Because it's not true translate Turkish
151 parallel translation
Not to make me feel good, but because it's true.
Kendimi iyi hissedeyim diye değil, doğru olduğu için söyle.
I was right not to settle for second best, right to keep hoping, because it's all come true.
En iyi ikinciyi kabullenmemeye, umudumu sürdürmeye hakkım vardı, çünkü hepsi gerçek oldu.
It's true that I never liked my cousin, only because he was not likeable.
Kuzenimi hiçbir zaman sevmedim. Çünkü sevilecek biri değildi.
Oh. Because it's not true.
- Çünkü bu doğru değil.
She's a big fan of yours but it's not true, because she doesn't speak a word of Italian.
Senin en büyük hayranlarından. Öyle mi? Ne hoş.
- Because it's not true.
- Çünkü bu doğru değil.
- Because it's not true.
- Çünkü baban suçlu değil.
Yeah, right. But it's not true, because, I, I don't need all that power, you know.
Evet doğru bu, ama şu var, o kadar gücü istemem ben.
No, it's not true, because we're doing it!
Yo, bu doğru değil, çünkü biz öyle yapıyoruz.
It's not true that I stayed three weeks next to the corpse of my adoptive mother, because Madame Rosa wasn't my adoptive mother.
Üvey annemin cesedinin yanında üç hafta kaldığım doğru değil. Çünkü Madam Rosa benim üvey annem değildi.
No, because it's not true,
Bardağını ver bana.
No, because it's not true.
Hayır, doğru olmadığı için.
If there's something to make one say more than one should, it's because you're a true woman and a body's heart burns for you, not against you.
Birisi, söylemesi gerekenden fazlasını söylüyorsa, sizin gerçek bir kadın olduğunuz, kalbinizin hala yandığı içindir, aleyhinize olduğu için değil.
Because it's just not true.
Çünkü doğru değil.
- Because we're not sure it's true.
- Çünkü doğru olduğundan emin değiliz.
I'm telling you because I want you to know it's not true about her and Arthur.
Sana söyledim çünkü Arthur ve onun arasında bir şey olduğu doğru değil.
Don't give up a good theory just because it's not true.
Gerçekçi değil diye, bir teoriyi çöpe atmamalısın.
You say that because it's the easiest thing to say, not because it's true.
Bunu söylenecek en kolay şey olduğu için söylüyorsun... gerçek olduğu için değil.
Then I wake up, and I know it's not true because my arms hurt from feeling so empty.
Sonra uyanıp gerçek olmadığını anlıyorum çünkü kollarım boşluktan acıyorlar.
It's not on the news because it's morbid, but it's true.
Katil kalpleri alıyormuş. Haberlerde bundan bahsetmiyorlar.
No, because it's not true.
Hayır, çünkü bu doğru değil.
She's certainly not gonna go around saying that just because science can't prove it, it isn't true.
Ve ne düşünürsen düşün, bunun sırf bilimin ispatlayamadığı bir şey olduğu için gerçek olamayacağını söylemeyecektir.
But not because it's true.
Ama bunlar doğru olduğundan değil.
But I don't want to believe or not believe in something because I might feel bad I want to believe in it and not believe in it because I think it's true or not Yeha, I want to think my life is important
Ama bir şeye, kendimi kötü hissederim diye inanmak istemiyorum.
That`s not strictly true, because in effect Himmler made it impossible for people to completely remove themselves from what other branches of the organisation were doing.
Bu kesinlikle doğru değil, çünkü, gerçi Himmler... insanların, kendilerini organizasyonun diğer dallarının... yaptıklarında tamamen soyutlamalarını imkansız hale getirmişti.
Don't tell me it was to pick up your car, because we both know that's not true.
Sakın arabanı almak için geldiğini söyleme. Çünkü ikimizde bunun doğru olmadığını biliyoruz.
It hurts me that you would say that, but that's OK, because I know it's not true.
Bunu söylemen beni acıtıyor, fakat her şey yolunda çünkü bunun doğru olmadığını biliyorum.
No reason, because it's not true.
Söylemiyorsan, neden Ricky önümde... diz çöküp evlilik teklif etmiyor şimdi?
Because I know you, and I know it's not true.
Çünkü seni tanıyorum ve bunun doğru olmadığını biliyorum.
So forget the cheap shots, because even if that were true, it wouldn't matter,'cause it's not about me.
