English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And remember

And remember translate Turkish

17,566 parallel translation
I've been doing palace of the mind to try and remember things.
Bir şeyleri hatırlayabilmek için şu zihin sarayı yöntemini kullanıyorum.
And remember- - we're undercover, okay?
Gizli görevde olduğumuzu unutmayın.
- Have a good day, and remember our theme.
İyi günler. Sloganımızı unutmayın.
And remember, don't do anything stupid.
- Unutma sakın aptalca bir şey yapma.
Flynn : And remember...
Ve unutmayalım...
And remember the question that you asked me earlier.
Ve sabah bana sorduğun soruyu hatırla.
And remember that lying in front of this inquest will have you sent to the high court, as well.
Bu soruşturmadaki yalan sizi yüksek mahkemeye göndereceğini hatırlatırım.
Thank you all for gathering to help me Honor and remember...
Şeyi onurlandırıp hatırlamak için toplandığınız için teşekkürler...
And remember what my mother said... "A hole's a hole."
Annemin soyledigini hatirla delik deliktir.
Remember when we were kids... And you used to read to me?
Hatırlar mısın... çocukken bana kitap okurdun.
- Remember that? - And I would take the...
- Hatırladın mı?
Do you remember Mr. Drum's technology class, when you and I were partnered up to build that bridge out of popsicle sticks?
Hani teknoloji dersinde dondurma çubuklarıyla köprü yapmamız gerekiyordu ya?
Every Sunday, for as far as I remember... Elliot would come here... friendless and alone... to sit.
Her pazar, hatırladığım kadarıyla Elliot, dostu olmadan ve yalnız halde buraya oturmaya gelirdi.
And let's remember Lawrence and Betty Meechum, whose son Edward gave his life because of Mr. Goodwin's illness.
Ve sakın Bay Goodwin'in hastalığı nedeniyle oğulları Edward'ı kaybeden Lawrence ve Betty Meechum'u unutmayalım.
Do you remember when we played beer pong and you let me win?
Beer pong oynamıştık, hatırlıyor musun? Kazanmama izin vermiştin.
Just remember, you're supposed dead, do us a favor and acts well.
Unutmayın. Öldün olmalıdır. Bize bir iyilik yapın ve ölü isteyin.
He doesn't even remember who he was... and he never will.
Kim olduğunu hatırlamıyor ve asla hatırlamayacak.
And we remember how you pled for us to remove him from the timeline once before.
Onu zaman çizgisinden silmek için bize karşı koyduğunu da hatırlıyoruz.
Oh, and yes, I do remember the guard very well.
Ve evet, gardiyanı gayet iyi hatırlıyorum.
I remember Russia. And you were the one who told me not to kill Stein.
Rusya'yı hatırlıyorum ben ve Stein'i öldürmememi söyleyen bizzat sendin.
Do you remember when we had that talk and we said that lying is a really bad thing?
Geçende konuştuğumuz zamanı hatırlıyor musun hani yalan söylemek çok kötü bir şeydir demiştik?
- I had three years of lessons... - Mm. And this is all I remember.
Üç yıl ders aldım ama hatırladıklarım bu kadar.
Do you remember when we had that talk and we said that lying is a really bad thing?
Seninle konuşmuştuk ya, hatırlıyor musun? Yalan söylemek çok kötü bir şey demiştik.
Remember, he's to be considered armed and dangerous.
Unutmayın, silahlı ve tehlikeli olarak görülüyor.
Do you remember when we parked at Grefsentoppen and so beyond the city?
Şehre çok uzaktaki Grefsentoppen'e park ettiğimiz günü hatırlıyor musun?
Well, this old mummy suggests you remember you are a private citizen and this is an active investigation.
Bu ihtiyar mumya, senin sade bir vatandaş, bunun da aktif bir soruşturma olduğunu hatırlamanı öneriyor.
We're here to remember Tamika and Jeremiah.
Biz, Tamika ve Jeremiah'yı anmak için buradayız. Gelin.
I remember in high school, you were like the star of every play, and I was always like the milkman or the messenger.
Lisede her oyunun yıldızı olduğunuzu hatırlıyorum Ve ben daima sütçü veya elçi gibiydim.
And I want her to remember Zeke.
