English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And by that

And by that translate Turkish

15,036 parallel translation
And by that, I mean the Farrells and gettin'them down off the mountain.
Yani Farrelllar'dan ve onları dağdan indirmekten bahsediyorum.
Marks on the neck, torso, and ankles show that the victim was weighted down in the water, probably by fishing line.
Boyundaki, gövdedeki ve bileklerdeki izler ağırlık bağlanıp su altında tutulduğunu gösteriyor, muhtemelen de misinayla bağlanmış.
And by having sex on the train tracks, that'll do it?
Tren rayları üzerinde sevişince unutacak mısın?
That's solely determined by the U.S. Attorney's office, a.k.a. the Feds, who are probably just as douchey as you are, but at least they can deliver on their promises... and their threats.
Bu sadece Federaller de denilen Birleşik Devlet savcılık birimince belirleniyor. Onlar da muhtelemen sizin gibi maldır ama eminim sözlerine ve tehditlerine sadık kalırlar.
We've increased the pulse by 30 %, and I can confirm that all AstroPods are fully functional within a 200-mile radius.
Biz yüzde 30 oranında darbe artırdık Ve ı tüm eklembacaklılar tamamen işlevsel olduğunu teyit edebilir. 200 millik bir yarıçap içinde.
Every day he sits by the shrine in the hope... that one day, she'd pass by and feel sorry for him.
Her gün umutla mabedinin başına oturuyor ve bir gün Sultan'a böyle üzülürken ölüp gidecek.
The route Sandra Jordan took home from work every evening is almost identical to that most likely taken by Ingrid Hjort, in so far as it took them both past the park and the night school.
Sandra Jordan'ın işten eve giderken kat ettiği güzergah, Ingrid Hjort'un kat ettiği güzergah'la hemen hemen aynı. Her ikisi de parktan ve akşam okulunun oradan geçiyordu.
And we have vowed... that we shall not see it governed... by a hostile flag of conquest... but by a banner of freedom and peace.
Uzayda... istilacı ve saldırgan bir bayrağın değil... özgürlük ve barış sancağının... dalgalanması için ant içtik.
By now I believe they got him hogtied and bled-dry down in that torture chamber that you were at.
Zannımca, şimdiye kadar elini kolunu bağlamış gittiğin o işkence odasında da kanını dökmüşlerdir.
... by members of armed groups that have demobilized and are contributing to the search for the missing.
... diğer yandan, ayrılan silahlı gruplar da kayıpları arama çalışmalarına yardım ediyor.
And since that's not always the easiest thing in the world to do, then maybe you start by forgiving someone else.
Bunu yapmak dünyadaki en kolay şey olmadığından buna, başka birini affederek başlayabilirsin belki.
And when we're gone, all anyone's going to think is that there was a reboot of the security system caused by a brownout.
Çıktığımız zaman da herkes sistemin voltaj düşüklüğü yüzünden yeniden başladığını düşünecek.
Pretty young thing would walk by and poof, that ring just disappeared like magic.
Oldukça genç bir hatunla yürüdükten sonra, puuuf sanki sihirle yüzük kayboldu.
I find myself unable to sleep, paralyzed by a waking dread that I cannot shake and dare not name.
"... üzerimden atamadığım bir korkuyla yaşıyorum... "... ve cesaret denen bir şey yok.
Granny, I'm gonna have to kindly ask you set that knife down and stand over here by the table, please.
Büyükanne senden kibarca o bıçağı bırakıp şu masanın orada durmanı rica edeceğim. Lütfen bayan.
The point is is that the weeks after the farmhouse massacre when I was crushed by guilt and self-loathing, do you know the one person in the world that I wanted to talk to?
Mesele şu ki çiftlik evi katliamından haftalar sonra içime pişmanlık ve kendime nefret dolduktan sonra şu dünyada konuşmak istediğim tek kişi kimdi biliyor musun?
The Cami that you knew is gone, and whoever she's gonna be is something that she has to figure out by herself.
Tanıdığın Cami artık yok her kim olacaksa bunu kendi çözmeli.
And that day I watched as my fellow Strix were slaughtered by the dozens.
Ve ben de o gün düzinelerce Strix'in katledilmesini izledim.
Cause I would spend the whole time spinning in place trying to be faithful to reality and you're not... Tied down by that.
