And you know me translate Turkish
15,507 parallel translation
You know, you wanted London from the very first moment I laid eyes on her, and not only that, you wanted me to absolve you of your guilt for going after her.
London'o gördüğüm ilk andan beri istiyorsun. Dahası var. Kızın peşinde koştuğun için seni affetmemi istiyorsun.
"If you want to know the truth about your mother, come and see me."
"Annen hakkındaki gerçeği öğrenmek istiyorsan gel ve beni gör."
You want to hang out with me, meet me, talk about my father, know his shoe size, blood group, and just, uh, be with him for some time or play in his band?
Benimle takılmak istiyorsun. Tanışmak istiyorsun, babamla ilgili konuşmak istiyorsun. Onun ayakkabı numarasını, kan grubunu biliyorsun.
I mean, Baez wasn't exactly my favorite person, but I don't know who took him out, and I know you're not accusing me of it.
Baez en sevdiğim kişi sayılmazdı ama onu kimin indirdiğini bilmiyorum ve beni bununla itham etmediğinizi de biliyorum.
I mean, you know, it's been you and me for so long, and I love that, but having Wally around would be cool too.
Biz uzun zamandır bir aradayız, seviyorum bunu Wally de etrafımızda olursa çok daha güzel olur.
And when I got told he'd asked for me again, I'd... I'd throw up, you know? I'd be sick.
Beni tekrar çağırdığını söyledikleri zaman kusardım, rahatsızlanırdım.
So, why don't you just tell me everything you know about the case that you're working on and how it connects to mine?
O halde neden bana üzerinde çalıştığın dava ve benimkiyle olan ilişkisi hakkında... - her şeyi anlatmıyorsun.
Something got inside of her, and... and it scared me, like I know it scared you.
İçine bir şey girmişti ve beni korkutmuştu. Seni de korkuttuğu gibi.
I want to know you, and I want you to know me, okay?
Ben seni tanımak istiyorum ve senin de beni tanımanı istiyorum, tamam mı?
Philip is probably chopping up Caleb into little pieces right now, so it seems to me you should be trying to find him instead of interrogating us and making insinuations when really, you know nothing.
Philip şu an muhtemelen Caleb'ı lime lime ediyor bana kalırsa şu an onu bulmaya çalışsanız da bizi sorguya çekip hiçbir şey bilmezken imalarda bulunmasanız.
I know that family is a touchy subject for you and maybe you feel like you don't have one but if you could make more of an effort with mine, that would mean a lot to me.
Ailenin sizin için hassas bir konu olduğunu biliyorum... Ve belki elinde bir tane yokmuş gibi hissedersin. Ama benimle daha fazla çaba harcayabilseydin...
You teach me... and I know there's a few things I can teach you, too.
Sen bana öğret benim de sana öğreteceğim birkaç şey olacaktır.
Monty, I need you to look up something for me. If you Americans had any real sense of history, then you would know that your country's very inception is founded upon the acts and atrocities that you so earnestly now condemn.
Siz Amerikalılarda gerçekten tarih bilinci olsa ülkenizin doğumunun şu an ısrarla lanetlediğiniz eylem ve zulümlere dayandığını bilirdiniz.
Truth is, I also kind of thought that it would help me, too, you know, to be of service and...
İşin aslı, bunun bana da yardımı olabileceğini düşüdüm, bir işe yaramanın ve...
You know? And I needed to give Brad one more chance to just stop smothering me.
Beni boğmaması için Brad'e bir şans daha vereceğim.
I know what I'm doing is important, and Kelly needs me more than anyone else, but I wish there was something I could do to help you.
Yaptığım şeyin önemli olduğunu biliyorum ve Kelly'nin bana herkesten çok muhtaç ama keşke yardım etmek için yapabileceğim bir şey olsaydı.
I know that you care about me, each of you, in your own way, and you all have your own point of view on this, but this decision is mine.
