
İnanın bana o sizin düşündüğünüz kadar kötü biri değil. O sadece...
Ele não é tão mau como você pensa, juro.
Sizin kültürünüzde daha yaşlı kadınlarla birlikte olmak normal, değil mi?
É normal ficarem com raparigas mais velhas na tua cultura?
- Hayır, sizin hatanız değil.
- Não, foi culpa minha.
- Sizin için değil!
Para si!
Meselemiz sizinle değil kendilerini sizin efendiniz olarak görenlerle.
A nossa contenda não é com vocês. É com aqueles que se colocam como seus mestres.
Ne yazık ki bu sonuçlara göre sperm dondurma işlemi sizin için efektif bir çözüm değil.
Infelizmente, com base nestes resultados, parece-me que a criopreservação do esperma não é uma boa opção para si.
Hamamda geçirdikleri zamanı düşününce sizin mahalledeki Arap kızları komple ağda yapıyordur, değil mi?
Com o tempo que gastam em hammams, as árabes devem depilar-se integralmente...
Nathan Williams, o da sizin sınıftaydı değil mi?
Nathan Williams, ele também é da sua turma?
Ama sizin umurunuzda değil.
Mas você não se importa.
Dedektif, aktif bir polis olduğunuz için sizin için tahsis edilmiş bir polis arabanız var, değil mi?
Detective, como investigador activo, tem um veículo da Polícia, certo?
O masum ve bu sizin umurunuzda değil!
Porque ele está inocente e você não quer saber.
En son sayımlara göre oylar sizin lehinize değil ama anlaşılan pek çok seçmen konuşmanıza olumlu cevap vermiş.
As últimas sondagens, à boca das urnas, não lhe são favoráveis, mas parece que há muitos eleitores a reagirem positivamente ao seu discurso.
Ustan yalnız savaşı düşünüyor, sizin yaşamanız ve ya ölmeniz onun için önemli değil.
Seu mestre só se preocupa em lutar suas batalhas. Ele não se importa com sua vida ou qualquer outra pessoa.
Sizin de görebildiğiniz gibi Kori burada değil.
Como podem ver, a Kori não está aqui.
Benim endişem soğuktan yana değil, sizin güvenliğinizden yana.
Não é o frio que me preocupa é mais a sua segurança.
Ama sizin deyiminizle "büyük çirkin şey" sıradan bir hırsız değil, bir buz devi.
Mas, o "grandão feio", como vós o chamais... é um Gigante do Gelo, não um ladrão comum.
Sizin batıl inançlarınız yok değil mi?
Não são supersticiosos, pois não?
Hanımefendi sizin için bu kolay değil anlıyoruz.
Senhora, entendemos que isto não é fácil para si.
Burası sizin eviniz değil, kimse sizi burada istemiyor.
Esta não é a vossa casa, ninguém vos quer cá!
Sizin dünyanız değil.
Não era o vosso mundo.
Kendi çapında bir başyapıt olabilir, ancak sizin aldığınız resim değil.
Pode ser uma obra-prima mas não é a pintura que comprou.
Kells sizin arkadaşınızdı değil mi? Bu...
O Kels era teu amigo, não?
- Teşekkür ederim ama bu sizin savaşınız değil.
Obrigada, mas não é a vossa luta.
Sizin mekana değil.
Não para a vossa tenda.
Onunla sizin nazik mi yoksa o kadar da nazik değil mi?
Com ela o... É... gentil? Ou...
Lydia artık sizin grupta? Değil mi?
A Lydia está no teu grupo agora, não está?
Şu nasıl : "Jaguar. Sizin sorununuz. Benim değil."
Que tal : "Jaguar, é problema vosso, não meu"?
Bunları sizin için gönderdi değil mi?
Ele colocou-a lá para si, não foi?
"Bir dahaki sefere sizin yüzünüz olucak, balkabağının ki değil"
"Da próxima vez, será a tua cara, e não esta abóbora."
"Bir dahaki sefere sizin yüzünüz olucak, balkabağının ki değil"
"Da próxima vez, será a tua cara, não esta abóbora."
Sizin adamlarınız, benim adamım değil lordum.
Os vossos homens não são os meus homens, meu senhor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]