English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And right

And right translate Turkish

85,332 parallel translation
And right here inside this folder is a detailed description of exactly how I do that.
Şu dosyanın içinde de bunu nasıl yapacağım detaylı bir biçimde yazıyor.
And right about now, all either of us can do is accept that.
Şu anda ikimizin de elinden bunu kabullenmekten ötesi gelmez.
... and right now, you're making it more difficult.
... ve şu an, işleri daha da zorlaştırıyorsun.
And right.
Şimdi sağa.
The redneck, drinking whiskey as he walks... believes that Adam and Eve had every right to take that apple... for, if God were kind... why would he forbid them from partaking in that delicious fruit?
Bir yandan yürüyüp bir yandan viskisini içen çomar Âdem ile Havva'nın o elmayı almaya hakları olduğunu iddia etmiş. Tanrı iyi niyetli olsaymış o lezzetli meyveyi almalarını onlara hiç yasak eder miymiş?
Why don't I rig our dock right now and throw you in?
Tesisatı bizim iskeleye kurup seni içine atsam nasıl olur?
And I thought, "Well, that must be a mistake." Right? That's gotta be a mistake. "
"Herhâlde bir hata olmuştur." diye düşündüm.
Where Jonah and Charlotte go, right?
- Jonah ile Charlotte'ın okulu, değil mi?
And in order to get the drugs, they have to buy them, right?
Uyuşturucuyu da satın almaları gerekiyor, değil mi?
Always, right? And I could be wrong here, but your goal is to make as much money as possible, right? Isn't that...
Yanılıyor olabilirim ama olabildiğince çok para kazanmayı hedefliyorsun, değil mi?
There was a corpse that came up to our dock, and in our basement, right now, there is an old man dying as we speak.
İskelemize bir ceset vurdu ve şu anda biz konuşurken bodrumda ölmeyi bekleyen bir adam var.
Right now, we have the number one growth percentage in our industry throughout North America, and have provided all of the ceramic tiling, the high-end ceramic tiling, that you'll see in these recent condominium projects right here in Chicago.
Şu anda Kuzey Amerika'da, büyüme oranı açısından kendi sektörümüzde lideriz ve yakın zamanda gördüğünüz Şikago'daki kondominyum projelerinde son teknoloji ürünü seramik kaplamaların tamamını piyasaya sunmuş durumdayız.
- Right? You've never helped me and I will make sure you never would help me.
Benimle iş birliği yapmadın ve asla da yapmamış olacaksın.
My wife thinks nothing's been right since you and your family touched down here.
Ailecek geldiğinizden beri karıma göre hiçbir şey yolunda gitmiyor.
And you're sure all of this is Snell property, right?
Tüm arazinin Snell'lere ait olduğuna eminsin, değil mi?
Right now, the only things that matter are leverage and perception.
Şu anda tek önemli olan koz ve algı yaratımı.
And the first time I came here, you pointed out this stream right here, and I saw that it flowed west.
Buraya ilk geldiğimde gösterdiğiniz şu derenin batıya doğru aktığını fark ettim.
That's true. But if you dam that stream right here... and you flood these three acres, you turn it into a river, which makes it eligible to house a casino.
Doğru ama o dereye tam şurada bir baraj yapıp, bu 12 dönümü su altında bırakıp nehre çevirirseniz kumarhane iskânına elverişli hâle gelir.
And you never build, right?
Asla da inşaat yapmadınız.
You go get that... you come right back... and by that time, you should be ready to piss again.
Sen gidip onu al sonra doğruca buraya gel ve bu arada tekrar işemeye hazırla kendini.
So, do me a favor, all right? And get the fuck out of my house.
Şimdi zahmet olmazsa evimden siktir olup...
He ran right up to me and gave me a big hug.
Koşarak bana geldi ve kocaman sarıldı.
That's right, and that's all it is, Mom.
Evet. Ve hepsi bu anne.
And he used to say what he loved best about it was that every time he came out... it was all about the struggle, right?
Hepsi söylediği bir şey vardı, "Bu işin en sevdiğim yanı, o hayvan ortaya çıktığında aramızda geçen o mücadele."
