All of that translate Turkish
38,687 parallel translation
You have been speaking to us now for 45 minutes, and yet in all of that time you have only mentioned al-Qaeda once.
45 dakikadır bizimle konuşuyorsunuz ama el-Kaide'den bir kere bile söz etmediniz.
Yes, I understand all of that, General.
Hepsini anlıyorum general.
Yeah, I'm sorry I put you through all of that.
Bütün bunları yaşamana neden olduğum için üzgünüm.
And then boyfriends are people that you have, you know, spiritual, sexual, emotional relationships with, and, you know, you're intimate and vulnerable, and all of that kind of fun stuff.
Sevgiliye gelince, manevi, duygusal, cinsel şeyler yaşadığınız ilişkiler. Samimisindir, değerlisindir. Öyle eğlenceli şeyler işte.
We need the names of all the people who helped you manufacture the gunpowder... move the gunpowder, but most pressingly of all, we need the names of all the members of the Society of Secret Correspondence that you have dealt with.
Barut üretiminde ve nakliyesinde size yardım eden kişilerin isimlerini istiyoruz. En acele olanı ise birlikte iş yaptığınız Gizli Muhaberat Derneği'nin tüm üyelerinin adlarının verilmesi.
Now, if you can give me all that and what you tell us is corroborated, then... then these people won't be needed and you will await trial in the same cell that Thomas Moore occupied, with not an unpleasant view of the River Thames.
Tüm isteklerimizi yerine getirip söylediklerinizi kanıtla desteklerseniz o zaman bu insanlara ihtiyaç olmaz. Thomas Moore'un da kaldığı hücrede duruşmayı beklersiniz. Hücrenin Thames Nehri manzarası gayet iyidir.
That was Martin young from the scene at princes gate, where all but one of the hostages...
Ben Martin Young, size olay mahallinden bildirdim şimdi bütün rehineler...
I firmly believe, having traveled to all corners of the country, having spoken with many people from many walks of life... that what these people want is the very same thing that you and I want.
Ülkeyi köşe bucak gezmiş ve her kesimden pek çok kişiyle konuşmuş biri olarak şuna katiyetle inanıyorum ki bu insanların istediği şey, sizin ve benim istediğimiz şeyle aynı.
This will probably be the toughest mission that any of you all will experience.
Görüp göreceğiniz en zor görev olacak.
Yeah Ross, that's huge. That's why I'm calling all of my most important clients, okay?
Bu yüzden en büyük müşterimi aradım.
All that "it takes a village" crap is only good to a certain extent, because even the best-laid plans of your life go poof in your face.
Tüm o "çocuk düşe kalka büyür" saçmalığı bir yere kadar doğru çünkü en iyi hesaplanan planların bile ortadan kayboluveriyor.
All I know is that the world is full of bad people.
Tek bildiğim, dünyanın kötü insanlarla dolu olduğu.
First of all, I'm happy that Abigail has bonded with your mother.
Öncelikle Abigail annenle iyi anlaştığı için çok mutluyum.
You know, this thing with that Ziggy kid, all the talk of bullying? I was bullied. Sixth grade.
Şu Ziggy denen çocuğun olayı var ya, şu zorbalık muhabbeti falan bana da zorbalık edildi, altıncı sınıftayken.
Maddy, you made a couple of mistakes, that's all.
Alt tarafı birkaç hata yaptın Maddy.
Do you ever stop to think that if they kill one of us, they have to kill us all?
Birimizi öldürürlerse diğer ikisini de harcarlar.
I just want to say American Atheists has had a wonderful year, and... that would not be so without all of you.
Amerikan Ateistler harika bir yılı geride bırakıyor ve bunu da sizlere borçlu.
Well, I wish I'd known that before I went to all this trouble and broke you out of jail.
Bu kadar zahmete girip seni hapisten kaçırmadan önce haberim olsaydı keşke.
Until 11 : 00 tonight, and, of course, you all remember that awful tornado that swept through...
Bu gece 11'e kadar ve elbette hepiniz o korkunç kasırganın her şeyi mahvet...
Normally, East would've had an apprentice to pass along the fruit of her tongue, but you put an end to all that, didn't you?
