English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ U ] / Uygun değil

Uygun değil Çeviri Rusça

1,962 parallel translation
Pala, vahşice bir saldırı için birebir ama eski moda, bizim amacımıza uygun değil.
Мачете? Им неплохо внушать противную точку зрения. Это каменный век.
- Kıyafetim uygun değil.
Просто я слишком скромно одет.
Sanırım bu şey bana uygun değil.
Не хочу чтобы эта штука меня касалась.
Böyle maceralar genç ve heyecanlılara göre, benim gibi ihtiyar keçilere uygun değil.
Такие путешествия для молодых воинов. А не для старых псов, вроде меня.
Ayakkabım uygun değil, bileğimi burkabilirim.
Не те туфли. Я вывихну лодыжку.
Bu dünyaya uygun değil, Arthur.
Она не вписывается в этот мир.
Bu balıklar asla yüzemezler. Bunlar hiç uygun değil.
Эта рыба не пойдёт на нерест, это неправильно.
Ama benim kalıbım uygun değil ne kur yapmaya ne de ayna karşısında kırıtıp durmaya.
Один я не для нежных создан шуток. Не мне с любовью в зеркало глядеться.
Kıyafetim uygun değil Pat.
Я неподходяще одет, Пэт.
- Bu işe uygun değil.
Он не того сорта.
Hiç Amerikalılara uygun değil.
Это очень не по-американски.
Burası sana uygun değil.
Ваше место не здесь.
Televizyonun büyük bölümü çocuklara veya Hıristiyanlara veya yaşlılara uygun değil.
Так много телепрограмм не годится для детей или христиан или людей в возрасте.
- Hiç de yaşına uygun değil, değil mi göt oğlanı?
Не очень-то соответствует возрасту, да, мудак?
Ama bu buna uygun değil.
Но это- - Нам не подойдет. Тебе нужно что-то особенное.
Burası bir aile kurmak için hiç uygun değil.
Тут не место растить семью.
O benim için uygun değil.
Она не пpиспoсoблена пoд меня.
Bu konuda size uygun değilim, değil mi?
- Я перепутал бумаги.
Bu rol için hiç uygun değilim, değil mi?
Целый день с ним. И как оно?
Ama ne yazık ki canlı kullanıma uygun değil. O yüzden sonra tekrar gelip, arabadan alıp bilgisayara takmamız gerekecek.
К сожалению, он не работает в режиме живого времени, так что потом надо будет, типа, снять его и подключить к компьютеру.
Çünkü bu hiç uygun değil.
Потому что это не нормально.
Kontralto ses buna uygun değil ki.
Контральто мне не конкурент!
Öyle bir arkadaş grubu senin için uygun değil.
Не стоит водиться с какой-то шайкой.
Pek de uygun bir zaman değil, tatlım.
Неудачный момент, зай.
Anlaşılan burada olmak için uygun bir zaman değil.
ќчевидно, сейчас не врем € дл € этого.
- Şu an pek uygun bir zaman değil, tamam mı? - Üzgün müsün?
Грустишь?
Pek uygun bir tanışma ortamı değil ama yaşayacağını düşünürsek, aşina olman için yeterli zamanın olacak.
Не Лучший Повод Для Встречи, Конечно, Но Ты Поправишься. И У Нас Будет Еще С Тобой Время Познакомиться Поближе. Господин, Вы Должны Лежать.
Yani insanlara,... benliklerine ve yaşamlarına uygun sesleri vermeye çalışıyorsunuz, değil mi? Maharishi'nin meditasyon kampındayken...
Это было ужасно, потому что мы испытывали потери раньше, но смерь Брайена была смертью одного из нас.
Çok da önemli bir kayıp değil, sırf orijinaline uygun olsun diye.
Это чтоб я могла сохранить верность оригиналу! Безумие, да?
Pek uygun bir zaman değil.
Сейчас неподходящий момент.
Sizi, bu harika teşebbüsümüzle tanıştırmanın hiç de uygun bir şekli değil gerçi.
Я не так хотел, познакомить вас, с нашим великим замыслом.
Uygun değil mi?
- Неправильно?
Bu sadece uygun bir çözüm değil, doğrusu ve ahlaki olanı da bu.
Это не просто со всех точек зрения удобный, но и самый этичный выход из положения.
Görünüşe bakılırsa zamanlama uygun, değil mi?
Что ж, очень вовремя.
Uygun zaman olmaması umurumda değil.
Мне все равно.
Teklifin için teşekkürler ama Phantom Zone insanlar için uygun bir yer değil. - Bunu yalnız yapmalıyım.
Я благодарен за предложение, но Зона не место для людей.
Şu an uygun bir vakit değil.
Сейчас неподходящее время.
Senin öylece buraya gelmen uygun değil.
Нельзя так просто заявится.
Hiç uygun zaman değil.
Сейчас не время.
Bu benim için uygun zaman değil.
- — лушай...
- Selam Nat. Şimdi uygun bir zaman değil.
- Нат, сейчас не самое подходящее время.
Telaşa kapılmak için hiç de uygun bir zaman değil.
Не время паниковать.
Şu an uygun bir zaman değil, annesi gerçekten hasta.
Сейчас не подходящее время. Ее мама очень больна.
Sabah kapıdan her çıktığımda, bir daha girmeyecekmişim gibi hissettiğin sürece çocuk sahibi olmanın uygun olmayacağını söyleyen sen değil miydin?
А разве не ты говорила, что было бы неправильно заводить ребенка до тех пор пока каждый раз как я ухожу утром на работу ты будешь чувствовать, что возможно я могу с неё не вернуться.
Demek istediğim, bu gelip beni ziyaret etmen için uygun bir zaman değil.
Мне не совсем удобно то, что ты сейчас здесь находишься.
Uygun zaman değil sanırım. Ama sana teşekkür etmek istiyorum.
Возможно, сейчас не время, но я хочу тебя поблагодарить.
Hiç önemli değil ama bazı şeyler için özellikle de tecrübesiz kadınlar için işin en başından başlamayı uygun görürüm.
Все замечательно, но вам, как женщине в этом неопытной, все детали я предпочитаю прояснить с самого начала.
Kirası hiçbir şey değil, kumsala da yakın, yüzmek için pek uygun olmadığından mesken yeri olarak tutmak için altın fırsat.
Аренда очень низкая, рядышком пляж. Для купания он не годится, поэтому для жилья это место непригодно.
Bu çok güzel, ama şu an uygun bir zaman değil.
Мило конечно, но сейчас не до этого.
Sokaklar kızınıza uygun yerler değil.
Улица - не место для Вашей дочери.
Padawan'lara göre uygun bir yer değil.
Неподходящее место для падаванов.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]