And I'm just a small-town girl, trying to do the right thing, the thing any American girl would do in the face of evil, and no matter how...
Küçük bir kasaba kızıyım. Doğru olanı yapmaya çalışıyorum. Her Amerikalı kızın düşmana karşı yapabileceği şeyi ve ne olursa olsun...
It's not right to do that and get nothing in return.
Bunu yapıp karşılığında bir şey almamak doğru değil.
- And he will never say that you're right.
- Ve asla haklı olduğunu söylemeyecek.
Right. Well, take this as a gift, and, you know, for later.
O hâlde bunu hediye olarak al.
Make a right and then another right.
Sağ yap ve bir sağ daha yap.
It does, and it came at just the right moment.
Sağlıyor. Tam da zamanında geldi.
Here it is, in his own hand, a letter, trying to influence a federal judge on behalf of spies and pinko subversives who delivered our closely guarded atomic secrets right up the steps of the Kremlin!
İşte burada. Kendi elinden bir mektup. AMERİKAN KONGRE BİNASI 1951
I tried to do right, and you stopped me.
Doğruyu yapmaya çalıştım ve sen beni durdurdun.
I know I fucked up and I gotta try to make things right.
Her şeyin içine ettim ve düzeltmeye çalışıyorum.
And I wanna do right by him, you know?
Ben de ona yardımcı olmak istiyorum, anlıyor musun?
And not long after, a few months, I got a chance to make it right.
Üstünden çok geçmeden, birkaç ay sonra, o yanlışı düzeltmek için elime fırsat geçti.
And if I'm right, this is your one chance.
Eğer haklıysam bu da senin eline geçen fırsat.
If Jaha's right and Becca created Nightblood there, they'll find her records, and all they have to do is reverse-engineer it from Luna.
Jaha haklıysa ve Becca orada karakan ürettiyse, orada kayıtları bulacaklar... ve Luna'nın kanından Karakan üretecekler.
You know when you're holding your breath and there's that... unbearable feeling right before you relent and take a gulp of air?
Nefesini tutarken, 422 00 : 26 : 54,439 - - 00 : 26 : 55,769... pes edip derin bir nefes ver. 423 00 : 26 : 57,675 - - 00 : 27 : 00,343... almadan önce dayanılmaz ... bir his vardır ya hani?
If Jaha's right and Becca created
Eğer Jaha haklı ve Becca yarattıysa
I should have brought you flowers, and you're right.
Gelirken çiçek getirmeliydim, haklısınız.
And then I wake up right before I see who the person is.
Tam kim olduğunu görecekken uyanıyorum.
And I'd hear the click and I'd think : "Well, that didn't heal right."
O çıtırtıyı ne zaman duysam şöyle düşünürdüm "Bu omuz tam iyileşmemiş."
I don't give a fuck that you and Diana are having some troubles, all right?
Diana'yla aranızın bozuk olması benim hiç sikimde değil, anladın mı?
Right. Right, but you and John will pull through.
Öyle tabii, ama üstesinden gelirsiniz siz.
You thought you were doing the right thing last time and you probably were.
Geçen defa doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yapıyordunuz, muhtemelen haklıydınız da.
Given the time it would take to mutilate the victims'faces, our unsub had to hold them for a few hours prior to killing and dumping them. Right.
Kurbanların yüzlerini parçalayacak zamanı düşünürsek şüpheli onları öldürüp atmadan birkaç saat tutuyor olmalı.
And don't make me say you were right.
Bana haklı olduğunu söylettirme.
You know I stay woke, Sam, but right now, I'm getting the tea on how to be waist thin and ass thick from this white bitch in Texas.
Bilirsin, bilinçliyimdir Sam ama şu anda Teksaslı şu beyaz sürtükten ince bel, dolgun kalça dersi alıyorum.
And you worked in the cubicle right next to Cheryl for...
Cheryl'nin hemen yanındaki bölmede çalışıyordunuz, son...
We went right downstairs and out to the gathering spot.
Birlikte alt kattaki buluşma noktasına gittik.
Let me double-check something and I'll call you right back.
Bir şeyi tekrar kontrol edip seni arayayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]