English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Answer the door

Answer the door translate Turkish

532 parallel translation
Don't answer the door.
Kapıyı açma, onu sakın içeri alma!
- Answer the door, it's the doctor.
- Kapıyı aç, doktor.
- Somebody's got to answer the door.
- Birinin kapıya bakması lazım.
Gladys, will you hand the cards to Louis while I answer the door?
Gladys, sen kartları Louis'e ver, ben de kapıya bakayım.
I asked Diane to answer the door.
Diane'dan kapıya bakmasını istedim.
Answer the door.
Kapıya bak.
Are you gonna answer the door, or let them break it down?
Kapıyı açacak mısın yoksa kırmalarını mı bekleyeceksin?
Take it in the kitchen. I'll answer the door.
Siz onu mutfağa götürün Bayan Wilson, kapıyı ben açarım.
It's alright, Mrs Wilson, I'll answer the door.
Tamam Bayan Wilson, ben açarım.
Answer the door, will you? Don't let anybody in.
Kapıya bak, kimsenin içeri girmesine izin verme.
Sadie, would you be good enough to answer the door?
Sadie, kapıyı açma inceliğinde bulunabilir misin?
I had to get outta bed to answer the door, and there was Mr Stern.
Kapıyı açmak için yataktan kalkmam gerekti. Gelen Bay Stern'di.
- I'll ask Malla to answer the door.
- Malla'ya söyleyeyim kapıyı açsın.
Malla, can you answer the door.
Malla, kapıya bakar mısın?
Would you answer the door?
Kapıya bakar mısın?
Take off the apron, Emma, and answer the door.
Önlüğü çıkar, Emma, sonra da kapıyı aç.
Answer the door, Emma.
Kapıyı aç, Emma.
And you are not to answer the door.
Ve kapıyı sen açmayacaksın.
Answer the door.
Şu kapıya bak.
Just know that someday soon, you'll answer the door and I'll be there.
Sadece şunu bil ki, kısa bir sürede bir gün kapıyı açacaksın ve ben orada olacağım.
Sick old lady unable to answer the door, or unwilling.
Kapıya bakamıyor - ya da istemiyor.
Answer the door, dear.
Kapıya bakarmısın, hayatım.
What am I knocking? A pet can't answer the door.
Niye kapıya vuruyorum ki?
If he didn't leave the house for two days, how come he didn't answer the door when Zach Alfano rang the bell?
Eğer 2 gün boyunca evden çıkmamışsa, nasıl oldu da Zach zili çaldığında kapıya bakmadı?
- Answer the door.
- Kapıyı aç.
- I'll answer the door.
- Kapıya ben bakacağım.
Susie, be a dear and answer the door, will you?
Susie, tatlı bir kız olup kapıya bakar mısın?
- Hey. Doc. answer the door. - Come out.
- Hey, Doktor, cevap ver - Çık dışarı!
- Go answer the door.
- Git kapıya bak.
Go answer the door.
Git kapıya bak.
I said go answer the door.
Git kapıya bak dedim.
You want me to go answer the door?
Kapıya bakmamı mı istiyorsun?
That's right, lunkhead, go answer the door.
Doğru, ahmak seni, git de kapıya bak.
Why doesn't someone answer the door?
Kimse niye kapıya çıkmıyor?
I asked Diane to answer the door. - Why didn't you go yourself?
Diane'dan kapıya bakmasını istedim.
Would you excuse me while I answer the door?
İzninizle kapıya bakacağım.
- Just don't answer the door.
- Sadece kapıyı açmayın.
IF YOU'D COME AND ANSWER THE DOOR IN A SKETCH OVER THERE IN THAT SORT OF DIRECTION.
Acaba şu tarafta bir skece gelip kapıyı açabilir misiniz?
I said, "Why don't you answer the door?"
"Neden kapιya bakmιyorsun?" dedim.
Bryce must have brought it in, and in my confusion I picked it up and put it on the foyer table... when I went to answer the door.
- Bunu Bryce getirmiş olmalı, ve ben şaşkınlık içinde onu alıp, kapıyı cevaplamak için gittiğimde, - fuaye masasının üzerine koymuş olmalıyım...
Rosalie, answer the door.
Rozali, kapıya bakın lütfen.
Ines, answer the door.
- İnes, kapıya bakın lütfen.
Answer the door? Of course.
Kapıya bakmak mı?
Shall I leave the door ajar or will you answer it?
Kapıyı aralık bırakayım mı yoksa siz mi bakarsınız?
There's no answer when I phone or knock... and the door is bolted from inside.
Kapıya ya da telefona bakan olmadı ayrıca kapı da içeriden kilitlenmiş.
Keep the door chained and don't answer the phone.
Kapıyı zincirle ve telefona cevap verme. Seni güvenli bir yere sakladığımı düşüneceklerdir.
I promise, I won't open the door or answer the phone. Unless it's you.
Söz veriyorum, sen değilsen kapıyı da açmam telefonu da.
I'll close the door. You knock on it. I'll answer it, and then you can tell me if it's effective.
Kapıyı kapatacağım, kapıyı çalacaksın, cevap vereceğim ve başarılı olup olmadığını söyleyeceksin.
Now you go answer the little door, huh?
Şimdi kapıya bakıyorsun, ha?
I answer it, but don't open the door.
Cevap veriyorum fakat kapıyı açmıyorum.
She will not answer the telephone. She will not open the door.
Telefona cevap vermiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]