Çünkü ben tüm vaktimi dört dönüp gerçeğe sadık kalmak için harcardım ve sen... senin için öyle değil.
She has one, maybe two days, and if we can save her by killing the man that killed my sister, then how could you even think twice about that?
Bir bilemedin iki günü var ve onu, kız kardeşimi öldüren adamı öldürerek kurtarabiliyoruz. Bunun nesine tereddüt ediyorsun ki?
There is only one part of your story that I know to be true, and that is that you are wanted by the police.
Hikayende gerçek olduğunu bildiğim tek bir kısım var. O da polis tarafından arandığın.
You know, between... Merlyn, Slade Wilson, and Ra's Al Ghul, I thought that I'd be a little tougher than this by now.
- Biliyor musun Merlyn, Slade Wilson ve Ra's Al Ghul'la dövüştüğüm için şimdiye dek daha güçlü olmayı umuyordum.
I'm informed by the Department of Corrections that Mr. Darhk remains at large and is the leading suspect in Miss Lance's death.
Ceza infaz kurumu bana Bay Darhk'ın hâlâ dışarıda olduğunu söyledi ve kendisi Bayan Lance'in ölümündeki baş şüphelidir.
By now, everyone knows that Laurel was killed in the Iron Heights prison riot, and while it's true that she was an assistant district attorney, that's not what she was doing there that night.
Artık herkes Laurel'ın Iron Heights hapishanesindeki ayaklanmada öldürüldüğünü biliyor. Yardımcı Bölge Savcısı olduğu doğru olsa da o gece orada bölge savcılığı yapmıyordu.
And he used my computer. I'm Griff, by the way, that's what everybody calls me.
Ve parayı gönderirken benim bilgisayarımı kullanmıştı.
And once you're in my dream, your job is to stop these nightmares by finding that monster and killing him.
Ve rüyama girdiğinde görevin ; o canavarı bulup öldürerek bu kâbusları sonlandırmak.
My mother dipped me into the River Styx and she held me by my heel, so that's the only part that can be injured.
Annem beni Stiks Irmağı'na daldırmıştı. Ve beni topuğumdan tuttu. Yani yaralanabileceğim tek yer orası.
= = sync, corrected by elderman = = @ elder _ man Well, Peter, I'm just happy that you and Brian managed to get that law repealed, and that you're finally friends again. Me, too, Lois.
Peter, Brian ile o yasayı yürürlükten kaldırtmayı başarmanıza ve nihayet yeniden arkadaş olmanıza çok sevindim.
You be sober tomorrow, because I am gonna take you by the hand and lead you up that hill.
Yarın ayık olacaksın. Çünkü seni kendi ellerimle alıp o dağa çıkaracağım.
That building's entrance is guarded by armed guards metal detectors and x-ray machines.
Binanın girişinde, silahlı korumalar metal dedektörleri ve X-Ray makineleri var.
And the ones that remained were recently bought out by a shell corporation.
Geri kalanlar ise yakın zamanda paravan bir şirket tarafından satın alınmış.
I took the decision to close off his route of escape by executing a hard stop manoeuvre on Prince's Road that trapped the suspect's vehicle between ours and the parked cars.
Prince's Road üzerinde sert duruş kullanarak kaçış güzergâhını engellemeyi seçtim. Şüphelinin aracı, park etmiş araçlar ve bizimki arasındaydı.
As per my written statement, it's a matter of fact that there was one shot fired by the suspect immediately followed by a group of shots fired simultaneously by myself, Victor Charlie Five Two and Victor Charlie Five Three.
Yazılı ifademde olduğu gibi şüpheli tarafından bir kez ateş edildi. Hemen ardından kendim ve ekip arkadaşlarım Victor Charlie Beş İki'nin ve Victor Charlie Beş Üç'ün ateşleri takip etti.
It's an accepted and well recognised acoustic phenomenon that an ear-witness can be deceived by up to six different sounds associated with a single gunshot.
Bilinen ve kabul edilen bir akustik fenomen bu. Tek bir silah ateşine bağlı olarak altı farklı ses duyulabilmektedir.
You shot that fella in cold blood while your wee mates stood by and watched.
O adamı soğuk kanlılıkla vurdun. O sırada arkadaşların da izledi.
