Zaman geçtikçe Çeviri Rusça
195 parallel translation
Daha sonra, zaman geçtikçe, okyanuslar çok çeşitli deniz canlılarına mekan olmaya başladı.
И потом, с течением веков, океаны стали наполняться всеми видами морских существ.
"Zaman Geçtikçe" yi çal.
Сыграй "Когда проходит время".
"Zaman Geçtikçe" yi Sam kadar iyi çalan kimse yok, hala.
Во всем мире по-прежнему никто лучше его не играет "когда проходит время".
Sam'e "Zaman Geçtikçe" yi çalmasını söyleyeceğim.
Я попрошу Сэма сыграть "когда проходит время".
Bu yüzden, zaman geçtikçe şato harap olmuştu. Ailenin serveti kendini beğenmiş ve bencil üvey kardeşler için telef edilirken Külkedisi hırpalanmış, küçük düşürülmüş ve sonunda kendi evinde hizmetçi olmaya zorlanmıştı.
Так шло время, роскошный замок пришёл в упадок, фамильные ценности были попусту растрачены... на тщеславных и эгоистичных сводных сестёр, а Синдерелла в своём собственном доме... превратилась в угнетённую и униженную прислужницу.
Zaman geçtikçe o konuda pek düşünmüyor insan.
Там почти никто не думает о смерти.
Umarım Iyi Hanesi bu prensibi ilke edinir ve zenginliğiniz de zaman geçtikçe katlanarak artar.
"Неуклонно следуя своему принципу, Дом Ии будет процветать вечно."
Zaman geçtikçe ve kuvvetlendikçe kan davasına teşebbüs edecek mi?
С течением времени положение Дона Карлеоне укрепляется... но не захочет ли он вендетты?
Zaman geçtikçe bazı şeyleri bırakamıyor insan.
Со временем вещи как бы липнут к тебе.
Zaman geçtikçe, kendi kendini kopyalama daha doğru hale geldi.
Время шло, и копии становились все точнее.
Aradan zaman geçtikçe, Teddy ve Vern'ü daha az görür olduk. Sonunda koridorlardaki pek çok isimsiz yüzün arasına karıştılar.
Время шло, и мы всё реже и реже виделись с Тедди и Верном, пока в конце концов они не стали совсем чужими.
Zaman geçtikçe, olgun bir adama olan ihtiyacım azaldı.
С течением времени, мне всё меньше нужны взрослые мужчины.
Üzgünüm çocuklar, zaman geçtikçe gerçeklerden daha da uzaklaşıyor.
Мне жаль, парни. Её контакт с реальностью становится всё слабей.
Zaman geçtikçe, babam tutunacak bir şey bulmak için daha çok çabalıyordu.
Долгое время отец пытался понять, что случилось,..
Zaman geçtikçe politikayı daha fazla seviyorum!
Решительно! Я все больше люблю политику.
Ama zaman geçtikçe, Alixus'un haklı olduğunu anladım.
Но время шло, и я понял, что Алексис была права.
Zaman geçtikçe daha agresif ve sert davranacağını söyledi.
Она говорит, со временем он станет агрессивным и жестоким
Annie, zaman geçtikçe ne daha da gençleşiyorsun ne de inceliyorsun.
Энни, ты не станешь моложе. Или стройнее.
Zaman geçtikçe kendi tarzını oluşturdu.
Со временем у нее появилось чувство стиля.
Ama zaman geçtikçe soyumuz zayıflaşmaya başladı.
Да только и мы уже не те, что раньше.
Zaman geçtikçe iki dünya birbirine daha da yaklaşıyor...
С каждым часом наши миры становятся ближе друг к другу
Önemli olan, onları..,... ileri sararak geçmektir. Yani, zaman geçtikçe, geriye bakacak ve " şu küçük zina olayı.
Когда пройдет время, ты оглянешься назад и скажешь : "О, это всего лишь небольшая интрижка".
Dinle biliyorum sen şimdilik anlayamıyorsun... Ama zaman geçtikçe ailene bu kadar... Yakın olmanın ne kadar güzel birşey olduğunu anlayacaksın.
Послушай, я знаю, что сейчас ты этого не видишь... но придет время и ты поймешь... какое благословение, иметь твою семью так близко.
Babası önceleri bunun çocukların zararsız oyunlarından olduğunu düşündü. Ancak zaman geçtikçe, John zararsızla, tuhaf arasındaki sınırı geçmeye başladı.
Сначала его отец думал, что это просто детские забавы... но только пока Джон не переступил грань... между забавным и странным...
Zaman geçtikçe, hatırlayabildiği tek şey, derinlerde bir yerlerde eksik bir şeyin olduğuydu.
В скором времени он совсем.. забыл об этом своем даре.
Zaman geçtikçe Steve'in böyle nedenini asla kavrayamadığım sırf gıcıklık olsun diye türlü türlü dolaplar çevirdiğini anladım.
