Because of him translate Turkish
3,356 parallel translation
I'm about this close to being locked up because of him.
Onun yüzünden hapse atılmama ramak kalmıştı.
His death was the catalyst... all this is because of him.
Bütün bunları tetikleyen onun ölümü oldu.
I have grown The Blood, my family, nurtured them, because of him.
Soy'umu, ailemi topladım, onlara baktım, hep onun yüzünden.
I died today because of him.
Onun yüzünden bugün öldüm.
When my Freddie's rotting in jail because of him.
Freddie onun yüzünden hapiste çürüyor.
! Tell him that I am killing you and it's because of him.
Seni onun yüzünden öldürdüğümü söyle.
And Conrad, he wouldn't want you hurting people because of him.
Conrad da onun yüzünden insanlara zarar vermeni istemezdi.
Because of him, a boy will play football, a dancer will pirouette, and a lover will go down on bended knee.
Onun sayesinde bir çocuk futbol oynayabilecek bir dansçı parmak ucunda dönebilecek ve bir aşık dizlerinin üzerine çökebilecek.
Do you think I'm mad just because of him?
Sadece onun için mi kızgın olduğumu sanıyorsun?
Wait. She didn't let you in because of him?
Onun yüzünden mi seni almadı?
I'm dirt broke because of him.
Onun yüzünden beş parasızım.
She's drinking herself to death because of him.
Kadın onun yüzünden kendini içkiye verdi.
You're trying to say you didn't call that off because of him?
Onun yüzünden toplantıyı bitirmediğini mi söylüyorsun?
You are only worried of your son looking like you because you don't feel a true bond with him.
Oğlunun sana benzeyeceğinden endişe ediyorsun çünkü onunla aranda gerçek bir bağ hissetmiyorsun.
He thought you never got a real college experience when you were at UCLA, because with your folks gone, you had to take care of him.
Kaliforniya Üniversitesi'ndeyken gerçek bir üniversite yaşantın olmadığını düşünüyordu çünkü ailenizin ölmesiyle birlikte onunla ilgilenmek zorundaydın.
Oh come on, because of those tapes you found of her investigating him?
Haydi ama, Jen'in onu soruşturduğu kayıtları dinlememiş miydin sen?
What I saw was Mason just sitting there and Wesley smiling at me from the opposite side of the gate because he knows that we can't touch him.
Mason'ın öylece oturduğunu ve Wesley'nin kapının karşısından güldüğünü görmüştüm. - Çünkü ona dokunamayacağımızı biliyordu.
Because you don't trust him, or because you're afraid of losing another pony?
Ona güvenmediğin için mi yoksa başka bir midilli daha kaybetmekten korktuğun için mi?
'Cause I've kind of been all over the place, not trusting him, and then trusting him again, but now I'm starting to think that that was a mistake because Laurel...
Ben ortalardaydım, ona güvenmedim, sonra tekrar güvendim, ve şimdi düşünmeye başladım bu bir hata mıydı çünkü Laurel...
But what's scary is, whatever Rebecca is making him do because of it.
Ama korkutucu kısmı, Rebecca onu bu yüzden bir şeyler yapmaya zorluyor.
I'd like to thank Valentin because in spite of his many limitations not being able to speak English after six years of living in this country and being forced to take a job - that exposes him to reckless...
Valentin'e teşekkür etmek istiyorum çünkü sınırlamalarına rağmen bu ülkede sekiz yıl yaşadıktan sonra İngilizce konuşabilmek mümkün değilken bir iş sahibi olmak... -... pervasızlığını ortaya çıkar - - İtiraz ediyorum Sayın Yargıç.
You can't write him off because of one mistake.
Tek bir hatadan onu silemezsin.
I'll write him off because he's the cause of all your reckless and irresponsible behavior.
Umursamaz ve sorumsuz davranışlarından dolayı onu silebilirim.
Even if his mind fails, be considerate of him do not revile him because you are in your prime
Fikirlerine katılmasanız bile dikkate alın. Ona küfür etmeyin çünkü sorumlusunuz.
Because I think you've seen the last of him.
Çünkü bu onu son görüşün olacak.
Because of his past, nobody will listen to him.
Geçmişinden dolayı, kimse onu dinlemeyecek.
Only I'm a little bit worried, because if we find him, he might be very disapproving of talking to the papers.
Biraz kaygılıyım, çünkü onu bulduğumuzda gazeteye konuşmayı reddedebilir.
Yeah, and because of the situation, we agreed that I would raise him.
Evet ama mevcut durumdan dolayı onu benim büyütmeme karar vermiştik.
And he prefers Oasis to Blur, but he quite liked Parklife because it reminded him of this holiday that he had in Corfu.
Oasis'i Blur'a tercih ediyor, Ama Parklife'ı çok seviyor... çünkü ona Corfu'daki tatilini hatırlatıyor.
But that's all I can do, is wonder, because there's no amount of second guessing that's going to bring him back.
Fakat yapabileceğim tek şey bu, düşünmek, çünkü hiçbir şey onu geri getirmeyecek.
It means his parents pressured the shit out of him because he was Asian, duh?
Asyalı olduğu için anne babasını ona ölesiye baskı yapıyordu demek.
