And respect translate Turkish
5,130 parallel translation
You got to strike a balance between respect for the living and respect for the dead.
Yaşayanla ölüye saygı arasında bir denge kurmak zorundasınız.
Families honor their dead with displays of affection and respect...
Aileler, ölülerini sevgi ve saygı gösterileriyle onurlandırıyorlar.
I'm simply honoring a century's-old British tradition... whereby gentlemen offer flowers to other gentlemen in positions of authority... as a show of gratitude and, uh, and respect.
Ben sadece bir asırlık İngiliz geleneği sizinle onurlandırmak istiyorum... böylece biz beyler olarak otorite konumlarında diğer beylere çiçek sunuyoruz.... Bir şükran gösterisi ve, uh, ve saygı gibi.
But that's just the image that I present to the world because it elicits fear and respect.
Ama o korku ve saygıya neden olduğundan dolayı, dünyaya gösterdiğim bir şey.
We'll let him down with compassion and respect.
Merhamet ve saygıyla hayal kırıklığına uğratacağız.
Because he's a fellow human being who deserves to be treated with dignity and respect.
Çünkü o da itibar ve saygıyla davranılmayı hak eden bir insan.
It must be learned with great devotion and respect.
Öğrenilmesi için büyük bir bağlılık ve saygı gerektirir.
All we've got is pride and self — respect, and we'll carry on keeping that.
Geriye sadece onurumuz ve haysiyetimiz kaldı, ve kalmaya da devam edecek.
What you are calling self-respect is actually ego... " and I am not egoistic...
Eğer kendine saygı dediğin şey egoysa öyle değilim.
And what you are calling ego, is actually self-respect!
Ve ego dediğin kendine saygı aslında.
They piss on trade and have no respect, these assholes.
Ticaretin içine ediyorlar ve hiçbir şeye saygıları yok it oğlu itlerin.
You and your little friends must respect the elderly and more experienced. Can you believe it?
Sen ve küçük arkadaşların büyüklerine ve görmüş geçirmişlere saygı duymalı.
They say that as far as you and the rest of you... so they rely no longer on you. I have not shown them respect. Is that right?
Artık sana ve geri kalanlara artık güvenmediklerini söylediler.
Okay, and with all due respect... I think that Produce is probably the hardest-working employee that you have.
Kusura bakma ama bence Produce, elindeki en çalışkan eleman.
get Him out and teach Him some respect.
Onu buradan götür ve biraz saygı öğret.
So I think a little respect and patience would go a long way.
Biraz sabır gerekiyor bunlar geçene kadar.
And that Walker doesn't flinch at the lack of respect it implies?
Ve Walker'ın bunun ifade ettiği saygısızlık için kılını nasıl kıpırdatmadığını.
Now, Tom, I know that you care about this young man, and I respect you as a journalist. But these questions?
Tom, bu genç adamı önemsediğini biliyorum, ve sana gazeteci olarak saygı duyuyorum ama bu sorular mı?
Mrs. Underwood, you know how much I respect your intentions. But I've thought deeply about this, and I can't co-sponsor the bill in its current form.
Bayan Underwood, niyetlerinize ne kadar çok saygı gösterdiğimi biliyorsunuz bunu enine boyuna düşündüm, ve...
I am the director of U.S. Cyber Command, and you'll afford me the respect I deserve.
ABD Siber Komutanlığı yöneticisiyim. Ve gözünde saygıyı haketmeliyim.
It's important for you to know and understand the scientific terms... so that you have respect for your bodies and for the bodies of others.
Bilimsel terimleri bilirseniz ve anlarsınız, ancak bu sayede diğer insanların bedenlerine ve kendi bedininize saygı duyabilirsiniz.
Maybe you could come and observe a class,'cause I think once you saw it in action, you'd see that we approach it with the respect... and the sensitivity that it deserves.
Belki de gelip dersimize katılmalısınız. Çünkü bence gelip gözünüzle görürseniz hem saygıyı hem de hak ettiği inancı verdiğimizi göreceksiniz.
It's about teaching you so that when you are ready, you'll be safe... and that you'll have respect for it.
- Bunları öğrettiniz? - Hazır olunca anlayacaksın. Önce saygı duyman gerek.
You know what? I never once asked what went on between you and that jackhole senator that you married, so why don't you afford me the same respect and stay the hell out of my business?
Biliyor musun, Jack denilen şu dingil senatörle evlendiğinde aranızda olan hiç bir şeye karışmadım.
That's Sergeant Slaughter of the Renegade Squadron, and you're gonna treat him and all my toys with the respect that they deserve, or so help me, I...
Bu Renegade Filosu'ndan Çavuş Boğazlayan,... ve kendisine ve tüm oyuncaklarıma hak ettiği saygıyı göstereceksin, yoksa seni...
It's respect for the knowledge passed down to us through men and women who paid the price in blood.
Bedelini kanla ödemiş kadın ve erkeklerden bize kadar gelmiş erdem için saygı göstermek demektir.
Well, I hear you, brother, and with all due respect, I just want to find my partner and go home.
Kardeşi ve bütün saygımla ile, Ben sadece benim ortağı bulmak ve eve gitmek istiyorum Evet, ben, seni duyuyorum.
Now that they're gone, I'm gonna respect their wishes and watch over you.
