And when i'm done translate Turkish
530 parallel translation
I shall go when my task is done note sooner and note later.
Doktor, görevimi tamamladığım zaman öleceğim. Ne önce, ne de sonra.
We're overjoyed at this wonderful reception... of our third show together... and I think I speak for my two lifelong partners... my charming wife and Ezra Millar, the composer... when I say that none of us could have done it without the other two.
Sizlere sunduğumuz üçüncü gösterimizin... gördüğü ilgiden büyük haz duyuyoruz. Ve sanırım bunu söylerken iki hayat arkadaşım... güzel karım ve besteci Ezra Millar adına da konuşuyorum... Üçümüzden hiçbiri diğer iki ikisi olmadan başaramazdı.
When it's done, drive over in your big car,... pull up in front of me, and I'll get in next to you.
İşin bittiğinde arabayla oraya gel. Yolun karşında dur, yanına oturacağım.
When I'm done with my chores and she needs somebody to get her dinner... Maybe I could get it.
Fakat düşünüyordum da, ev işlerini bitirdiğimde, ve akşam yemeğini getirmek için birine ihtiyacı olursa, belki ben getirebilirim.
When I'm done, I call a groom to take him and the groom says "Yes, sir, Mr Regret".
Seyise onu götürmesini söylerim... ve o da "Başüstüne, Bay Regret." der.
So I done like she told me... and I was reachin'... when the next thing I know, she grabbed me around the legs.
Ben de dediği gibi yaptım... ve yukarı uzanırken... birden bacaklarıma sarıldı.
It was like that time in the hotel room when they came and told me that you were hurt and that I'd done it.
Daha önce gelip bana senin yaralandığını ve... bunu benim yaptığımı söyledikleri zaman otel odasında olduğu gibi.
I'm ashamed of a lot of things I've done, precisely because when they happened, I didn't know how to prepare myself and I didn't know...
Yaptığım onca şeyden dolayı mahcubum. Onlar olduğu an, nasıl hazırlayacağımı bilmiyordum.
I'll give you a call when I'm done. And we could, uh, meet for coffee or something.
Ve belki bir kahve ya da bir şeyler içmek için buluşuruz.
When all's said and done... I think I might just take you up on your proposition.
Eklenecek başka birşey yoksa... sanırım teklifini kabul ediyorum.
When I look back on my little life and the birds I've known, and think of all the things they've done for me and the little I've done for them, you'd think I'd had the best of it all along the line.
Tamıdığım kızların benim için ne çok, benim de onlar için ne az şey yaptığımı düşünürseniz ben kazandım sanabilirsiniz.
Later, when François and I are married... What else have I done? Just ordinary things
Sonra, François ile evlendiğimizde her ne yapıyorsam yapayım hepsi sıradan şeylerdi.
I'll give you another $ 25 when we leave and $ 50 when the job is done.
Yola çıktığımızda 25 dolar daha ve iş bittiğinde de 50 dolar vereceğim.
I love this land and when this great responsibility becomes yours then I pray that with God's help you will reign more happily than I have done.
Bu ülkeyi seviyorum ve bu büyük sorumluluk senin olduğunda Tanrı'nın da yardımıyla benden daha mutlu bir hakimiyet sürmen için dua ediyorum.
I would like to remind my illustrious colleagues of our astonishment when during the first meeting convened by His Majesty, we were told that the only necessary and urgent thing that needed to be done was tracing immediately Maestro Wagner and trying everything in our power to convince him to move to our country. What is all this?
Ünlü meslektaşlarımıza, Majeste tarafından çağrısı yapılan ilk toplantımızdaki şaşkınlıklarını hatırlatmak isterim, bize denmişti ki, yapılması gereken tek lüzumlu ve acil şey derhal Maystro Wagner'in izini bulup onu ülkemize taşınmaya ikna etmek için herşeyi yapmaktır.
But I was away, and when I came back, it appears to have been done.