Her birinizin kendinizce bana önem verdiğini biliyorum. Hepinizin haklı olduğu taraflar var. Ama bu kararı vermek bana düşer.
I know... him and his dad had their issues, but... he told me it was roughest for you growing up.
Babasıyla sorunlar yaşadığını biliyorum ama büyürken en çok senin sıkıntı çektiğini söylemişti.
You know, we're the same, you and me.
Biz aynıyız, senle ben.
Met me one time, and you don't think I know what I'm doing.
Ne yaptığımı bilmiyormuşum.
"To the king's deputy and his healer. " By the time you read this, I will be long gone, " but you should know the healer's touch changed me.
"Kral'ın yardımcısı ve şifacısına Bunu okuduğunda ben uzaklarda olacağım ama bilmeniz gerek şifacının dokunuşu beni değiştirdi hayatımda ilk kez öldürme isteği beni terk etti başka kalplere zarar vermeyeceğim ve Tanrı günalarımı affetsin."
And anyway... How did you know Granny isn't me dad's mum?
Hem zaten büyükannemin, babamın annesi olmadığını nasıl anladınız?
But, if you carry on, you and me both know you probably will.
Ama ikimiz de biliyoruz ki içmeye devam edersen muhtemelen yaparsın.
To know the truth about me... and you.
İkimiz hakkındaki gerçekleri bil istiyorum.
You know we're not friends, so you can't tell me what I can and cannot do.
Arkadaş falan değiliz biliyosun bu yüzden ne yapıp yapmayacağımı bana söyleyemezsin.
You talk, tell me everything you know, and you die quickly, without even realizing.
Konuşur, bildiğin her şeyi bana anlatırsın ve ne olduğunu anlamadan çabucak ölürsün.
You know, if you were having second thoughts about us, you could have told me, instead of coming down here and hooking up with some random guy.
İlişkimizi bir daha gözden geçirdiysen adamın biriyle yiyişeceğine bana söyleyebilirdin.
And though I know you won't believe me, someday someone will come along who will tear down those walls you've built around your heart.
Bana inanmayacaksın biliyorum ama bir gün, kalbinin etrafına ördüğün duvarları yıkacak biri gelecek.
The Clave will never stop hunting me and you know that.
Merkez beni avlamadan durmayacak, sen de biliyorsun.
And my dad brought me the books, and I read them, and I felt enough like me to at least try to get back in the game, you know?
Ve babam bana kitapları getirdi ben de okudum kendim gibi hissedip tekrar oyuna adapte olmaya çalıştım.
I couldn't possibly know how you feel other than that you feel deeply, and you are your own person, and you're the only one who knows how to deal with your stuff, and it was wrong of me to presume.
Çok yoğun bir şekilde hissettiğin dışında nasıl hissettiğini bilemem ve senin kendi kişiliğin var ve kendi sorunlarınla nasıl yüzleşilir anca sen bilirsin. Ve ısrar etmem bir hataydı.
I know what mom told me and I pieced together the bits and pieces you've told me over the years but I don't know the whole story.
Annemin bana anlattığı ve senin yıllardır anlattığın parçaları birleştirdiğim kadarını biliyorum. Ama tüm hikayeyi bilmiyorum.
But you know my temper better than most, Arthur, and you gave me good reason to lose it.
Kolay kolay öfkelenmem biiliyorsun, Arthur. Ama kendimi kaybetmem için bana iyi bir sebep verdin.
But between me and you, I don't even know if I'm gonna run.
Ama aramızda kalsın, başkanlık için aday olur muyum bilmiyorum.
Today, I'm gonna be the smartest person in the room, and you are gonna tell me every single thing I want to know.
Bugün odadaki en zeki kişi ben olacağım ve sen de bilmek istediğim her şeyi bana anlatacaksın.
Now his parents and friends hate me, but... You know what?
Şimdi ailesi ve arkadaşları benden nefret ediyor ama ne oldu biliyor musun?