You shot that fellow in cold blood - while your wee mates stood by and watched!
Arkadaşların durup izlerken o adamı soğuk kanlılıkla vurdun.
She accused me of ghosting him, and I get that she's 15 and by definition that makes her a bitch, but it's, like, really fucking with me.
Beni ortadan kaybolmakla suçladı. 15 yaşında olduğunu ve doğal olarak kaltak gibi davrandığını biliyorum ama kafamı gerçekten allak bullak etti.
- I can tell by your mustache that you're a man of importance and not to be trifled with, so I will be absolutely honest with you... the process is irreversible.
Bıyığına bakarak önemli ve hafife alınmayacak bir adam olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden size dürüst davranacağım. Süreç geri alınamaz.
And I can tell by your beady little eyes that you're a worm.
Küçük boncuk gözlerine bakarak pısırığın teki olduğunu söyleyebilirim.
I will not stand by and let that same darkness take you.
Aynı karanlığın seni ele geçirmesine seyirci kalmayacağım.
I ran my questions by a colleague in malpractice and she told me that in addition to having a very high rate of billing code error, you guys have set a record in the area for surprise charges, and litigating against patients, and I'm pretty sure that under the Affordable Care Act, Federal Regulation 7-8-9-5-4, you're not supposed to do that.
Yolsuzlukla ilgili sorularımı bir meslektaşıma sordum ve bana faturanın olması gerekenden çok yüksek olduğunu söyledi sürpriz masraflarla bir rekora koşmuşsunuz ve hastaların dava açma yetkisine ve Hesaplı Sağlık Hizmetleri yasasından eminim ki. 7-8-9-5-4 sayılı Federal Düzenlemeye göre bunu yapmak zorunda değilsiniz.
She's beautiful, obscenely rich, and normally surrounded by security at all times... until two days ago, when her guardian, Qasim Halabi, disappeared... leaving Zara vulnerable to the attentions of a man who will seduce and rob her, same way that he did me.
Güzel, fazlasıyla zengin ve normalde etrafı her zaman güvenlik görevlileriyle çevrili. Ta ki 2 gün önce koruması Qasim Halabi ortadan kaybolana dek. Zara'yı, bana yaptığı gibi, baştan çıkarıp soyacak bir adama karşı korumasız bıraktı.
It was fear, I think... of being older than she is, and getting older by the second and wanting to feel not that.
Korktuğum için, sanırım. Ondan yaşlı olduğum ve her saniye daha da yaşlandığım için. Ve böyle hissetmek istemediğim için.
And there is only one way back to God, and that is by letting Him into your heart... and following His Word.
Ve Tanrıya geri dönmenin tek yolu vardır kalbine girmesi için izin vermek ve onun sözlerini dinlemek.
to become irrelevant, distant memories, insignificant, vanquished, destroyed and overpowered by the terrible responsibility that God has given you.
Şimdi üzüntülerini tanrının verdiği korkunç sorumluluk karşısında önemsiz, yenilmiş, parçalanmış ve güçsüz kalmış şekilde uzak bir hatıra olarak solmaya bırak.
And it made me understand that perhaps, by making a gift of beauty,
Ve anlamamı sağladı ;
By giving in to the complex and unfathomable architecture that God has designed for us.
Tanrı'nın bizim için tasarladığı karmaşık ve akıl almaz mimariye kendimi bırakarak.
I know what it's like to be trained by an organization for one purpose, to kill, and the kind of loyalty that it can inspire.
Bir örgüt tarafından sadece tek bir amaçla ; öldürmek için eğitilmenin ve bu görevin nasıl bir sadakat ile geldiğini iyi bilirim.
Now that your victims have gone, compelled by me to remember nothing of this night, you and I can take our time catching up.
Şimdi kurbanların da gitti bu gece hiçbir şey hatırlamamaları için etki altına da aldım artık yavaş yavaş arayı kapatabiliriz.
I go back to that black horizon, that place where I was abandoned and forgotten by my own family.
I siyah ufka geri dönmek, I terk ve unutuldu o yer. Kendi ailesi tarafından.
Those chains and that wood were crafted by Ancient Egyptians keen on suppressing all sorts of evil.
Bu zincirler ve tahta.. .. Antik mısırlılar tarafından her türlü.. .. kötülüğü kontrol etmek için yapıldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]