All the way up translate Turkish
1,896 parallel translation
I followed her all the way up.
Kızı yukarı kadar takip ettim.
He come all the way up here from Texas.
Ta Texas'tan buraya kadar çıkagelmiş.
You've got a clear path on Jefferson all the way up to 12th and 13th Street.
Jefferson'a doğru 12. ve 13. caddeleri kullanarak çıkış yolu bulabilirsin.
- Yeah, go ahead and fill'er all the way up.
- Evet. Doldur doldurabildiğin kadar.
All the way up till it ended.
Bu şekilde sona erdi.
But you didn't have to travel all the way up here to congratulate me.
Ama ta buralara kadar gelip, beni tebrik etmenize gerek yoktu.
You managed to come all the way up here and not do one damn bit of police work!
İşi buraya kadar getirmeyi becerdin ama en ufak bir polis görevi bile yapmadın!
Hey. You flew all the way up here?
Buraya kadar onca yolu geldin.
Downtown? Or all the way up Brokeback Mountain?
Yoksa Brokeback Mountain'daki gibi sonuna kadar mı?
All the way up in Canada.
Ta Kanada'da.
This needs to be threaded all the way up in order to lock.
Bunun kilitlenmesi için sonuna kadar kapanması lazım.
Not all the way up.
Yok, yukarıya da bakmayın.
Why drag his body all the way up here and dump it in the spring?
Neden bu kadar sürüklemişler ve kaynağın üstüne bırakmışlar?
ALL THE WAY UP TO HIS HEAD.
- Başına kadar.
Look, we're a spit in the eye from Canada here and there's plenty of coastline all the way up to Newfoundland, maybe even Hudson Bay.
Bak, buradaki Kanada'dan bir çıkıntıdayız. Newfoundland a doğru bir sürü kıyı şeridi var. Hatta Hudson körfezi bile
Do you really believe she drove all the way up here to meet Ryan? My God.
Sen gerçekten ordan buraya kadar Ryan'la tanışmak için geldiğine inandın mı?
Raise him all the way up.
Pekâlâ, onu hemen kaldıracağım.
And you made me come all the way up here to Seattle for some ugly old mole?
Beni Seattle'a kadar sadece çirkin bir ben yüzünden mi getirdin? - Ah, tatlım.
Oh, look. There's Taub. Drinking a margarita and mocking us for driving all the way up here because House said "jump." Easy.
Bak Taub da burada margaritasını yudumlayıp buraya geldiğimiz için dalga geçiyor...
Cape York's all the way up there.
Cape York da şurada yukarıda.
We're thinking about going this way up to Emerald and then all the way up to the Cape.
Şuradaki yoldan Emerald'a çıkıp sonra da oradan Cape'e geçmeyi düşünüyoruz.
Could you imagine if this extended all the way up to Seventh Avenue?
Seventh Avenue'nun tamamen böyle olduğunu düşünsenize.
I'd climb this ladder all the way up there.
Bu merdivenin en tepesine çıkardım.
Buttoned all the way up?
Yukarı giden bütün yolları kapattın mı yani?
You really come all the way up here to give me hygiene tips, did ya?
Buraya kadar bana temizlik öğütleri vermeye mi geldin?
You drove all the way up to fatherson for a barbecue?
Yani ta Babaoğulu'ya mangal için mi gittiniz?
All the way up there, eh?
Yukarıya daha çok var, değil mi?
He filled me all the way up.
İçimi baştan aşağı doldurdu.
And then write, "The duck flew all the way to Alaska to meet up"
Sonra şöyle yaz, "Ördek, Alaska" da oturan arkadaşı
I mean, the way y'all motherfuckers out here now, we run up on these drug dealers, it's too dangerous,
Sizin gibi şerefsizler buradayken... Uyuşturucu satıcılarıyla koşuşuyoruz, bu çok tehlikeli.
The New York State Thruway has been backed up all the way from the George Washington Bridge to the Catskills exits, and from there, it's basically a parking lot.
New York Eyalet Otoyolu... George Washington köprüsünden Catskills çıkışlarına kadar tıkanmış durumda.
" Meanwhile--heh--every second and a half, my computer screen is just exploding with all the stocks I just talked them into goin'right down the shitter. You know, the market keeps up the way it is,
Piyasa böyle giderse teknelerimden birini satmam gerekebilir.