Evet? Ama ben dışarıdaydım, döndüğümdeyse... o işler yapılmış.
" I'm going to read every word, and when I'm done,
" Her kelimesini okuyacağımı ve ölürken,
When I'm too ashamed to say any more, you can explain, and I'll listen and understand, just as I've always done.
Utancımdan daha fazla konuşacak cesaretim kalmadığında açıklamalarını yaparsın ki her zaman olduğu gibi dinler ve anlayışla karşılarım.
And when I'm done, where will we go?
Bitirdiğimde nereye gideceğiz ki?
If I were to read a book a week for my entire adult lifetime and I lived an ordinary lifetime when I was all done I would've read maybe a few thousand books.
Eğer haftada bir kitap okursam bütün hayatım boyunca ki ortalama bir ömrü varsayalım sadece birkaç bin kitap okumuş olabilirim.
You know what I done when the G man catched me and thrung me in jail?
Biliyor musun ne yaptım, Korsanlar beni yakalayıp hapse attığında?
And when you have done so, I would urge that you contact me as soon as possible, at this address.
İşinizi bitirdiğinizde, bu adreste... benimle iletişim kumanız için sizi uyaracağım.
I'm so damned ashamed of so many things I've done and I didn't do when I should have and I didn't and I did them anyway.
Utanacak o kadar çok şey yaptım ki yapmam gerekirken yapmadıklarımdan yapmadıklarım, yaptıklarım.
And what'll be done with the study when I'm finished?
Ben bıraktığımda araştırmam ne olacak?
I was makin'a few records by then, and she was singin'when I met her, and she said she'd give it up when she got married, but then she recorded a song of mine, and she done well with it...
O zamanlar birkaç plak kaydediyordum, onunla tanıştığımda o da şarkı söylüyordu ve evlendiği zaman bırakacağını söyledi. Ama sonra benim bir şarkımı kaydetti ve çok başarılı oldu ve beş yıl daha şarkı söyledikten sonra bırakacağım dedi.
Tell you what. When we're done here... I'll go fetch Jane and we'll meet you back at the hotel.
Bak, burada işimiz bitince... gidip Jane'i alayım ve beraber otele gelelim.
When I was done I introduced myself, and we got married!
Bitirdiğimde kendimi tanıttım ve evlendik!
When I knew that savage fiend was dead and she was free of him I reckon I done the best nights work of my life.
Zalim adamın öldüğünü görünce kadının ondan kurtulduğunu ve hayatımın en hayırlı işini o gece yaptığımı sandım.
So when I'm all done, I look at the total and it's way up over and it's way up over $ 100,000.
İşim bittiğinde toplama bakıyorum ve çok fazla olduğunu... 100.000 doların çok üstüne çıktığını görüyorum.
I'm going to count backwards from five... and when I'm done, we'll all be asleep.
Beşten geriye doğru sayacağım ve bitirdiğimde hepimiz uyumuş olacağız.
When I was 16 I had done a paper on his poem about the panther, and on the image that the panther saw as it stared out from its cage.
16 yaşındayken onun "panter" isimli bir şiiriyle ilgili bir ödev yapmıştım. Panterin kafesinden dışarı baktığında gördükleriyle ilgiliydi.
I've done a lot of low things for you, but when I meet my maker in a few minutes, and he asks if I've done anything good,
Bir sürü pis işini yaptım. Ama bir kaç dakika sonra yatarıcımla karşılaştığımda bana iyi bir şey yaptın mı... diye sorarsa evet diyeceğim bunu yaptım!
I'm going to rid my mind and body of poisons, and when I've done it, I intend to make it my life's work to encourage others to do it.
Vücudumu ve aklımı, bu zehirlerden arındıracağım. Tabii bunu yaptıktan sonra diğer reklamcıları da buna cesaretlendireceğim.
When alls said and done, therell be a piece of immortality with Jacksons good looks and my sense of style, I hope.