You know, what, yeah, and I want to believe you in the spirit that it was written in, but... You know you lied to me.
- Evet, onu yazdığın ruh hâline inanmak istiyorum ama bana yalan söyledin.
You know, you and me.
Biliyorsun, sen ve ben.
You know, you've worked in my E.R. a couple of times now, and you've never gotten that chippy with me, and I've deserved it, so what's up?
Şimdiye kadar acil servisimde birkaç kez çalıştın ama hiç bu kadar sinir bozucu şekilde konuştuğunu görmedim. Üstelik hak ettiğim halde. Neler oluyor?
You cut me out of Hydroflax, because you were worried you'd be lonely, and we both know why, don't we?
Beni Hydroflax'dan kestiniz çünkü yalnız kalmaktan korktuğunuz ve ikimiz de sebebini biliyoruz, değil mi?
He's downstairs right now and he was supposed to be on a date and he cancelled it and you know what's really bugging me about that?
Şimdi aşağıda ve bir randevuya gitmesi gerekiyordu ama iptal etti. Beni bu konuda rahatsız eden ne biliyor musun?
But, you know, I was hoping you could show me the ropes, because I'm new and you're... old.
Ama, halatları gösterirsin diye umuyordum, çünkü ben acemiyim... ve sende... yaşlısın.
And for pushing you and Billy away when I know you needed me.
Bana ihtiyaç duyduğunuzda sizi uzaklaştırdığım için.
You know if we have 6 Kilo class submarines.. ... 15 Petre class missile boats and 5 R class destroyers. ... we'll be unbeatable in this region, let me tell you that.
Biliyor musun, eğer elimizde 6 K sınıfı denizaltılarımız 15 Petre modeli füzelerimiz ve 5 R modeli yok edicilerimiz olsaydı o zaman bölgenin yenilmez gücü haline gelebilirdik.
I'm sorry, but I...'I love you, and I know you love me.'Sorry.
Üzgünüm ama ben... - Seni seviyorum. Beni sevdiğini biliyorum.
Don't know what they've told you about me but I'm a clinical psychologist and we're going to spend an hour here now to see if the two of us can work together.
Sana benim hakkımda ne dediler bilmiyorum ama ben bir klinik psikoloğum ve önümüzdeki bir saat içerisinde birlikte çalışıp çalışamayacağımıza bakacağız.
" I wanted to write and say I know you didn't leave me.
" Beni terk etmediğini biliyorum.
[can hisses] I did what you said, and I let him get to know me.
Dedigini yaptim ve beni tanimasina izin verdim.
I know you would have me call a vote of no confidence, and will doubtless call me over-cautious for not doing so.
Gensoru önergesi vermemi istediğini biliyorum ve bunu yapmadığım için beni fazla tedbirli olmakla itham edeceğini de.
Yeah, just, you know, ask me a few questions and patch me up and send me on my way.
Evet, birkaç soru sorup parçalarımı birleştirecek ve yoluma gönderecek biri.
And I-I'm... I don't know how to do this thing that you do where you make me feel like crap and there are no words coming out of your mouth.
Nasıl yapıyorsun bilmiyorum ama ağzından tek bir kelime çıkmamasına rağmen kendimi berbat hissetmeme neden oluyorsun.
and you 7643
and you know it 1023
and you know 574
and your daughter 42
and you're welcome 67
and you too 176
and your wife 79
and you didn't tell me 78
and you're next 17
and your point is 28
and you know it 1023
and you know 574
and your daughter 42
and you're welcome 67
and you too 176
and your wife 79
and you didn't tell me 78
and you're next 17
and your point is 28
and your father 132
and you're here 49
and yourself 86
and your brother 50
and your friend 42
and your friends 28
and you're right 279
and you're wrong 34
and your children 18
and you're like 53
and you're here 49
and yourself 86
and your brother 50
and your friend 42
and your friends 28
and you're right 279
and you're wrong 34
and your children 18
and you're like 53