Çıldırmak üzereyim Çeviri Portekizce
66 parallel translation
Çıldırmak üzereyim çünkü borçlarımızı ödeyip buradan gidecek kadar paramız yok.
Estou a enlouquecer... porque não temos... o suficiente para... pagar as nossas dívidas... e sair daqui.
Çıldırmak üzereyim.
Estou ficando louca.
Çıldırmak üzereyim.
Estou pelos cabelos.
Birisi, "Sanırım çıldırmak üzereyim." dedi.
Um deles disse : "Acho que o primeiro maquinista enlouqueceu."
- Dur. Çıldırmak üzereyim.
- Pare, vou enlouquecer.
Hızla içeri daldığım için üzgünüm, ama çıldırmak üzereyim...
Desculpe aparecer aqui assim, mas estou tão furiosa...
Gel soytarı çıldırmak üzereyim!
Ó Bobo vou enlouquecer.
Çıldırmak üzereyim.
Estou uma pilha de nervos.
Şu an çıldırmak üzereyim.
Estou mesmo em baixo das canetas.
Çıldırmak üzereyim.
Macacos me mordam.
Stresliyim ve çıldırmak üzereyim!
Eu estou stressado e irritado e estou começando a ficar puto!
Çıldırmak üzereyim, saatlerdir yürüyoruz.
Isto é de loucos. Estamos a andar há horas.
İki gündür durmadan konuşuyorsun, artık çıldırmak üzereyim
Há dois dias que só dás à língua. Estou fulo, capaz de...
Çıldırmak üzereyim.
Não.
Çıldırmak üzereyim.
Vou ficar maluco.
- Çıldırmak üzereyim.
- Estou-me a passar...
Çıldırmak üzereyim. Lütfen beni ara.
Estou desesperada, y necessito que me chame por favor.
Çıldırmak üzereyim.
- Estou a passar-me.
Çıldırmak üzereyim.
Estou a perder a cabeça.
Çıldırmak üzereyim.
Estou-me voltando louco.
Çıldırmak üzereyim.
Estou a ficar louco.
Ursula, ben de çıldırmak üzereyim.
O verão todo? Ficarei louco também.
- Çıldırmak üzereyim.
- Estou a passar-me Francine!
Natalie, bak, Şu anda çıldırmak üzereyim.
Isto hoje está uma loucura.
- Sandy, çıldırmak üzereyim.
- Sandy, estou a enlouquecer. - O quê?
- Acele et, burada çıldırmak üzereyim.
- Despachem-se, estou a ficar maluco.
Çıldırmak üzereyim.
Estou a enlouquecer.
Çıldırmak üzereyim.
- Estou-me a passar.
Danny'siz sadece bir kaç saat geçirdim, ama şimdiden çıldırmak üzereyim.
Só se passaram algumas horas sem o Danny e já me estou a passar.
Burada oturmaktan çıldırmak üzereyim.
Estou a ficar maluca de estar ali sentada à espera.
Çıldırmak üzereyim.
Estou a ficar doida.
Lütfen verdiğim rahatsızlıktan dolayı beni affedin, ama çıldırmak üzereyim.
Por favor, me perdoe por essa intromissão, mas estou enlouquecendo.
Çıldırmak üzereyim!
Estou pânico!
Çıldırmak üzereyim.
Estou pânico.
Çıldırmak üzereyim!
Estou em pânico!
Şu an çıldırmak üzereyim, anladın mı?
Estou mesmo aterrada, sim?
Ödevlerimin yanı sıra yapacağım bir çok iş var, Çıldırmak üzereyim.
Tenho tantas coisa para fazer além dos trabalhos de casa que vou dar em maluco.
Çıldırmak üzereyim.
Estou a passar-me!
Çıldırmak üzereyim.
Estou a passar-me.
Çıldırmak üzereyim.
Estou a dar em maluca.
Ben de çıldırmak üzereyim!
E também me estou a passar!
Çok garip hissediyorum dostum, çıldırmak üzereyim.
Sinto-me estranha, meu. Estou... a apagar-me.
Çıldırmak üzereyim.
Eu vou enlouquecer.
- Kusura bakma. - Connor. - Çıldırmak üzereyim.
Desculpa, estou a dar em doido aqui.
Ben sadece 7 aydır ölüyüm, ama çıldırmak üzereyim!
Estou morta há sete meses e já estou a enlouquecer!
Josh, çıldırmak üzereyim.
Josh, estou-me a passar.
- Çıldırmak üzereyim!
- Estou a passar-me!
Bak, çıldırmak üzereyim burada.
Estou a passar-me.
Çıldırmak üzereyim!
Estou a ficar louca!
Gidemeyiz, kabalık yapmış oluruz. Çıldırmak üzereyim.
- Não podemos, é falta de educação.
Çıldırmak üzereyim.
Estou-me a passar.