English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / As well you know

As well you know translate Turkish

3,072 parallel translation
I might as well let you know, your mother and I haven't been getting on very well recently. Great.
Bilmenizi isterim ki annenizle son günlerde aramız biraz limoni.
Well, as strained as things have been between us, you know I wouldn't want that, Conrad.
Aramız her ne kadar gergin de olsa bunu istemeyeceğimi biliyorsun Conrad.
And, Conrad, I like that you suspect me, predictable as you are, but I need you to know that others have been betraying you as well, even while warming your bed.
Ve Conrad beklenildiği gibi benden şüphelenmen hoşuma gidiyor ama bilmen gerekir ki başkaları da sana ihanet etti.
Well, as you know, I've been compiling a list of redundant departments for the Swinton merger.
Bildiğin gibi Swindon işindeki fazla bölümlerin listesini yapıyordum.
I don't think you know him as well as you think you do.
Onu düşündüğün kadar iyi tanıdığını sanmıyorum.
As you well know, Hal Jordan, all Manhunters were decommissioned eons ago.
Senin de iyi bildiğine göre, Hall Jordan tüm İnsan avcıları çağlar önce görevden alındılar.
You know as well as I do that Travis may not make it.
Travis'in başaramayacağını sen de benim kadar iyi biliyorsun.
Well, you know how whenever you and I would try to hit on women in bars and they'd blow us off and then we'd tell each other they were probably gay? It's like that.
Hani ikimiz bara gittiğimiz zaman asıldığımız kızlar bizi kovuyordu da birbirimize kesin lezbiyendir diyorduk ya öyle işte.
Yeah, well... Actually, what I want to know is how you were two seconds away from being Polina's whipping boy.
Asıl benim merak ettiğim Polina'nın kamçısından son anda nasıl yırttığın.
Listen, I know I didn't know Renko as well as you guys, but if you want to talk about it, I can...
Renko'yu sizin kadar iyi tanımadığımı biliyorum ama konuşmak istersen- -
Well, as you know, I recently had a minor setback in my goal to become president of television, but I'm ready to start over again at the bottom.
Bildiğiniz üzere, geçenlerde televizyon başkanı olma yönündeki hedefimde küçük bir gerileme yaşadım. Ama en dipten tekrar başlamaya hazırım.
You know that as well as I do.
Bunu benim kadar sen de biliyorsun.
Well, as you know, that's where Channing first met Naomi Walling.
Bildiğin gibi, orası Channing'in ilk defa Naomi Walling ile görüştüğü yer.
You know as well as I do what an ambassador does.
Bir büyükelçinin neler yaptığını sen de benim kadar biliyorsun.
Your body's good and strong, but you know as well as I do this wound in your side... I don't know.
Vücudun sağlıklı ve güçlü ama sen de ben de biliyoruz ki yan tarafındaki bu yara...
Well, as Deputy Commissioner of Public Information, I'd think you'd know better than anyone, if you're not using the media, they're using you.
Halka ilişkiler emniyet müdür yardımcısı olarak herkesten iyi bilirsiniz, medyayı kullanmazsanız, onlar sizi kullanır.
I know you said you didn't want me to get you a ring, but I figured since we're getting married tomorrow anyway, I might as well stop caring about what you want now.
Bir yüzük almamamı söyledin ama yarın nasıl olsa evleniyoruz diye düşününce senin isteklerini düşünmeyi bıraktım.
- Um, well, as a half-black, jewish, trans person, You know, there's no one...
- Yarı zenci, Yahudi ve değişim geçiren biri olarak, bilirsiniz, Kimse yok!
Darlin', you might as well confess. I know you killed him so we could spend some quality time together.
Tatlım, itiraf et ki şu adamı sen öldürdün biz de böylece bir iki muhabbet ederiz.
Yeah, and I'm using the good silverware we haven't used in ages, so I thought I might as well pull it out and, you know, have some fun with it.
Evet, yıllardır kullanmadığımız gümüş takımları kullanıyorum. Dedim bari çıkarayım onları, eğlenceli olur belki.
- So what? You saved my life. I know that, but I still don't know how or why, and until you tell me, I might as well still be wearing that freaking orange jumpsuit.
Hayatımı kurtardığının farkındayım ama bunu neden ve nasıl yaptığını hâlâ anlamıyorum.
Well, if I had any evidence, then Angela wouldn't be locked up, as you know.
Eğer delilim olsaydı bildiğin gibi, Angela kilit altında olmazdı.
When you're ready to accomplish the WOC as well as a South-North marriage, come and let me know.
WOC'yi de Kuzey-Güney arası evliliği de düzene sokacak güveni kendinizde gördüğünüz zaman gelip beni bulun.
Well, they sure as hell know about Hayden, and they knew to look at the shop, so you might want to be a little more concerned.
