Onu bırakamayız Çeviri Rusça
301 parallel translation
Onu bırakamayız, değil mi?
Но мы же не можем его оставить, верно?
Onu bırakamayız.
Мы не можем его оставить.
- Onu bırakamayız.
- Нельзя их бросать.
Onu bırakamayız.
Мы не можем просто бросить его. Он может умереть.
- Onu bırakamayız. - Hayır dedim.
Мы не можем просто бросить его.
Onu bırakamayız.
Его нельзя оставлять.
- Onu bırakamayız.
- Мы не можем так его оставить.
- Onu bırakamayız.
- Mы нe дoлжны eгo бpocaть.
Onu bırakamayız.
Ладно, пошли.
Onu bırakamayız.
Нужно вернуться за ним.
- Onu bırakamayız!
- Мы не можем его оставить!
- Onu orada bırakamayız.
Мы не можем ее бросить там.
Onu burada bırakamayız.
Мы не можем бросить его здесь.
- Onu bu şekilde bırakamayız.
- Идем! - Мы не можем оставить его.
Onu orada yalnız bırakamayız.
Мы не можем оставить его там.
- Onu hapiste çürümeye bırakamayız.
Мы не можем позволить гнить ему в тюрьме.
Onu bu vaziyet bırakamayız.
Ничего.
Onu burada bırakamayız, değil mi?
Ладно, мы же не можем оставить ее здесь, правда?
Onu cezasız bırakamayız.
Мы не можем позволить ему пройти безнаказанно.
Onu orada bırakamayız.
Мой брат! Не бросайте его.
İşte bu yüzden onu yalnız bırakamayız.
Так что, сами понимаете, мы не можем бросить ее.
Onu kendi haline bırakamayız
Трогать нельзя его и беспокоить,
Bilemiyorum. Ya korkmuştur ya da açtır. Onu burada bırakamayız.
Потому что он напуган и голоден.
Onu orada bırakamayız.
Он не должен там оставаться.
- Onu orada bırakamayız
- Мы не можем просто так оставить
Onu yalnız bırakamayız.
Мы не можем оставить его.
Fakat biz... onu burada böylece bırakamayız çamurun içinde.
Но мы не можем бросить его здесь, в грязи.
Onu burada bırakamayız.
Надо внести ее в дом.
Hey, onu böyle yatar vaziyette bırakamayız. Orada ölüyor olabilir.
Мы не можем просто бросить его... может, он там умирает...
Onu orada bırakamayız!
Мы не можем бросить его!
Onu bu şekilde bırakamayız.
Мы не можем оставить ее здесь.
Sadece onu bu şekilde bırakamayız diyorum.
Я говорю, нельзя ее так бросать.
Onu burada böylece bırakamayız.
Нельзя же бросить ее здесь.
Onu evde yalnız bırakamayız.
Мы не могли оставить ее одну.
Onu o kadınla yalnız bırakamayız Falcor.
Мы не можем оставить его наедине с ней.
Hayır, Jim, onu burada bırakamayız!
Мы не можем вот так бросить его здесь!
Onu burada bırakamayız ki.
Нельзя его оставить здесь
- Onu burada bırakamayız!
- Но мы же не можем её оставить!
Onu burada bırakamayız.
Но мы же не можем просто оставить её здесь!
Korkutuyordu. onu orada yalnız bırakamayız.
Она пугала его. Мы не можем там его бросить.
Onu burada bırakamayız.
Я не могу просто оставить ее здесь.
- Onu yalnız bırakamayız!
Мы не можем его бросить! Лили, вернись!
- Onu tek başına bırakamayız.
- Мы не бросим его одного!
- Onu uzayda bırakamayız.
Представь, каково ему сейчас.
Onu orada öylece bırakamayız.
Мы не можем просто оставить его там.
Onu yalnız bırakamayız.
Ее нельзя оставлять одну.
- Onu orada bırakamayız.
Мы не можем просто оставить его здесь.
Onu burada böyle bırakamayız.
Почему?
- Onu burada böyle bırakamayız.
Верно.
Onu burada bu şekilde bırakamayız.
- Мы не можем его так оставить.
İşte başIıyor. " Onu burada bırakamayız. Kendini yok eder.
Началось. " Мы не можем его просто оставить, чтобы он проткнул себя.
onu bul 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu buldum 214
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu buldun mu 57
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu buldum 214
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu buldun mu 57
onu ben yaptım 23
onu bana geri ver 25
onu bana verin 33
onu buldunuz mu 44
onu ben hallederim 27
onu buldun 29
onu buraya getirin 62
onu boşver 33
onu bulduk 84
onu bulacaklar 19
onu bana geri ver 25
onu bana verin 33
onu buldunuz mu 44
onu ben hallederim 27
onu buldun 29
onu buraya getirin 62
onu boşver 33
onu bulduk 84
onu bulacaklar 19