English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Are there any more

Are there any more translate Turkish

287 parallel translation
Are there any more chairs?
Daha sandalye var mı?
Are there any more? - No.
- Başkaları da var mı?
Are there any more?
Başka var mı?
Are there any more out there?
O ölüme gitmeye gönüllü oldu.
- Are there any more rivers to cross?
- Geçmemiz gereken başka nehir var mı?
Are there any more holidays, or not?
Hâlâ eğlence var mı, yok mu?
Are there any more?
Daha var mı?
Are there any more?
Başka kaldı mı?
Are there any more of them?
Bunlardan başka var mı?
Are there any more like us left on board?
Bizim gibi güvertede kalan başkaları var mı?
- Are there any more?
- Başka var mı?
Are there any more people in the garden besides me?
Bahçede benim dışımda daha başka insanlar var mı?
Uh, listen, are there any more of those around?
Ortalıkta bunlardan başka var mı?
Are there any more crates coming?
Önümüzdeki bir daha kasalar var m?
Are there any more clams?
Hiç istiridye kaldı mı acaba?
- Are there any more of these perishables?
Bozulabilecek başka şey var mı, bayan?
Are there any more hamburgers?
Daha hamburger varmı?
Are there any more of you?
Sizden başka var mı?
Are there any more?
Pekâlâ kızlar, karar verebildik mi?
Harry, are there any more doughnuts? Sure.
- Daha çörek var mıydı?
- Are there any more doughnuts?
- Daha çörek var mıydı?
Are there any more male Bundys?
Başka erkek Bundy var mı?
Where are there free men today any more than in the 9th to the 15th centuries?
Günümüzde insanlar eski insanlardan daha özgür değil.
There are times when I can't take any more.
Dayanamayacak gibi olduğum zamanlar oluyor.
There are no morals any more.
Ahlak denen şey kalmadı.
Are there any units here with more rooms than this one?
Burada bundan daha fazla odası olan yer var mı?
There are not many old goblets in Venice any more.
Venedik'te artık eski kadehler kalmadı.
Russ, do you think there are any more?
Russ, sence başkaları da var mı?
There hasn't been any more bleeding, and there are no worrying signs.
Kanamalar durdu, endişe edecek bir şey yok.
There's no sense in maintaining that you are deceiving us any more than we are deceiving you.
Bizi kandırmaya çalışmanızın alemi yok. Biz sizi kandırıyor muyuz hiç?
I'll bet there are more virgins here than in any other city.
iddiaya girerim ki orada herhangi bir başka şehirden daha çok bakire vardır.
- There are no ideas nor writers any more.
- Artık ne yazar var ne de fikirler.
In case there are any more petitions.
Artık başka dilekçe yok.
There are so many finks and police spies in this court, paid by the government to infiltrate us, that I can't even believe what I say any more!
Bu mahkemede içimize sızmaları için hükümet tarafından kiralanan çok sayıda ihbarcı ve polis casusu var. Öyle ki artık ne söylediğime ben bile inanamıyorum.
Are there any regiments which are more effeminate than others?
Diğerlerinden daha kadınsı alaylar var mı?
While you're setting up, I'll look around, see if there are any more.
Sen hazırlık yaparken ben etrafa bakacağım.
There are no lions among us any more.
Artık aramızda aslan yok.
I don't believe there are any more trains tonight.
Bu gece başka tren olduğunu zannetmiyorum.
Think there are any more?
Başkalarıda olduğunu düşünüyor musun?
Unless there are any questions? Have some more tea, help yourself to the biscuits.
Herhengi bir sorunuz yoksa biraz daha çay alın ve bisküvilerin bitmesine yardım edin.
I can't tell if there are any more clear nights in Brooklyn.
Artık Brooklyn'de açık geceler oluyor mu bilemiyorum.
We'll clean them off if there are any more.
Başka varsa biz icabına bakarız.
Now if these good people... Jaime, Les, Dave, or any of their friends... catch a cold, stub their toe, or if there are any more fires in this town... the pictures that Miss Allen took... showing you committing the crime of arson... will be given to the district attorney, and then distributed to the newspapers.
Şimdi, eğer bu iyi insanlar Jaime, Les, Dave ya da herhangi bir arkadaşları nezle olursa, parmağını keserse ya da bu kasabada bir yangın daha çıkarsa Bayan Allen'ın çektiği kundakçılık yaptığınızı gösteren fotoğraflar başsavcıya verilecek ve sonra da gazetelere dağıtılacak.
There are no stories any more.
Artık öykü yok.
But if there are any more rats the deal's off.
Eğer daha çok fare çıkarsa, anlaşma sona erer.
If there are any bugs in here or rats or anything that has more legs than I do... you just stay on your side of the room, okay?
Eğer burada böcek veya sıçan veya benden fazla bacağı olan bir şey varsa... odanın sana ait olan kısmında kal, tamam mı?
There are no women any more.
Artık hiç kadın yok.
The women say there are no men any more.
Kadınlar erkek kalmadığını söylüyor.
There are no women any more.
Artık kadın kalmamış.
Are there any workers more patient than these natives?
Bu yerlilerden daha sabırlı işçi bulabilir misiniz?
Search everywhere to see if there are any more pieces.
Başka parçalar var mı diye etrafa bakın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]