All of these translate Turkish
7,437 parallel translation
It's completely crazy-making how all of these emotions, they just come bubbling up out of nowhere.
Bütün bu duyguları hissetmek tamamen çılgınlık. Bir anda ortaya çıkıyorlar.
All of these men have categorically denied this.
Bu adamların hepsi bunu kesin suretle reddetti.
Murdering all of these people just to prove a point!
Sırf bir şeyi kanıtlamak için bunca insanı öldürmeye.
I'm not even supposed to be talking to you until it's official, but... With Roman running around killing all of these people for no good reason, you don't really want him walking away large and in charge, hmm?
Resmileşene kadar seninle konuşmamam lazım Roman'la onca insanı sebepsiz yere öldürmeniz gerçekten onu sağlıklı bir şekilde ortada gezmesini istemiyorsun değil mi?
You planted all of these?
Bütün bu bitkileri sen mi ektin?
All of these books, the weapons, everything in this trailer has been in my family for generations.
Bütün o kitaplar, silahlar, karavandaki her şey nesillerdir ailemde.
All of these people have to be out of here by 1100 hours.
Bu insanlar 1100 saat içinde buradan ayrılmalılar.
The questions are gonna be precise'cause I need to verify all of these details.
Soruları çok net ve açık sormalıyım çünkü bu detayları teyit etmeliyim.
Not all of these people are bad.
Bu insanların hepsi kötü değil.
And you are telling me there is one building taller than all of these?
Bunlardan daha uzun bir bina olmadığını mı söylüyorsun bana şimdi?
You can't seriously expect me to read all of these onto audio files for you in time for tomorrow, it's already way past midnight.'
Bunların hepsini yarına kadar ses kayıtlarına dönüştüreceğimi bekliyor olamazsın. Saat zaten gece yarısını geçti.
Are you Winthrop's partner in all of these murders?
Eğer bu cinayetlerin tüm Winthrop'un ortağı misiniz?
Well, not all of these women died in our jurisdiction, sir.
Bu kadınların hepsi bizim yetki alanımız içinde ölmemiş ki, efendim.
I have state guardianship of all the boys in my home and I did, in fact, grant Dr. Gallinger full permission to perform these procedures.
- Öyleyim. Evimdeki tüm erkek çocukların velâyet hakkı bende ve Dr. Gallinger'a tüm bu ameliyatları uygulaması için tam yetki verdim.
Regardless of your participation in these surgeries, I want all of you to review the cases and familiarize yourselves with every aspect of the procedures.
Ameliyatlara katılmasanız bile hepinizden vakaları inceleyip prosedürlerin her yönüne aşina olmanızı istiyorum.
We finally get to meet this wife of yours after hearing about her for all these months.
Aylardır hikayelerini dinledikten sonra nihayet eşinle tanışabildik.
So all these people are dead because of you? Oh, come on.
Tüm bu insanlar senin yüzünden öldü.
Oh! These are the couple of aces that puked up their careers all over my goddamn plane?
Benim uçağımda kariyerlerinin üstüne kusan askerler bunlar mı?
All these years, I've thought of none but you.
Bunca yıldır senden başka kimseyi düşünmedim.
It sounds like he's higher up in all this than any of these cats.
Bu pısırıkların içinde en yetkilisi o gibi geliyor.
If they see you guys killing these numbers you've had all summer to perfect, well, then they're gonna lose any sliver of hope they have, and the Glee Club'll be dead here.
Eğer yaz boyunca prova ettiğiniz o mükemmel performansları görürlerse sahip oldukları küçücük umut yok olacak ve bu glee kulübünün sonu olacak.
I've imagined that moment so many times inside my head but instead of saying what I have been sitting on all these years... I just shook her hand.
O anı kafamda o kadar canlandırmıştım ki bunca senedir içimde tuttuklarımı söylemek yerine sadece elini sıktım.
Look, kids, these Navy boys, they are not gonna play with us all day, so unless you all want to spend the rest of your lives breaking big rocks into little ones on Olympus Mons, somebody better come clean.
Bakın çocuklar, donanmadakiler bütün gün bizimle oynamayacaklar. Hayatınızın geri kalanında Olympus Mons'taki büyük kayaları kırıp küçük hâle getirmek istemiyorsanız bir suçu kabullense iyi olur.
I am learning all sorts of new things about myself these days.
Bugünlerde kendim hakkında birçok yeni şey öğreniyorum.
Oh, good'cause I wro... had this list of all these pronouns.
İyi çünkü tüm bu sıfatların bulunduğu listeyi yaptım.
My client, based purely on the sanctity of the law which we've all sworn an oath to uphold... must be acquitted of these charges.
Müvekkilim hepimizin uyacağına yemin ettiği hukukun kutsallığı ışığında yalnızca o suçlamalardan sorumlu tutulmalıdır.
Now I must bid you all adieu and admonish you to watch your proverbial butts, for I shall be back with a sledgehammer of justice prepared to lay Joseph waste to these four walls if you so much as touch a hair on my client's- -
Şimdi hepinize veda ediyorum ve sizlere kendi kıçlarınızı izlemenizi tembih ediyorum. Ben adaletin balyozuyla geldiğim zaman Joseph'i bu gereksiz dört duvar arasından bırakmaya hazırlanın. Eğer müvekkilimin kılına zarar gelirse...
