English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ T ] / Tamam mı

Tamam mı Çeviri Portekizce

125,366 parallel translation
Hazır olmalıyız tamam mı June?
Precisamos de estar preparados.
Seni buradan çıkaracağız tamam mı? June, çıkış yolunu biliyorum.
Vamos arranjar uma forma de tirar-te daqui, está bem?
O yüzden eğer geri gelirsen de sana sattığım fiyattan vereceğim, tamam mı?
Por isso, se voltares, vendo-tos a preço de custo, combinado?
Bu kadar endişelenme, tamam mı?
Não se preocupe tanto...
Sana değil, başka bir şeye, tamam mı?
Não é a ti, é outra coisa, está bem?
Tamam mı?
Está bem?
Biraz su ve balla bu kabarıklığı indirebilirsin, tamam mı?
Um pouco de água com mel vai alisar esse cabelo encrespado, sim?
Beni yargılamayın, tamam mı?
Não me critiquem, está bem?
Eğer kaybolursan, veya bir sorun olursa... sor tamam mı?
Bem, se te perderes ou tiveres quaisquer perguntas, apenas pergunta, está bem?
Ama bize güvenmek zorundasın, tamam mı?
Mas, terá que confiar em nós, está bem?
Aranızda olan şey.. önemli değil, tamam mı?
O que quer que tenha acontecido entre vocês, não interessa, está bem?
Tamam mı. Eğer kostümünde kusur varsa, kostüm kusurlu demektir.
Se o teu fato tem um defeito, isso significa que ele é defeituoso.
Orda dur, tamam mı.
Mantém o foco.
Bazı testler yaparım, tamam mı?
Farei alguns exames... está bem?
Sana ne diyebileceğimi bilmiyorum, tamam mı?
- Não sei o que dizer, está bem?
Tamam mı?
Percebeste?
Bu ben değilim, tamam mı?
Não sou eu, está bem?
Sadece bakıyoruz, tamam mı?
- É para ver com os olhos, percebeste?
Haklısın, tamam mı?
Tens razão. Tens razão, está bem?
Bak ben saf değilim, tamam mı?
Ouve, eu não sou... ingénuo, está bem?
Sen benim için bir deneyimden ibaret değilsin, tamam mı?
Não és, apenas, uma experiência para mim.
- Bunu bilemezsin, tamam mı?
- Vamos trazê-la de volta, Winn. - Não sabes isso, está bem!
Kafama bir şey yerleştirdiler, tamam mı?
- Não posso! Eles colocaram umas coisas na minha cabeça, está bem?
- Üzgünüm, tamam mı?
- És um mentiroso. - Desculpa, está bem?
Sana söylemeyi birçok kez denedim, tamam mı?
- Tentei contar-te inúmeras vezes, está bem? Acredita em mim.
Winn'i bize bırak, tamam mı?
Liberta o Winn sob nossa custódia, está bem?
Onunla konuş tamam mı?
Fala com ele, está bem?
Haklısın, tamam mı?
Tens razão, está bem?
Senden şüphe ettiğimden değil, tamam mı?
Não que duvide de ti, está bem?
Bak anne, beni sevdiğini biliyorum, tamam mı?
Ouve, mãe, eu sei que me amas, está bem?
Tamam, Jacky indir onu, tamam mı?
Muito bem, Jacky, baixa isso, está bem?
- Tamam mı?
- Está bem?
Seni seviyorum, tamam mı?
Adoro-te, está bem?
Tamam mı?
Não.
Tamam, ben sizi yalnız bırakayım.
Vou deixar-vos a sós...
Tamam, başlayalım.
Muito bem, vamos começar.
- Tamam Eğer bela aramaya gidiyorsan bela... bulman gerekir. - Gerek var mı?
- Tenho alternativa?
Çıkamam, tamam mı?
Não posso, está bem?
Tamam, tamam, anladım.
Sim. - Já percebi.
Tamam, yeniden başlatmaya hazırım ama beş saniyeliğine gücü kaybedeceğiz.
Certo, estou pronto para reiniciar mas perdemos energia durante cinco segundos.
Tamam, Rip'i bulalım ve ihtiyacımız olanı alalım sonra da buradan çıkalım.
Certo, vamos procurar o Rip, conseguir o que queremos, - e sairmos daqui.
Tamam... Yoksa bu dünyada bir problem olarak mı...
Muito bem... isso é um problema aqui na Terra ou...
Tamam da bana rezervasyon lazım değil Kara.
Pois... eu não preciso de uma reserva.
- Tamam, kötüymüş. Bak, aptalca olduğunun farkındayım ama yıllarca Sevgililer Günü'nü yalnız geçirdikten sonra sonunda çiftlerin yaptıkları sıradan şeyleri yaparak kutlayabileceğim için heyecanlıydım.
Sei que é um bocado estúpido, mas... depois de passar tantos Dias de São Valentim sozinha, fiquei tão entusiasmada por estar numa relação onde poderíamos celebrar todas as coisas pirosas que os casais celebram.
İki vuruşum gitti, Tamam, unutalım gitsin.
São duas falhas minhas, está bem, mas vamos...
Tamam pozisyonumu aldım.
Tudo certo. Em posição.
Bunun onunla ilgisi yok, tamam mı?
- Isto não tem nada a ver com ele, está bem?
Tamam mı?
- Não podes!
Tamam. 24 saat boyunca göze batmamaya çalışırım.
Está bem. Manter-me-ei afastada 24 horas!
Tamam, yoldayım.
Está bem. Estou a caminho.
Evet olur, ararım. - Tamam.
- Sim, claro, farei isso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]