Onu bırak Çeviri Rusça
6,746 parallel translation
Onu bırakın!
Отпустите его!
Ama önce onu bırakıyoruz.
Эй, мы в любом случае отвезем её в кафе!
- Onu bırakın bari.
Отпусти хотя бы её.
Onu bırakıyor olmayacaksın.
Тебе и не надо его бросать.
- Onu bırakıyor olmayacaksın.
- Тебе и не надо его бросать.
Bırak onu Chappy.
Оставь его, Чаппи.
Onu rahat bırak.
Пусть идет.
Rahat bırak onu şerefsiz!
Ты бросай его, ты тупой рыжий ублюдок!
Tamam, bırakın onu.
Ладно, пусть проваливает.
Aklımdaki en önemli şey bu olmasa da Viktor'la beraber olman onu çok büyük bir risk altında bırakıyor.
И не скажу, что для меня это важнейшая проблема, но ты с Виктором, и ты подвергаешь его большой опасности.
Bırak onu!
Отпусти его!
Şimdi onu serbest bırakın.
Отпусти её.
Bırak onu.
Положи на место.
Ve o gece, Tom senin el fenerinle öldürüldü ve bırakıldığı yerde onu sen buldun.
И в ту же ночь Тома убивают твоим фонариком, и оставляют там, где найдешь его только ты.
Rahat bırak onu.
Оставь его в покое.
Bırakın onu arıyım.
Нет, нет, нет! Избавься от него!
Bırakın onu!
Освободите его!
Bırak onu!
Бросай оружие!
Bırak onu!
Перестань!
- Onu rahat bırakın.
- Оставьте ее.
- Bırak onu!
Отличная идея.
Bırakın onu!
Отпустите его!
Onu rahat bırak!
Оставьте его в покое!
Rahat bırak onu.
Оставь ее в покое.
Bırak onu.
Отпусти её.
Bırak onu burda
Оставь его.
Bırak onu.
Вольно.
Harika, sen evine bırak onu.
Отлично. Отвези её.
Onu kışkırtmayı bırak.
Перестань провоцировать ее.
Bırak onu!
Оставьте его одного
Bırak onu!
отпусти её!
- Onu rahat bırak.
- Оставь ее в покое. Прекратите.
Sonra onu benimle bırakıp Washington'a gittin.
А потом уехал в Вашингтон и оставил его со мной.
Onu rahat bırak!
Отстань от него!
Onu burada tek başına nefes alamaz halde bırakıp gidecek miyiz?
Это все? Мы должны оставить его здесь одного, бездыханного?
Terry bırak onu!
Терри, не трогай его!
Rahat bırak onu lütfen.
Просто оставьте его в покое.
Onu rahat bırak.
Оставь её в покое.
Onu rahat bırak.
Оставь его в покое.
Törenler düzenlerlerdi. Tanrıça benzeri birini ararlardı çünkü Parsons onu hamile bırakıp, deccali yaratmak istiyordu.
Они устраивали церемонии, и искали некую богиню, которая бы забеременела от него с целью рождения антихриста.
- Bırak onu lütfen.
- Положи это.
Theresa, rahat bırak onu.
- Тереза, оставь его.
- Bırak onu!
Отпусти его!
Bırak onu, Brad.
Отпусти его, Брэд.
Eğer onu daha fazla burada bırakırsam, ölecek.
Если бы я оставил его там дольше, он бы умер.
Siz bırakın yoksa onu bıçaklarım!
Вы опустите оружие или я её порежу!
Onu yere bırakın, lütfen.
Положите коробку, пожалуйста.
Ama mesleki merakımı bir kenara bırakırsak merak ediyorum da ikiniz onu diriltmeyi nasıl başardınız?
Но всё же, чисто из профессионального любопытства, хочу спросить : как вам удалось ее воскресить?
- Onu rahat bırakın!
Оставьте ее в покое!
- Bırakın onu!
- Отпустите ее!
Bırak onu.
Отпусти ее!
onu bırakamam 33
onu bırakın 45
onu bırakamayız 25
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
onu bırakın 45
onu bırakamayız 25
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26