Artık hayatta değiller. Vasiyetlerine uyup sana göz kulak olacağım.
All right, not to relive old fights, but this is my choice. And I need you to respect it.
Eski kavgaları tekrar yaşamayalım ama bu benim tercihim ve saygı duymanı istiyorum.
You know, and I respect that, but under the present circumstances,
Bilirsin, ve buna saygı duyuyorum, ama bu şartlar altında,
And out of respect for your grief, I've cut the cremation fee in half.
Ve saygımdan ötürü yasınızı paylaşmak adına yakma bedelinin yarısını talep edeceğim.
Comptroller Riley, all due respect. Please tell the Governor that BlueBell is not, and will never be interested in merging with Fillmore.
Sayman Riley, saygısızlık etmek istemem ama lütfen Vali Bey'e BlueBell'in asla Fillmore ile birleşmeyeceğini söyleyin.
Considering all the Robertsons have done for us, it would be foolish not to respect their opinion and entertain the possibility.
Robertsonların bizim için yaptıklarını düşünürsek, fikirlerini saygıyla karşılayıp adayımıza bir şans vermemek aptalca olurdu.
With all due respect, since you don't speak for all of us, we should put it to a vote and then see where we stand.
Saygısızlık etmek istemem ama hepimiz adına konuşmadığınız için oylama yapıp sonucun ne olacağına bakmamız gerekiyor.
And can you respect that?
Buna saygı duyabilir misiniz?
If they don't call, then they don't call. But once they smell your desperation, they won't respect you and you'll never get what you want, anyway.
Fakat bir kere senin çaresizliğini sezerlerse, saygı duymazlar istediğini de zaten elde edemezsin.
I set them. And my respect isn't demanded, it's earned.
Benim saygım talep edilmez, kazanılır.
Abbie's life was full and happy and we shall remember her with respect and affection.
Abbie hayatını mutlu ve dolu dolu yaşadı. Onu saygı ve sevgi ile hatırlamalıyız.
While we respect state sovereignty and the rule of law, Colonel, we're regrettably facing a substate adversary who abides by no rules.
Ülke bağımsızlığı ve kanunlara saygılı olsak da, Yarbay... Maalesef, kurallara itaat etmeyen muhaliflerle karşı karşıyayız.
But he doesn't respect us, and he doesn't respect you, homes.
Ama bize saygı duymuyor. Sana da saygı duymuyor dostum.
You know, I was hoping it wouldn't come to this, but Trav has no job, no plan, and no respect for money.
Bunun olmayacağını umuyordum ama Trav'in işi yok, planı yok paraya da saygısı yok.
Why is Cobra attacking a tourist attraction with zero tactical value, and with all due respect to India, why are we defending it?
Kobra neden stratejik değeri olmayan turistik bir yere saldırıyor ve Hindistan'a saygısızlık gibi olmasın ama biz niye koruyoruz?
I even respect your need to do this without the Bureau's help, but you put the people that you care about in danger, and I don't understand or respect that.
Bunu, Büro'nun yardımı olmadan yapma ihtiyacına bile saygı duyuyorum. ... ama değer verdiğin insanları tehlikeye atıyorsun ve ben bunu ne anlarım, ne de saygı gösteririm.
With all due respect, um, Mrs. Queen, what's happening, it's between me and your son.
Bütün saygımla, um, Bayan Kraliçe, ne oluyor, bana ve oğlu arasında.
Look, I know you said you were trying another way, and I respect that.
Bak, başka bir yol denediğini söylemiştin ve buna saygı duydum.
It starts with a respect for the power itself... and then the belief that you deserve such power.
her şey gücün kendisine saygı duymakla başlar... sonra da bütün güce layık olduğuna inanırsın.
He's the last pure hitman in Istanbul. He's been raised to kill and kill only. And if you want to survive, you'd better respect him too.
İstanbul'daki son saf tetikçi tamamen öldürmek için yetiştirilmiş bir adam ve sende hayatta kalmak istiyorsan bence sen de saygı duy.
I took an oath, and I still respect the chain of command.
Bir yemin ettim ve hâlâ emir komuta zincirine saygı duyuyorum.
From where you're sitting, Spooky, there's only one way you should be looking at these men, and that is with respect.
Senin baktığın yerden, Spooky, Bu adamların karşısında senin tek bir yolun olmalı ki oda saygılı olmak.
Indicated by the lack of respect he shows their remains. He cuts them up and dumps them in the sewer.
Cesetlerine gösterdiği saygı eksikliğine bakılırsa onları parçalara bölüp kanalizasyonlara atıyordur.
And treat them with respect.
Saygıda kusur olmasın.
respect 562
respected 41
respectable 36
respectfully 235
respectful 29
respectively 31
and remember 695
and relax 64
and rightly so 33
and right here 24
respected 41
respectable 36
respectfully 235
respectful 29
respectively 31
and remember 695
and relax 64
and rightly so 33
and right here 24
and right now 473
and roll sound 20
and right 35
and re 23
and ryan 19
and run 26
and rose 16
and rachel 22
and rest assured 21
and rising 36
and roll sound 20
and right 35
and re 23
and ryan 19
and run 26
and rose 16
and rachel 22
and rest assured 21
and rising 36