Я рассказал им позже, что Стив любил такие маленькие игры. Иногда жестокие и без всякой причины.
Zaman geçtikçe... evim oldu.
Но со временем оно стало... домом.
Zaman geçtikçe daha da kötüleşecek.
Со временем приступы станут ещё тяжелее.
Zaman geçtikçe sıvı doğaya karıştı.
Со временем она просочилась в землю.
Zaman geçtikçe Haku'nun yüzü sararmaya başladı ve gözlerini keskin bir pırıItı bürüdü.
А сам с каждым днем таял, и глаза сделались суровые...
Yine de problemi, zaman geçtikçe görüyorduk bizim yazılımımız mmmm... diğerlerinin özellikle Microsoftun yazılımlarıyla yarışıyor olmuştu.
Тем не менее, проблема была. Мы видели, что со временем наши программы эээ, проигрывают против программного обеспечения других людей, особенно Microsoft и со временем цену на наше ПО приходилось сбрасывать, потому что другие отдавали свои программы бесплатно или по низкой цене.
Zaman geçtikçe asıl kaygım,
Я беспокоился о том, что со временем
Kişilik bölünmeleri her zaman garipti. Ama zaman geçtikçe iyice acayip bir hal almaya başladı.
У него всегда были необычные ассоциации, постепенно они становились всё более странными.
- Zaman geçtikçe kızmaya başladım.
- Ну, со временем я разозлилась.
Zaman geçtikçe hislerine güvenmeyi öğreneceksin.
Со временем ты научишься полагаться на своё чутьё.
Zaman geçtikçe bu daha harika oluyor... yaşlandıkça birinin yüzüne bakarak... seni hala eskiden olduğun gibi görmesi harika.
Знаешь, самое чудесное, что проходит время,.. ... а рядом с тобой остаётся человек, который воспринимает твоё стареющее лицо таким, каким ты помнишь его в молодости.
Fakat zaman geçtikçe, onda babamı görmeye başladım.
А потом я увидела в нём своего отца.
Ve zaman geçtikçe ölmeye razı olan gönüllülerin sayısı çoğaldı.
Чем больше людей умирало, тем больше появлялось придурков, желающих войти в ту или иную банду.
Her nasılsa, zaman geçtikçe senden ayrılmak daha kolay oldu.
Со временем мне стало легче быть вдали от тебя.
Ve zaman geçtikçe, bana söylemenin zorlaştığı, kocaman bir yalana dönen, ve bu yüzden bana söylemediğin birşey...
И рассказать правду становилось все сложнее, а потом эта ложь все росла, и рассказать о ней становилось невозможно...
Zaman geçtikçe birbirimize alışıp... arkadaş oluyorduk... ama onlar ya iyileşip taburcu oluyorlardı, ya da ölüyorlardı...
Пока мы друг к другу привыкали И становились друзьями Они поправлялись и выходили из больницы или умирали
Zaman geçtikçe, Sun'ın bir ilişkisi olduğunu öğreniyoruz.
Она заботилась обо мне, обо всех, она..
Zaman geçtikçe karakterler arasında birçok bağlantı ortaya çıktı, bazılarının farkındaydılar, bazılarının ise değildiler.
Но вот насчет Кейт я не уверен. Что ты хочешь сказать?
Zaman geçtikçe daha kötüye gidiyor.
С каждым часом ему все хуже.
Evet, bence zaman geçtikçe delicesine aşık olma ile aşık olma arasındaki farkı öğreneceksin, bilirsin?
Да, но со временем ты поймешь разницу между увлечением и любовью.
Bu bir kadın için özellikle çok çetin bir durumdur, hele yaşlandıkça ve zaman geçtikçe, hala bir şey olmamışsa gittikçe daha da zorlaşır.
Особенно для женщин. Это особенно жестокий бизнес для женщины, и, по мере того как вы становитесь старше и время проходит, а ничего не случается, то становится всё трудней и трудней.
Yıllar geçtikçe, bugünü her zaman anımsayabilir ve benimle gurur duyabilirsin.
Пройдут года, ты вспомнишь этот день и будешь мной гордиться.
Zaman geçti ve Iris gün geçtikçe güzelleşti.
Время шло, и Айрис с каждым днем становилась все красивей.
Şu lanet demiryolu zaman geçtikce daha kolaylaşmıyor.
- Эту чертову железную дорогу с каждым разом все труднее ограбить.
Düşündüğüm zaman yıllar geçtikçe, günün içinde Ben ve benim göz teması kurduğumuz anlar giderek azaldı.
Если подумать, то с годами мы всё реже и реже и далеко не каждый день смотрели с Беном в глаза друг другу, по-настоящему.
Haklısın, Muriz. Zaman geçtikçe paranoyası artıyor.
Что ты должна сделать - так это публично разобраться со своей матерью.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144