O yüzden bu saçmalıkları bırak, çünkü eğer doğruysa bile önemli değil, çünkü benimle ilgili değil.
And I guess that if it's true, then it probably really sucks to be you, because no matter how together you think you are if your fondest desire is to start hanging out with Audrey then chances are, it's not gonna stay that way.
Ve bunlar doğruysa şu anda yerinde olmayı hiç istemezdim. Çünkü ne kadar kendine hakim olduğunu düşünsen de, en derin arzun Audrey'le takılmaksa, uzun sure kendine hakim olmayacağın belli.
I MEAN, TRUE, IT'S NOT THE FULL $ 10,000,000, BUT STILL, I MEAN, Y-Y-YOU DON'T TOSS OUT A TRICK BECAUSE HE'S GOT A GOOD BODY BUT BAD ACNE, RIGHT?
Tamam, on bin doların tamamını alamadık ama en azından, vücudu güzel ama yüzünde akneleri alan birini başından atmak zorunda kalmadın, değil mi?
Just because something's a myth doesn't make it not true.
Bir şeyin mitoloji olması doğru değil anlamına gelmez.
It's not until moments like this when you have to remember what's right and true because it's moments like this when you discover what it truly means to be a D.E.B.
Ancak böyle anlarda neyin doğru, neyin yanlış olduğunu hatırlamaya çalışınca ancak böyle anlarda D.E.B. olmanın gerçek anlamını görürsün.
It's a funny photograph because I know that's not true.
Boş ver, ben gerçek olmadığını biliyorum.
Just because it sounds crazy doesn't mean it's not true.
Sana aptalca gelmesi doğru olmadığını göstermez.
He didn't say that because it's not true.
Öyle bir şey söylemedi, çünkü bu doğru değil.
It is my business, because it's not true.
İlgilendirir, çünkü bu doğru değil.
That's because it's not true.
Sebebi doğru olmaması.
Some people will say because my parents had it, and I had it. But that's not true.
Anne ve baba bunu yaşadığında çocukları da yaşar diyorlar ama bu doğru değil.
Because it's not true.
Doğru olmadığı için.
If she did, it's because you told her stuff about me that's not true!
Eğer söylediyse, sırf sizin benim hakkımda doğru olmayan şeyler söylediğiniz içindir.
Your Honor, just because something looks ridiculous doesn't mean it's not true.
Sayın Yargıç, bir şeyin saçma görünmesi, onun öyle olduğu anlamına gelmez.
Because it's not true!
Çünkü bu doğru değil!
Which is ridiculous, because it's not true.
Aptalca ama doğru.
Because it's... it's not true.
- Bilmiyorum! Çünkü doğru değil. Benim istediğim şey bu değil.
Because it's not true that you did nothing wrong.
Çünkü yanlış bir şey yapmadığınız doğru değil.
I'm not saying this to be nice or supportive but because it's true and I want someone like you in my program.
Kibarlık olsun diye ya da destek olmak için söylemiyorum. Gerçek olduğu ve senin gibi birini bölümümde görmek istediğim için söylüyorum.
It just got... look, it just doesn't matter, because it's not true.
Sadece... bakın, aslında önemli değil, çünkü doğru değil.
No, it's not okay, because it's not true.
Hayır, tamam değil! Çünkü bu doğru değil.
Now a lot of people say that Kelly is one in a million and that's true, but it's also not true, because frankly, there are literally billions of people just like Kelly in the world.
Aranızdaki herkes Kelly'nin milyonda bir olduğunu düşünebilir, evet bu doğru, ama aynı zamanda değil, çünkü açıkça söylemek gerekirse, çünkü dünyada Kelly gibi milyarlarcası var.
because it's you 31
because it's true 90
because it's fun 25
because it's the right thing to do 30
because it's wrong 29
because it's not 44
because it's the truth 44
because it's embarrassing 16
because it's 93
it's not true 762
because it's true 90
because it's fun 25
because it's the right thing to do 30
because it's wrong 29
because it's not 44
because it's the truth 44
because it's embarrassing 16
because it's 93
it's not true 762
not true 436
because 7201
because i'm happy 21
because i love you 339
because of you 630
because you're stupid 16
because i said so 88
because i can't 94
because i don't 101
because if you don't 161
because 7201
because i'm happy 21
because i love you 339
because of you 630
because you're stupid 16
because i said so 88
because i can't 94
because i don't 101
because if you don't 161