Herşey bittiğinde, Jackson'ın yakışıklılığından ve benim duyarlılığımdan kopan ölümsüz bir parça doğacak, umarım.
I'm gonna be waiting and when I'm done with you you're gonna be singing falsetto!
Benimde sıram gelecek, seninle işim bittiğinde falsetto söylüyor olacaksın.
When I ask myself if I would have done the same for him, and I am forced to answer no, I feel... I feel ashamed.
Kendime onun için aynı şeyi yapar mıydım diye sorduğumda, ve "hayır" cevabını verdiğimde, kendimi... utanmış hissettim.
When I get back, you and Wesley will have done what you have to do, and you and I will have the rest of our lives.
Döndüğümde, senle Wesley yapmanız gerekeni yapmış olacaksınız, ve senle ben yaşamımızın kalanına sahip olacağız.
When I'm dead and done, I don't want no damn excuses for what I did.
Çünkü ben öldüğümde, yaptıklarım için özür dilemeyeceğim.
Which is why, when I came to Alaska, out of shame and remorse over what my kin had done, I dropped the "De" from the family name.
Bu yüzden, ben Alaska'ya geldiğimde akrabalarımın yaptıklarından duyduğum utanç ve vicdan azabından dolayı soy adımızdan "De" ekini çıkarttım.
I mean, when I look back, and think of the things that I haven't done that I should have done, it's... it's very... it's... not a pleasant experience.
- Hiç. - Yazdığınız önsözde... - Hayır, o benim yazdığım önsöz değil,
And when i'm done... i'm just going to throw her away.
Ve işim bittiğinde bir kenara fırlatıp atacağım.
When all is said and done, how much have I accomplished?
Herşey bittiğinde neyi başarmış olacağım?
Let's get through these and when we're done, I'm going to reward myself with two ice-cream sundaes.
Haydi şu değerlendirmeleri bitirelim ve bitirdiğimizde, kendimi iki meyveli dondurma ile ödüllendireceğim.
Fill up from that and then when you get done with that, I can mix you up some more.
Oradan alırsınız. Bitince, ben biraz daha hazırlarım.
i hope when all is said and done, you and i are still friends.
Umarım bu iş bitene kadar arkadaş kalabiliriz.
You said that when I was able to accept what I'd done and I understood the consequences of my actions, I would be free to go.
Yaptığım şeyi kabul edebilmeyi ve hareketlerimin sonuçlarını anlamayı başardığımda, gitmekte özgür olabileceğimi söylemiştiniz. Gitmekte özgür olmak mı?
Because when all is said and done, you're dead...,... and I'm alive.
Çünkü herşeyi söyledin ve bitti, sen ölüsün, ve ben yaşıyorum.
And when my father gets back, I'm sure he'll be happy to see what we've done.
Ve babam geri geldiğinde, yaptığımız işten çok memnun olacaktır.
As a child, when I ´ d done a painting I was proud of and wanted mummy to see, I used to run away.
Çocukken annemin görmesini istediğim bir resim yaptığımda hep kaçardım.
But I warn you when this is all said and done, you, sir will owe me an apple and an apology.
Ama seni uyarıyorum bütün bunlar olup bittikten sonra bayım, bana bir elma.. ... ve özür borçlu olacaksın.
I will have your House and your title, Grilka and when I am done, I will place your head and the head of this ridiculous Ferengi outside the gates.
Hanedanlığın adıyla birlikte benim olacak, Grilka. Ve işim bittiğinde, senin kafanla bu komik Ferengi'nin kafasını kapının dışına asacağım.
and when you wake up 22
and when i do 162
and when that day comes 25
and when the time comes 38
and when the time is right 21
and when i woke up 67
and when it does 101
and when i get back 43
and when that happens 94
and when you do 169
and when i do 162
and when that day comes 25
and when the time comes 38
and when the time is right 21
and when i woke up 67
and when it does 101
and when i get back 43
and when that happens 94
and when you do 169