No, the reason I couldn't stand Lemon Breeland was because she was gonna keep him in that backwater town for the rest of his life.
Lemon Breeland'a katlanamama sebebim ; George'u hayatı boyunca bu taşra kasabasında tutacak olmasıydı.
He only came to me in the first place because you were no sort of father to him, because you hit him.
İlk başta bana geldi, çünkü sen ona babalık edemiyordun... -... çünkü ona vurdun.
Well, then go get him, because we're finalizing the terms of the merger.
O zaman git getir onu, çünkü birleşmenin şartlarını netleştiriyoruz.
Well, it- - look, most of it was easy, because nothing ever bothers him, he doesn't get embarrassed, and then...
Şey... Çok daha kolay oldu, çünkü hiçbir şey onu rahatsız etmedi, utandırmadı. Ve sonra...
Because your team thinks I'm public enemy number one, and I wanted you to investigate him with an unbiased point of view.
Çünkü ekibin beni bir numaralı devlet düşmanı olarak görüyor ve onu tarafsız bir gözle soruşturmanızı istedim.
It's pretty outrageous that SeaWorld would claim there was no expecting Tilikum to come out of the water, because they had witnessed him coming out of the water, and it's written into his profile. VENTRE :
Bu yorumu ifadeden çıkaracağız.
So instead of trying to get him out of here, you better be hoping he dies, because if he doesn't, he's gonna be driving tour buses up and down main street.
Bu yüzden onu kurtarmaya çalışmak yerine ölmesi için dua edin ; zira olur da ölmezse.. ... Maine caddesi boyunca turistik otobüs şoförlüğü yapacak.
So, after weeks, I finally showed him the picture of my mother... but that's not enough, because her name has been changed in the will.
Ve, haftalar sonra, sonunda ona annemin resmini gösterdim... ama yeterli değildi, çünkü annem ismini değiştirmişti. .
It's just sour grapes because I was elected instead of him!
Onun yerine ben seçildiğim için ulaşamadığı ciğere mundar diyor!
He said he'd hurt himself because of the Russians. So I went to him.
Rusların kendisine zarar vereceğini söyledi, ben de onu görmeye gittim.
We need to put in drains, close, then you get to tell the family that you saved him, he's alive because of you.
Dren koyup kapatacağız ondan sonra ailesine onu kurtardığını, senin sayende hayatta olduğunu söyleyebileceksin.
And it probably wouldn't be because he ripped the ass out of a pair of pants that were too tight for him.
Ve muhtemelen kendisine çok dar gelen bir pantolondan çok gürültülü gaz çıkardığından ötürü de olmayacak.
He needed a place to put her, so I showed him, because he was out of his mind and he had a gun.
Onu koyacak yere ihtiyacı vardı, ben de yer gösterdim çünkü çıldırmıştı ve silahlıydı.
I assume because someone paid him a great deal of money.
Birinin ona yüksek miktarda para ödediğini sanıyorum.
She doesn't want him wearing hoodies because she's afraid he'll look like one of those immigrant boys from Mjølnerparken.
Karım onun kapüşonlu bir şey giymesini istemiyor,.. ... onu sosyal konutlarda yaşayan varoş göçmenlerinden biri zannedecekler diye korkuyor. Bu yüzden izin vermiyor.
Is there a part of you that left that key out intentionally because you were angry at your dad for the way he was treating your mom, and you wanted him to pay for it?
Acaba annene yaptıklarından ötürü duyduğun öfkeyle cezasını çeksin diye düşünüp kızgınlığından anahtarı bilerek ortada bırakmış olabilir misin?
Because he was fleeing the scene of a crime, which put him in harm's way.
Çünkü suç mahallinden kaçıyordu... -... bu da onun başını belaya soktu.
We know that Svend Age is under pressure because of the campaign against him.
Parti üyeleri olarak Svend Age'nin kendisine karşı sürdürülen cadı avı yüzünden baskı altında olduğunu biliyoruz.
The only reason he lets you operate in this city, ese, is because you draw a lot of heat away from him.
Bu şehirde çalışmana izin vermesinin tek nedeni dikkatlerin sadece ona dönmesini engellemen.
Because he'll inform his department.. That he's going out of the city for a few days.. .. And they shouldn't look for him.
Çünkü departmanı arayacak ve birkaç günlüğüne şehir dışına gideceğini ve onu aramalarına gerek olmadığını söyleyecek.
because of you 630
because of me 317
because of the 20
because of what 18
because of that 94
because of this 111
because of them 17
because of us 39
because of 64
because of her 59
because of me 317
because of the 20
because of what 18
because of that 94
because of this 111
because of them 17
because of us 39
because of 64
because of her 59
of him 34
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
because 7201
because i'm happy 21
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
because 7201
because i'm happy 21
because i love you 339
because you're stupid 16
because it's you 31
because i said so 88
because i can't 94
because i don't 101
because if you don't 161
because i'm 96
because i like you 101
because i'm your friend 17
because you're stupid 16
because it's you 31
because i said so 88
because i can't 94
because i don't 101
because if you don't 161
because i'm 96
because i like you 101
because i'm your friend 17