English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / All this

All this translate Turkish

133,013 parallel translation
How could a career in education pay for all this?
How could a career in education pay for all this?
Well, why didn't you tell me all this earlier?
Tamam, neden daha önce söylemedin?
All this talk about controlling your emotions and harnessing them for creation was all just a sham?
Tüm bu duygularını kontrol etmek, kosusturmak, sahte miydi?
I mean, I'm scared to know how she ties into all this.
Yani, bütün bunlarla nasıl bağlandığını öğrenmekten korkuyorum.
Is that what all this has been about?
Tüm bunlar gitmemle ilgilimiydi?
So, all this... was for nothing.
Yani, bunların hepsi... bir hiç içindi.
I hate to leave you here with all this.
Seni bu kadar işle yalnız bırakmaktan hiç hoşlanmıyorum.
You say the mother claims the child predicted all this? That's what she says.
Annesi, bunları çocuğun tahmin ettiğini mi söylüyor?
Dr. Robbins explained all this when she diagnosed the tumor.
Biliyoruz. Dr. Robbins tümörü teşhis ettiğinde açıklamıştı.
She did all this so she can meet the baby.
Bebeğiyle tanışabilmek için doğum yaptı.
Do you really believe in all this?
Bunlara gerçekten inanıyor musun?
When did all this start?
Bütün bunlar ne zaman başladı?
I was looking for him when all this started.
Söylüyorum. Bu başladığından beri onu arıyorum.
You're probably wondering why we got all this shit up here.
"Bu şeyler de ne lan?" diye düşünüyorsunuzdur.
Oh, you mean all of this?
- Yani tüm bunlara mı?
This is all about your posts.
Bütün bunlar yorumlarınız hakkında.
So we can get this dirty cop off the force once and for all.
Sonunda bu kirli polisi görevinden temelli olarak attırabileceğiz.
Stocks all around the globe are in a freefall at this point, because...
Dünyanın birçok yerinde hisse senetleri değer kaybediyor.
Look out there at all those employees, and realizing they might not have jobs if I don't keep this going.
Dışarıya bak. Tüm çalışanlar eğer ben bu şirketi devam ettirmezsem işlerini kaybedebileceklerinin farkındalar.
But after all you did to me, I wanted this to be more personal.
Ama bana tüm yaptıklarından sonra... bunun daha kişisel olmasını istedim.
I bet this is all Iktomi's doing.
Eminim bunları Iktomi yapmıştır.
I mean, thank God this bod is made for pure sex, because, clearly, it's all he cares about.
Çok şükür ki bu beden sırf seks için yaratılmışta sorun yaşamadık. Çünkü açıkça görülüyor ki tek umursadığı şey o.
This is all Ash's fault!
Hepsi Ash'ın suçu.
This is all your fault!
Hepsi senin sucun!
All right, whatever this is between us.
Aramızda ki şey her ne ise.
Well, how about proof of all the good she's done? Like this guy.
Yaptığı iyi şeylerin kanıtına ne derseniz?
I mean, how did this all come about, anyway?
O konuya nasıl geldiniz ki zaten?
Are you certain... that this is all that was in the safety deposit box?
Kasada sadece bunun olduğuna emin misin?
This is all your fault!
Hepsi senin suçun.
Are you certain this is all that was in the safety deposit box? We'll fix it.
Emanet kasasında olanın bunların hepsi olduğuna emin misin?
Oh, no, no, no, no, no. This one's all you.
Oh, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır.
I walked into this with my eyes wide open, chose to be your friend and face all that comes with that.
Gözlerimin geniş açılıp içine girdim, Senin arkadaşın olmak için seçti Ve onunla birlikte gelen her şeyle yüzleş.
Imagine all that blood on this very carpet.
Bu halıya saçılmış onca kanı hayal et.
Like my dear friend who bled all over this white carpet.
Aynı bu beyaz halının her yerine kanı akan sevgili arkadaşım gibi.
That's what this was all about, replacing Kate.
Bütün bunlar ne içindi? Kate'in yerini doldurmak için mi?
As Dr. Minnick would say, "This one's all yours, Edwards."
Dr. Minnick'in diyeceği gibi "Hasta senindir Edwards."
One I'm willing to admit this over dinner tonight while we iron out all of our differences and move past this.
Yanıldığımı kabul edeceğim ama akşam yemeğinde. Farklılıklarımız için orta yolu bulacağız..... ve geçmişi arkamızda bırakacağız.
All of this?
Hepsi mi?
When did she do all of this?
Bütün bunları ne zaman yapmış?
We're gonna do this together, all right?
Bunu beraber yapacağız.
I hope you enjoyed practicing medicine,'cause after I'm done suing this place, you're all done.
Umarım doktorluğun tadını yeterince çıkarmışsındır. Burayı dava edeceğim ve işin bitecek.
How does she even have the stamina for all that sex with this thing sitting on her chest?
Bu şey göğsündeyken o kadar seks yapmaya nasıl dayanıyor?
All right, I'm gonna get this out of your throat, okay?
Bunu boğazınızdan çıkaracağım.
All right, I just want to... loosen this... and see... if there's less bleeding, okay?
Şimdi bunu gevşeteceğim ve kanama olacak mı diye bakacağım.
All right, this is heavy.
Bu şey çok ağır.
I did not do all of that so that this little girl could die, okay?
Onca şeyi bu küçük kız ölsün diye yapmadım.
We all need an escape, and this was hers.
Hepimizin kaçışa ihtiyacı var, ve bu onun ki.
Eve, this is all in an effort to keep the peace.
Eve, bu barışı korumak için yapılan bir çalışma.
This line goes all the way to the mall.
Bu kanal alışveriş merkezine kadar uzanıyor.
In order to fight and defeat this enemy, it is necessary to wage a new all-out offensive.
Bu düşmanla savaşıp onu yenmek için... 1971 YILINDA BAŞKAN NIXON UYUŞTURUCUYA SAVAŞ AÇAR tüm olanaklarımızı kullanarak mücadele etmeliyiz.
Finally, in order for this program to be effective, the American people all join in it.
Son olarak, mücadelemizin verimli geçmesi için Amerikan halkı destek vermelidir. BU YÜZDEN NIXON'I SİKEYİM!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]