Normalde, Doğu dilinin meyvesini aktaracak bir çırağı olurdu, ama sen bütün bunlara bir son verdin, değil mi?
Normally, East would've had an apprentice to pass along the fruit of her tongue, but... you put an end to all that, didn't you?
Normalde, Doğu dilinin meyvesini aktaracak bir çırağı olurdu, ama sen bütün bunlara bir son verdin, değil mi?
I really hope that when we figure out who you are, you're one of those guys that says "Oh, don't worry about it, everything's gonna be okay," all the time.
Kim olduğun konusunu anladığını umuyordum, Sen sürekli "Endişelenme, her şey yoluna girecek." diyen adamlardan birisin.
We've been flooded with signs and portends that require our analysis if we are to determine when it will arrive and what form it will take before it lays waste to all of us.
Hepimizi yerle bir etmeden önce ne zaman geleceğine ve ne şekilde olacağına karar vermemiz için analiz yapmamız gereken İşaret ve delaletlere boğulduk.
This is all that is left of my sister.
Kız kardeşimden kalan tüm şey bu.
I am suggesting that we help each other by an alliance of pirates and slaves, bring down Nassau, maybe bring it all down.
Köleler ve korsanlardan bir ittifak kurup birbirimize yardım ederek Nassau'yu, hatta her yeri alaşağı etmeyi öneriyorum.
In terms of motive, maybe we'll all just have to accept that we're driven by different things.
Motivasyon açısından... belki de hepimiz farklı şeyler tarafından yönlendirildiğimizi kabul etmek zorundayız.
I did all of it, contorted myself into the role, mutilated myself so that it would fit because I believed as long as you believed I was your partner, it didn't matter what anyone else believed.
Role adapte olabilmek için hepsini yaptım. Uygun görünsün diye kendimi sakatladım çünkü sen ortağın olduğuma inandığın sürece başkasının neye inandığının önemi yoktu.
We need to get all the cases over the last 20 years in Baztn where there is even one of the elements that make up this guy's M.O.
Baztán'da son 20 yılda bu adamın tarzıyla en küçük bir benzerlik taşıyan tüm vakaları gözden geçirmeliyiz.
That Anne was the worst of them all.
Şu Anne denilen en kötüsüydü.
There was no record of an "LT" working at All Steel, but I did get a hit on that property search for TJ.
All Steel'da çalışan "LT" adında biri yok ama TJ'in mal varlığını araştırırken bir şeye rastladım.
I think this is God's way of getting back to me for all the shit that I said about your wife yesterday.
Sanırım dün karın hakkında söylediklerim yüzünden Tanrı beni böyle cezalandırdı.
She's like that last bit of proof that it even happened and I think you're afraid that if you lose her, you've officially lost it all.
O sanki yaşadıklarının kalan tek kanıtı ve onu kaybedersen her şeyi kaybetmekten korkuyorsun.
Archer of the Yard, all that power.
Yard'ın Archer'ı, güç sende tabii.
I guess dealers like him will be rubbing their hands at the thought of all the new stuff that will come from the fighting in the North.
Sanırım onun gibi satıcılar, Kuzeydeki savaştan gelecek yeni ganimetleri düşünerek avuçlarını ovuyorlardır.
I shall be notified of all arrests in connection with this case and no information goes outside this room without my written permission, or that of Reichsfuhrer Heinrich Himmler.
Bu davayla ilgili bütün tutuklamalardan haberdar edileceğim ve hiçbir bilgi bu odadan benim veya Önder Himmler'in yazılı izni olmadan çıkmayacak. Anlaşıldı mı?
It's all part of the new mood of informality that the newspapers say that war brought.
Gazetelerin savaşın getirdiğini söylediği kayıt dışılığın bir parçası.
But tomorrow there's a bunch of us That are all driving to san jose for disney on ice.
Ama yarın ufak bir grup olarak Buzda Disney için San Jose'ye gidiyoruz.
- Like, by way of example, when I was with you. You remember? I paid $ 9,000 to ground the house against electromagnetic fields so that we all didn't get brain cancer.
