English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Because you

Because you translate Turkish

132,680 parallel translation
That woman slapped you because you slept with her husband?
O kadın seni kocasıyla yattığın için mi tokatladı?
And you weren't there to cover any of it because you're on, what?
Sense ortada yoksun. Ne için? Randevu mu?
Because you have hurt my feelings worse than they have ever been hurt before, and I will never forgive you for this!
Çünkü sen benim duygularımı hiç incitilmedikleri kadar incittin.
Because you were a collaborator.
Sen işbirlikçi olduğun için.
Because you're better than that.
Çünkü sen bundan daha iyisin.
About how you blame yourself for his death because you didn't stop to save him from the black rain.
Onun ölümüyle kendini nasıl suçladığını Çünkü onu kara yağmurdan korumak için durmadın.
You didn't do that because you were a coward, Harper.
Bunu yapmadın çünkü sen bir korkaktın, Harper.
You did that because you wanted to live.
Onu yaptın çünkü yaşamak istiyordun.
Because you think we're savages in need of saving?
- Çünkü bizim kurtarılması gereken - vahşiler olduğumuzu düşünüyorsun.?
You're just saying that because you know you're safe.
Sen rahatsın diye böyle söylüyorsun.
They look at you like that because you saved them.
Sana öyle bakmalarının sebebi onları kurtarmış olman. Fakat bu son olmayacak.
I'm not gonna lose everything because you people are too stupid to secure your own operation.
Siz kendi operasyonunuzun güvenliğini sağlayamayacak kadar aptal olduğunuz için herşeyimi kaybedeceğim.
I am giving you as much love as humanly possible because you're her doctor... And I believe in you.
Sana mümkün olan bütün sevgimi veriyorum çünkü onun doktorusun ve sana inanıyorum.
Because you're...
Çünkü sen...
Because you've never seen it on me before?
Beni daha önce bu elbiseyle görmediğinden mi?
Or because you were looking at my breasts when I took it off and you didn't focus on the dress?
Yoksa onu çıkardığımda göğüslerime bakmakta olduğundan mı? Ve elbiseye odaklanamadın?
That's what Tuck calls it when you get all bent out of shape and mopey over something you shouldn't because you're embarrassed.
Tuck böyle adlandırıyor. Seni aşan bir şeyle karşılaştın ve öfkeden deliye döndün. Çünkü utanıyorsun.
Because you keep looking at me with your eyes all soft like you want to help me, you want to make me feel better.
Sürekli anlayışlı gözlerle bana bakıyorsun. Yardım etmek, kendimi daha iyi hissettirmek istiyor gibisin.
You don't any idea who I am anymore, because you haven't taken the time to try.
Artık beni tanımıyorsun çünkü tanımaya çalışmadın.
Because you know me, and you know better.
Çünkü beni tanıyorsun.
Because you refuse to believe that I got this because I earned it. That's... because I'm good.
Çünkü terfiyi hak ettiğim için, iyi olduğum için aldığıma inanmadın.
- Because you're nice, and you're smart, and you're funny, and you care.
- Çünkü sen hoş zeki, komik ve insanlara değer veren birisin.
Because it was on a need to know basis, Dad, and you didn't need to know.
Çünkü gizli bilgiydi baba, bilmemen gerekiyordu.
- And you know this because... - Because it's...
- Bunu biliyorsun çünkü...
Because I'm gonna tell you plain :
Bunu açıkça söyleyeceğim.
Although I can't feel exactly perfectly happy, because, well... what colour would you call this?
Ancak benim tam olarak mutlu olmam imkansız çünkü... Sizce bu renk tam olarak ne?
Because I certainly don't. Anyway, since I'm here now, couldn't you consider it?
Hem artık geldiğime göre bunu düşünemez misiniz?
It was awful of me to fly into a temper because you told me the truth.
Cezalandırılmam ve saygın insanların arasından sürgün edilmem gerek. Bana gerçeği söylediğiniz için öyle bir öfke nöbetine kapılmam yanlıştı.
That's because when they look at you, all they see is their son.
Öyle, çünkü sana baktıklarında tek gördükleri oğulları.
So the governor general sent you here because she wants alcala removed?
Yani Genel Vali seni buraya Alcala'nın gitmesini istediği için mi gönderdi?
He did this because of you.
Bunu senin yüzünden yaptı.
He's asking because if you were to believe you lived next door to zombies, you might choose to fix that problem by shooting your neighbors in the head.
Bunu soruyor çünkü komşularınızın zombi olduğuna inanıyorsanız probleminizi onları kafalarından vurarak çözmüş olabilirsiniz.
Because we're at war, and we're losing, and you may be the most powerful mutant alive.
Çünkü şu an bir savaştayız ve kaybediyoruz. Ve sen şu an hayatta olan en güçlü mutant olabilirsin.
You mean, besides trying to kill my best friend after he got hit with a spear because he was keeping you awake?
En iyi arkadaşımı mızrakla vurulduktan sonra seni uyandırmaya çalıştığı için sonra öldürmeye kalkışmandan başka mı?
Why are you smiling? Because without comms, even with the power on, we still can't open the hangar bay door from inside the rocket.
- Çünki iletişim olmadan, güç açık olsa bile hangar kapısını roketin içinden açamazdık.
We eat this winter because of you.
Sayende bu kış aç kalmayacağız.
Are you upset because he's white?
Soluk benizli olması seni üzüyor mu?
Because we wanted to talk to you about... Donating your son's organs.
Buraya geldik çünkü seninle konuşmak istediğimiz bir şey var.
Yeah, it is my business, because we have a job to do, and you're not here.
İlgilendirir çünkü yapmamız gereken bir iş var ama aklın burada değil.
Because I know you better than anyone, and I know exactly what you're going through right now, and it's hell.
Çünkü seni herkesten daha iyi tanıyorum, ve şuan başından geçenleri tamamen anlayabiliyorum. Berbat bir şey.
So you should just go ahead and untie me... because I'm converted.
Şimdi beni çöz çünkü artık sizdenim.
Because then you would have to face it.
- Çünkü yüzleşmek zorunda kalırdın. - Neyle?
Because I've assigned it to you.
Çünkü seni görevlendirmek istiyorum.
First I was dying of cancer, and now I'm dying because... you're trying to kill me.
Önce kanserden ölüyordum. Şimdi de ölüyorum çünkü beni öldürmeye çalışıyorsun.
Now they stop talking when I'm around, because I'm married to you.
Seninle evli olduğum için yanlarına gittiğimde susmaya başladılar.
You can have my bed because I'll be dead from boredom.
Benim yatağımda yatabilirsin. Nasıl olsa sıkıntıdan öleceğim.
- Because I need you to leave.
- Çünkü gitmeniz gerek.
Look, I made you my Chief of General because I wanted you to be my right hand.
Seni genel cerrahi şefi yaptım çünkü sağ kolum olmanı istedim.
... because I know that you're not awful. And they should know.
Çünkü korkunç biri olmadığını biliyorum.
He figured if he had sons on both sides, there'd be a better chance one would survive because when you fight a war at home, the casualties are your neighbors your friends, your family...
İki tarafta da oğlu olursa birinin hayatta kalma şansını attıracağını düşünür. Çünkü kendi evinizde savaşıyorsanız kayıplar komşularınız arkadaşlarınız ve aileniz olduğu için yapayalnız kalırsınız.
'Cause you were sleeping and because I'm tired.
Çünkü uyuyordun. Ben de yorgunum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]