If you want to boost up all your power, You must devote yourself to the evil way.
Gücünü son haddine çıkarmak istiyorsan kendini kötü yola adamalısın.
After all you did for her she dreams up a way to put you in prison for the rest of your life.
Onun için yaptıklarından sonra senin tüm hayatını hapiste geçirmeni sağladı ve sen de bu tuzağa düştün.
If we don't get moving, we're all gonna end up the same way.
Yola koyulmazsak, bizim de sonumuz aynı olacak.
Cars are backed up all the way...
Sürücüler uzun kuyruklarda sıkışmış durumdalar.
Keep it up, all the way to the top.
Devam edin, en üste kadar.
But if there's someone way up there on the chain that collects all the extra money, that's not fair.
Ama zincirin üst seviyelerinde parayı toplayan biri duruyorsa bu hiç de adil değildir. Bak sen! :
So if you were planning on hooking up or making out... Or going all the way or whatever... Full speed ahead!
Bu yüzden ilişkiye başlamayı planlıyor ya da sevişecek ya da başka bir şey yapacaksan tam yol ileri gidebilirsin!
And all the foreign fighters that we've been tracking from Saudi Arabia and Jordan have been going up to Qamishli and then down into the Syrian border post and on their way into Iraq.
Ve tüm takip ettiğimiz yabancı savaşçılar Suudi Arabistan ve Ürdünden Qamishli'ye gidiyorlar sonra Suriye sınır kapısından
- Up the stairs, all the way on the right.
Merdivenlerden yukarı, sağdaki koridorda.
- All right. Just, uh lock up, on the way out.
Yalnızca... dışarıdan kilitle.
I want you to move up... all the way to Level 6 Adjuster.
Senin... Dispeççi Seviye 6'ya çıkmanı istiyorum.
He and Hood are together now, and with all that stuff locked up in your courtyard, just waiting to be stolen, how long do you think it'll take before they come in the same way I did?
O ve Hood artık birlikte ve senin bütün her şeyin orada duruyor çalınmayı bekliyor sence benim gibi onların da oradan gelmesi ne kadar sürer?
But the fact is, if you can't handle the way... if you can't handle the way that those fantasies make you feel, don't turn all that around and blame me when you screw up.
Ama gerçek şu ki, eğer sen... eğer sen, o fantezilerin sana hissettirdikleriyle başa çıkamıyorsan, işleri mahvettiğinde etrafa dönüp de beni suçlama.
It's a little crumbly, but it's split up the back because as it was on my face all the way around my neck...
Biraz dağılıyor, fakat arkadan ayrılıyor. Çünkü yüzümde ve tüysüz bir başlık takarken sürekli boynumun çevresindeydi.
These were the size of houses, mansions. Long beautiful swells peeling off the point a mile up the beach... all the way down to my mom's place.
Uzun dalgalar.. harika.. plaja gidiyor... annemin evine kadar.
Few minutes later, gets back on, goes all the way back up to the apartment.
Birkaç dakika sonra geri biniyor ve daireye geri dönüyor.
I'm young, I'm all dressed up, and I'm on my way to marry the woman I love.
Gencim, şıkım. ve sevdiğim kadınla evlenmek için yollardayım.
And we know what happens when she does. This way, all she needs to do Is turn up once or twice a year, get the injection.
Bu yolla, yapması gereken tek şey yılda bir ya da iki kere oraya gidip, iğne olmak.
All right, folks were on their way to grab you up before you hit the elevator, so.
Yani adamlarım sizi asansöre ulaşmadan yakalamak için yoldalar. Yani gidin.
all the world's a stage 17
all the way home 19
all the time in the world 18
all the way down 60
all the time 1146
all the way back 32
all these years 280
all the single ladies 21
all the while 44
all these years later 16
all the way home 19
all the time in the world 18
all the way down 60
all the time 1146
all the way back 32
all these years 280
all the single ladies 21
all the while 44
all these years later 16
all the way 252
all the same 273
all these people 52
all the better 80
all the best 179
all the things that make us 45
all the more reason 40
all the 77
all there 16
all the way in 16
all the same 273
all these people 52
all the better 80
all the best 179
all the things that make us 45
all the more reason 40
all the 77
all there 16
all the way in 16