- Mesela seninle birlikteyken, hatırlarsan beyin kanseri olmayalım diye evin zeminine 90 bin dolarlık elektromanyetik alan önleyici sistem yaptırmıştım.
The only guilt that I had is because I wasn't as strong as all of you...
Suçluluk duyduğum tek konu sizin kadar güçlü olamamaktı.
Just talking to the guy. It turns out that he got all this stuff from a family whose son died in a plane crash a couple of years back.
Adamla konuşuyordum da meğer tüm bu eşyalar oğlunu birkaç yıl önce uçak kazasında kaybetmiş bir aileye aitmiş.
So, when you see children dipping eggs in vinegar the colors of their favorite toys, or when you see the nation's youth fleeing south for copulation, or when they spread their seed over that sinking mass that is the great state of Florida, they all... without realizing it do it in her name.
Yani, çocukların yumurtaları en sevdikleri oyuncakların renginde sirkeye batırırken gördüğünde veya ülke gençliğinin çiftleşme için güneye kaçtığını gördüğünde veya o batan kütle üzerinde tohumlarını yaydıklarında ki orası Florida eyaleti oluyor hepsi farkında olmadan bunu onun adına yapıyorlar.
I have no doubt that millions upon millions exchange tokens and observe the rituals of your festival, all down to the hunting of the hidden eggs, but does anybody pray in your name?
Milyonlar üstüne milyonların hatıra takası yaptığına ve festivalinin ritüellerini gözlemlediklerine hiç şüphem yok hepsi de gizli yumurtaları avlamak için ama adına dua eden kimse kaldı mı?
And if she were to extend that friendship at the time of her passing, that would be extremely helpful to all of us.
Ve o dostluğu uzatacak olsaydı Onun geçişi sırasında, Bu hepimize son derece yardımcı olacaktır.
I was also asked by Harriet to inform you all that she has bequeathed her house to the town of Bristol so it can be turned into a new public library.
Harriet tarafından hepinize sizi bilgilendirmesi istendi. Evini Bristol kasabasına saklamış olduğunu söyledi Bu yüzden yeni bir halk kütüphanesine çevrilebilir.
That's the fucking bummer of it all.
En uzen tarafi da bu zaten.
See I don't know if it's the hypnosis that's making them slaves or whatnot... but all I know is they already got two brothers we know and they could be a whole bunch of brothers they got already.
Hipnoz olayi yuzunden mi kole oluyorlar bilmiyorum. Tek bildigim, haberimiz olan iki kardesimizi kacirdiklari ve simdiye kadar suruyle kacirmis olabilecekleri.
That way, I can dance with all of them.
Böylece hepsiyle dans edebilirim.
And during that time, celebrities, athletes, even a close colleague of yours, all ended their lives.
Bu sırada ünlüler, sporcular, hatta yakın bir iş arkadaşınız bile yaşamına son verdi.
You... You can pretend all you want that the reason you left was because you stopped approving of my work.
Buradan, çalışmalarımı artık onaylamadığın için ayrılmış gibi yapmaya devam edebilirsin.
You know, in the'90's when I started shooting, I was unaware that all of the movies a contract girl shoots are sold to cable, and cable was still a very big place where these companies made money.
90'larda çekimlere başladığımda, sözleşmeli bir kızın çektiği bütün filmlerin paralı kanallara satıldığını bilmiyordum.
You know, they don't want to look at somebody that's all falling apart, typical stigma of being a positive.
Harap birini görmek istemezler, pozitif olmanın bir sorunu bu.
all of them 1505
all of it 1580
all of you 1837
all of the above 61
all of the time 16
all of me 19
all of us 884
all of a sudden 697
all of 26
all of us together 30
all of it 1580
all of you 1837
all of the above 61
all of the time 16
all of me 19
all of us 884
all of a sudden 697
all of 26
all of us together 30
all of' em 133
all of these 19
all of this 232
all of ya 20
all of what 16
of that i have no doubt 18
of that 53
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
all of these 19
all of this 232
all of ya 20
all of what 16
of that i have no doubt 18
of that 53
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that'll be me 20
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that'll be me 20