Orada değiliz ki. - Hayden'dan haberleri vardı. Dükkâna bakmayı da akıl etmişler.
Well, as you know, Deputy Mayor for Operations is my liaison for all the city's essential agencies.
Bildiğin gibi, icraattan sorumlu başkan yardımcılığı benim şehrin tüm önemli resmi daireleriyle irtibatımı sağlıyor.
Well, as you know, I just started a trial.
Bildiğiniz gibi, bir davaya başladım.
Well, as long as it's, like, you know, faces and not, like... clothes.
Evet. Aslında, yüzler olduğu sürece, kıyafetler olmadığı sürece bilirsin...
As you know, it's important that this project reflects well on the precinct.
Bildiğiniz gibi, bu projenin emniyeti iyi yansıtması çok önemli.
Well, as you know, last year I went as the financial collapse.
Bildiğiniz gibi geçen yıl "Ekonomik Kriz" olarak giyindim.
Major, you know as well as I do we can't leave him in there.
Binbaşım, en az benim kadar iyi biliyorsunuz ki onu orada bırakamayız.
Well, as you know, I have the ability to project a sound so powerful, it can shatter glass and burst eardrums.
Bildiğiniz gibi cam kırabilecek kulak zarını patlatabilecek kadar güçlü sesler yaratabiliyorum.
You know, I'm doing pretty well as an artist myself.
Ressam olarak ben de iyi iş çıkartıyorum.
Yeah, well, as nice as our holidays are,'cause we all get together, they're also kind of hard, you know?
Bayramlarımız çok güzel olur çünkü hep beraber oluruz, aynı zamanda biraz zor olur, anladın mı?
Well, you know Mary- - she told me when I was in love.
Mary'yi bilirsin- - aşık olduğumu bana o söyledi.
Well, as you know, uh, while preparing the Barlows'apartment for rent, I stumbled across a bird infestation.
Senin de bildiğin gibi Barlow'un dairesini kiraya vermek için hazırlarken kuş istilasıyla karşılaşmıştım.
Well, on an as-needed basis, you need to know that your body spray or whatever is- - it's way too distracting.
Sana ihtiyacımız olduğu zamanlar için şunu bil ki, deodorantın ya da her neyse artık, çok... Çok dikkat dağıtıcı.
Well, I am and I'm not, as I'm sure you know.
Hem öyle hem değil. Eminim sen de haberdarsındır.
I know Ben's strengths, and I'm sure you understand my candidate's assets as well.
Ben'in gücün biliyorum ancak sizin de adayımızın varlığını bildiğinizi sanıyorum.
But you know as well as I do, there's a difference between the law and justice.
Ama sen de benim gibi biliyorsun ki bazen adalet ve kanun arasında ince bir çizgi vardır.
As you well know, our relationship never recovered from your little affair with Luis... The sexy Latin pool boy.
Senin de bildiğin gibi bizim ilişkimiz senin havuz görevlisi seksi Latin Luis ile olan küçük ilişkinden beri hiç iyileşmedi.
As you well know... Our relationship has never recovered from your little... Affair with Luis...
Senin de bildiğin gibi bizim ilişkimiz senin havuz görevlisi....... seksi Latin Luis ile olan küçük ilişkinden beri hiç iyileşmedi.
Well, it's good to know you're still dumb as ever.
Her zamanki gibi salak olduğunu bilmek güzel.
Well, maybe you don't know your Audrey as well as you think.
Belki de Audrey'i sandığın kadar iyi tanımıyorsundur.
Mike, you know damn well as well as I do - -
- Mike sen de benim kadar iyi biliyorsun- -
Mike, you know damn well as well as I do - -
- Mike sen de benim kadar iyi biliyorsun -
You know as well as I do, sir, expansion.
Benim bildiğimi siz de biliyorsunuz, efendim, mesele genişleme.
You know as well as I do, that means they are never coming for him.
Senin de bildiğin gibi bu yardım etmeyecekler anlamına geliyor.
Well, I don't know about you, but this kitty cat's feeling so much yummier now that she's slipped into her tightest outfit as Femme Fatale.
Seni bilemem ama, bu kedicik, Gizemli Kadın olarak dünyadaki en dar kıyafete büründüğü için kendini çok daha cazip hissediyor.
Uh, well, as some of you guys might know, uh, recently, Blaine has been going through a bit of a rough time...
Belki bazılarınız farkındadır ama son günlerde... -... Blaine kötü bir dönemden geçiyor...
Well, it was as I predicted, you know.
Tahmin ettiğim gibiydi.
It is in my blood. You know as well as I that our fathers banished the Jinns, they closed the portal.
Babalarımızın cini kovduğunu ana kapıyı kapattıklarını, sen de benim gibi biliyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]