All things are possible translate Turkish
48 parallel translation
Surely, for a man who possesses a flying caravan, all things are possible?
Uçan karavanı olan biri için her şey mümkün değil midir?
With you all things are possible.
Seninle her şey mümkün.
- "With God, all things are possible."
- "Tanrı ile herşey mümkündür."
Here, all things are possible and all things meet their opposites.
Burada her şey mümkündür... ve her şey burada zıddını bulur.
Because this evening I have learned, my dear... that in this beautiful world of ours... all things are possible.
Çünkü bu akşam öğrendim ki... bu güzel dünyamızda... herşey mümkündür.
All things are possible.
Her şey mümkün.
To those who possess the great power, all things are possible.
Büyük güce sahip olanlar için, her şey mümkündür.
All things are possible, my dear, it's just simply a matter of your being able to do them.
Her şey mümkündür, hayatım, sadece sizin yapabilmenize bağlı.
Yes, well, all things are possible, Leonard, but is it likely?
Evet, tamam, herşey mümkün, Leonard, ama yapabilirmisin?
With Him, all things are possible.
O her şeye kadirdir.
When God is dead, all things are possible.
Tanrı öldü. Her şey mümkün.
With my help, all things are possible.
Benim yardımımla herşey mümkün.
All things are possible through the Lord God Arthur Fonzarelli.
Yüce Arthur Fonzarelli ile her şey gerçek olabilir. - Bu saçmalığa devam edecek misin?
" I have seen the world inside your head and know that all things are possible.
Kafanın içinde dünyayı gördüm ve herşeyin mümkün olduğunu biliyorum.
In faith... all things are possible.
İnançla her şey mümkündür.
- In faith, all things are possible.
İnançla, her şey mümkündür.
They wanted the costume, we know that, but you encouraged them, and that was to be certain that we all knew that we were at the theatre, and at the theatre, all things are possible.
Kostüm istiyorlardı, bunu biliyoruz ama sen onlara cesaret verdin ve hepimizin tiyatroda olduğumuzu bildiğimiz kesindi. Ve tiyatroda her şey mümkündür.
All things are possible to him who believes.
İnanan herkes için her şey mümkündür.
If there is anyone out there who still doubts that America is a place where all things are possible, who still wonders if the dream of our founders is alive in our time, who still questions the power of our democracy, tonight is your answer.
Bu akşam hâlâ Amerika'da her şeyin olabileceğine inanmayan birileri var mı? Atalarımızın hayallerinin günümüzde de canlı olduğuna inananlar var mı? Hâlâ demokrasimizin gücünü sorgulayanlar var mı?
In the Bible it tells us that all things are possible with God, okay?
incil tanrının istediği herşeyi yapabileceğini söyler, tamam mı?
In the land beyond the living, all things are possible.
Yaşamın ötesindeki diyarlarda her şey mümkündür.
Well, I suppose all things are possible, although not equally.
Sanırım, herşey olasılık dahilinde. ... yine de aynı derecede değil.
"for it thinks all things are lawful for itself and all things are possible."
"çünkü söz konusu kendisi olduğunda herşeyin meşru ve mümkün olduğunu düşünür."
- For the Lord, all things are possible.
- Yüce Tanrı, herşeyi oldurabilir.
All things are possible.
Her şey mümkündür.
America is a place where all things are possible who still wonders if the dream of our founders is alive in our time...
Bu Amerika, her şeyin mümkün olduğu bir yerdir. Atalarımızın hayallerinin hâlâ bu zamanda yaşadığına inananlar için.
I mean, if you're well informed and you're, you're quick enough, all things are possible.
Eğer sağlam bilgilere sahipseniz ve yeterince hızlıysanız her şey mümkün.
Well, first of all, through God, all things are possible, so jot that down.
Öncelikle, Tanrı yanındaysa imkansız diye bir şey yoktur. Not et bu lafı.
If there is anyone out there... who still doubts that America is a place where... all things are possible... who still wonders... if the dream of our founders is alive in our time... who still questions the power of our democracy... tonight is your answer.