Of all the books we pulled from Stroh's cell, fingerprint analysis proves that this is astrology guide, the Ephemeris, was the most handled, especially these pages here dealing with the first two weeks of January.
Stroh'un hücresinden çıkardığımız tüm kitaplar içinde parmak izi analizi kanıtlıyor ki, bu astroloji rehberi, Gök Günlüğü en çok ellenilenmiş, özellikle de Ocak'ın ilk iki haftasına değinen şu sayfalar.
[Chuckles] Sleeping in one of these interview rooms - isn't all that relaxing.
Bu görüşme odalarından birinde uyumak pek de rahatlatıcı değil.
His crew made off with a couple of crates, all containing these...
Bu gece neyin peşindeydi? Çetesi birkaç kutuyla kaçmayı başarmış.
How do you suggest you and I Drive all these cars out of here?
İkimizin tüm bu arabaları nasıl çıkarmasını bekliyorsun?
All these expensive cars... He didn't take any of them?
Bu kadar pahalı araba varken hiçbirini almamış mı?
I-I figure that we should just get it out of the way, you know, because if it's, if it's bad, then, well, I've made all these eggs for no reason, but...
Çünkü kötü giderse yumurtaları boşa hazırlamışım demektir.
Each and every one of y'all have taken care of me all these years.
Her biriniz bunca yıldır bana çok iyi baktınız.
I just, uh, wanted to thank Maura for all her generosity over these last couple of years.
Ben sadece, Maura'ya son birkaç yıldaki cömertliği için, teşekkür etmek istedim.
- I mean, to be honest, the only reason I'm telling you is because you brought these seven girls to me, so you must be a part of all of this.
- Dürüst konuşayım. Sana anlatmamın tek sebebi de yedi kızı getirdiğin için bunların bir parçası olman.
After working at a broke inner-city school all these years, he lost his love of teaching.
Yıllar boyu varoş okullarında ders verince öğretmeye olan sevdasını yitirmiş.
All these people. Get rid of them.
Tüm bu insanlardan da kurtul.
I just hope this guy can get all these Troubles the hell out of me.
Umarım bu adam içimdeki sorunların hepsini çıkarıp atabilir.
The image of her face in my mind - all these things that I'm beginning to not quite remember.
Kafamda canlandırdığım resmi artık bunların hepsini unutmaya başlıyor gibiyim.
This march, all these people coming to Modesto... You're afraid of them.
Bu yürüyüş, Modesto'ya gelen tüm bu insanlar onlardan korkuyorsunuz.
Because of you I am alone all these years.
Senin yüzünden bunca sene yalnız kaldım.
God bless us all, and God bless these United States of America.
Tanrı hepimizi korusun ve Tanrı Amerika'yı korusun.
But this, uh, curious attachment you both have to these kinds of... cases, as well as your obvious resentment for feeling like you have to "Save each other all the time..."
Lakin ikinizin de bu tür davalara olan tuhaf bağlılığınız sürekli birbirinizi kurtarma hissinize bağlılığınızla aynı derece.
All of us have one of these.
Hepimizin böyle bir şeyi var.
Oh, I had all these ideas in my head as to what kind of woman you'd turn out to be, and...
Kafamda büyüyüp de nasıl bir hanımefendiye dönüşeceğin hakkında o kadar çok fikir vardı ki...
Look at all these embarrassing pictures of me.
Şu utanç verici şeylere de bakın.
It's full of all these... hopes for you, really.
Senin için umutlarıyla... dolu bu mektup.
All these kids of mine are filled with love from Tahiti.
Bütün çocuklarım, Tahiti'nin sevgisi ile dolu.
I'm putting myself on the line and I have to make it my business to find out, and all these bones are gonna come out of the graves.
Kendimi öne atıyorum. Öğrenmek için bunu uğraş edinmeliyim. Bütün kemikler, mezarlardan çıkacak.
If these hoods come off and he sees you, you're all out of birthdays forever - do you believe me?
Eğer başlıklarınızı çıkarırsanız ve o sizi görürse işiniz bitti demektir. Bana inansanız iyi olur.
all of them 1505
all of it 1580
all of you 1837
all of the above 61
all of the time 16
all of me 19
all of us 884
all of a sudden 697
all of 26
all of us together 30
all of it 1580
all of you 1837
all of the above 61
all of the time 16
all of me 19
all of us 884
all of a sudden 697
all of 26
all of us together 30
all of' em 133
all of this 232
all of that 76
all of ya 20
all of what 16
of these 67
these 760
theseus 51
these are for you 196
these are my friends 112
all of this 232
all of that 76
all of ya 20
all of what 16
of these 67
these 760
theseus 51
these are for you 196
these are my friends 112
these are my parents 38
these things take time 64
these things happen 186
these days 368
these are your friends 17
these are 200
these are my children 16
these are my people 41
these are good people 21
these people 330
these things take time 64
these things happen 186
these days 368
these are your friends 17
these are 200
these are my children 16
these are my people 41
these are good people 21
these people 330