Zeke'yi de hatırlamasını isterim.
I do remember, and then you threw in with some perfume magnate instead.
Hatırlıyorum sonra da beni bir parfüm fabrikatörü için kenara atmıştın.
I remember another handshake years ago in Vienna and the betrayal that followed.
Yıllar önce Viyana'da yaptığımız başka bir tokalaşmayı hatırlıyorum. Beraberinde gelen ihaneti de öyle.
Remember your duties, say your prayers, and banish the Devil from your thoughts.
Görevlerininizi unutmayın dua edin ve şeytanı düşüncelerinizden kovun.
Otto threw me out before I was even formed, and I just need to look at you, and I remember why I'm doing this.
Alex beni oluşmadan dışarı attı. Tek ihtiyacım sana bakıp bunu neden yaptığımı hatırlamak.
I'm quite intimate with all of her circles, and I don't remember you being in any of them.
Onun bütün çemberlerini biliyorum ve senin onların herhangi birisinde olduğunu hatırlamıyorum.
And I just need to look at you, and I remember why.
Sadece sana bakıp sebebini hatırladım.
Remember the part where I was kidnapped by a gang of thieves who cut off my arm and made me their robo-slave girl?
Beni kaçırdığımı hatırla Kolumu kesen bir haydut çetesi tarafından Ve beni robo kölesi kız yaptım?
And then, you know, you get into a sort of... remember...
Sonra da işte bir nevi... hatırlasanıza...
And although I may not be able to remember how to fashion a round-turn and two half hitches, I will never forget the lasting bond of friendship that ensued.
Kolona bağı ve dülger bağı atmayı hatırlayamıyor olmama rağmen oluşan kalıcı dostluk bağını asla unutmayacağım.
I can't remember, is the helicity of a particle left-handed if its spin and motion is the same, or opposite?
Sol el kuralına göre sarmalın hareket ve dönme yönü aynı mı ters mi oluyordu? - T...
I remember being on the road with her and just watching the scenery flash by and feeling so happy.
Onunla yolda geçen günlerimi hatırlıyorum. Hızla geçen manzarayı izler ve çok mutlu olurdum.
- And I try to remember how it was. - Hey, hey.
Ve nasıl olduğunu hatırlamaya çalışıyorum.
When Walker and Vasquez... betrayed us, pulled the Secretary of State right out from under my feet, there was no room for doubt, and you made me remember that.
Walker ile Vasquez bize ihanet edip Dışişleri Bakanlığı makamı için yolumuza taş koyduklarında çekinme, şüphe etme lüksümüz yoktu ve bana bunu sen hatırlatmıştın.
The first thing for both of you to remember is that we're here to get Peter and Kate Carson back alive.
İkiniz de unutmayın, amacımız Peter ve Kate Carson'ı canlı bulmak.
And I can't keep this family together if I don't teach you where we come from, who we are... if I don't remember who I am.
Nereden geldiğimizi, kim olduğumuzu sana öğretmezsem ya da kim olduğumu unutursam bu aileyi bir arada tutamam.
I can't remember the last time you and Dad said something nice to each other.
Babamla senin birbirinize en son ne zaman, iyi bir şey söylediğinizi hatırlamıyorum bile.
Mmm! You remember Jackson Brooks and Gil Harris?
Jackson Brooks ve Gil Harris'i hatırlıyorsun değil mi?
Then, I remember opening my eyes in great pain. And the first thing I saw was you.
Daha sonra o büyük acıyla gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şeyin sen olduğunu hatırlıyorum.
Just remember... they'll have mundane cover stories, and the details won't add up.
Unutma, sıradan bahaneleri olacak ve detaylar mantıksız olacak.
My - - my name is Mitchell Pritchett, and I have been a fan of yours since I can't even remember, and - - oh, your artistry and integrity has inspired me my whole life, and I just - -
Ben Mitchell Pritchett. Kendimi bildim bileli size hayranım. Sanatınız olsun, sağlam duruşunuz olsun, hayatım boyunca bana ilham verdiniz.
♪ And do you remember ♪
Çeviren : Ali Burak Toprak ( ErDelly80 )
Remember that meta-human shark that Patty was after and attacked me?
Patty'nin peşinde olduğu ve bana saldıran köpek balığını hatırlıyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]