Hala her şeyin mümkün..... olduğu bir yer olan Amerika'dan şüpheleri olan..... kimse varsa orada kim ülkemizi kuranların hayallerini zamanımızda yaşattığımızdan hala endişe ediyorsa kim demokrasimizin gücünü hala sorguluyorsa, .. bu gece cevabını verdiniz..
- Oh, honey... if they have the love of a good woman, all things are possible...
- Ah, tatlım eğer iyi bir kadının aşkına sahiplerse her şey mümkün...
With me all things are possible.
Benim için herşey mümkün.
All things that happen are possible, Longinus.
Gerçekleşen her şey mümkündür, Longinus.
I'm sorry, but sometimes one is forced to consider the possibility that affairs are being conducted in a way which, all things being considered, and making all possible allowances, is, not to put too fine a point on it, perhaps not entirely straightforward.
Üzülerek söylemek durumundayım Bakanım bazen insan, meseleyi bir şekilde idare etmek ve her ihtimale hazırlıklı olmak için lafı dolandırarak söylemek zorunda kalabilir.
Well, all things being possible, these rocks are under 24-hour surveillance under lock and key.
Herşey mümkündür. Bu taşlar 24 saat gözetim ve kilit altında.
Are not all things in heaven and Earth possible for those who believe?
Cennette ve yeryüzündeki her şey inananlar için mümkün değil mi?
All these things are possible.
Tüm bunlar mümkün.
It's like all the things I thought were impossible are suddenly possible.
Yapılması imkansız gibi gelen şeylerin aniden yapılabilir olması gibi bir şey bu.
Until I know what these things are and why they're attacking my people, nobody leaves the compound, all work details in as soon as possible, as of right now.
Bu şeylerin ne olduğunu ve halkıma neden saldırdıklarını öğrenmeden kimse sınırdan dışarı çıkmayacak, tüm çalışmalar da şu andan itibaren derhal başlayacak.
We're not just making predictions here... not just what we think is going to happen but what are all the other possible things that don't happen?
Burada sadece olacağını sandığımız şeyler değil olmayan diğer tüm olasılıklar hakkında da öngörüde bulunuyoruz.
And I am going to show you that normality and all those human things are possible.
Böylece sana, normal olmanın ve bütün insani şeylerin mümkün olduğunu kanıtlayacağım.
All things are possible at the hands of doom. Whatever that thing is, it's sucking up half the power of manhattan.
Doom'un elinde her şey mümkündür.
I'm a physician, and new facts come to light, new discoveries are made all the time. Things we never dreamed possible.
Ben bir tıp adamıyım ve yeni gerçeklikler gün yüzüne çıkıyor, her zaman yeni keşifler yapılıyor, daha önce mümkün olabileceğini düşünmediğimiz şeyler
So now I realize two things are possible... one, something has changed within her, something so significant that she's turned into someone I barely recognize, or, two... it was a fantasy that I ever knew her at all.
Şimdi anlıyorum iki ihtimal var. İlki, içinde bir şeyler değişti onu başka birine çevirebilecek kadar kayda değer bir şeyler ya da ikincisi onu tanıdığımı düşünmem bir hayâlden ibaretti.
All these things are possible.
Alkol alıyorlar mı? Hepsi mümkün.
And by His word, all things are possible to him that believeth.
Sabahları çok güzel ışık alıyor.
It's always weird when you see friends on these things,'cause it's like, all right, are we swiping right'cause we're friends, or is it a possible boning situation?
Arkadaşlarını bu uygulamalarda görmek tuhaf oluyor. "Arkadaşız diye mi sağa kaydırıyorum yoksa düzüşme durumu var mı?" diyorsun.
all things considered 154
all things being equal 21
all the world's a stage 17
all this time 373
all the way up 39
all the time in the world 18
all the way home 19
all the way down 60
all the time 1146
all the way back 32
all things being equal 21
all the world's a stage 17
all this time 373
all the way up 39
all the time in the world 18
all the way home 19
all the way down 60
all the time 1146
all the way back 32
all these years 280
all the single ladies 21
all the while 44
all those years ago 44
all that matters 18
all these years later 16
all the way 252
all this stuff 25
all the same 273
all that shit 30
all the single ladies 21
all the while 44
all those years ago 44
all that matters 18
all these years later 16
all the way 252
all this stuff 25
all the same 273
all that shit 30