Breathlessly translate Turkish
31 parallel translation
Everyone breathlessly awaits the arrival of Lina Lamont and Don Lockwood.
Herkes nefesini tutmuş... Lina Lamont ve Don Lockwood'un gelmesini beklemekteler.
Tenderly and breathlessly.
Yumuşacık, nefes nefese.
" turned breathlessly.
" nefessiz kaldı.
I was so excited to know the answer I opened the book breathlessly, right there in the library and the book said something astonishing a very big thought.
Aradığım cevaplar için heyecan duyarak bir nefeste kitabı açtım kitap bana şaşırtıcı ve büyük bilgiler sundu.
'It was love at first sight...'she said breathlessly...'but I never hoped that you could love me too.'
"İlk görüşte aşktı..." dedi kız soluk soluğa... "ama senin de beni seveceğini ummamıştım asla."
"an athlete pits himself against such overwhelming odds... that even the most jaded spectator finds himself cheering breathlessly."
"yarışmacılar, kendilerini nefeslerini tutarak yürekten alkışlayan seyircilerin karşısında buluyorlar."
- [Breathlessly] Kill it.
Al! Aah!
- Breathlessly.
- Nefes nefese.
"At the same moment " the Wolf was running breathlessly towards Grandma's house.
O sırada, kurt da nefes nefese büyükannenin evine doğru koşuyordu.
[BREATHLESSLY] This is such an honor!
Bu büyük bir onur.
You wait breathlessly for the roll of the dice, for the spin of the wheel, for the flip of the card.
Soluksuz biçimde zarların yuvarlanmasını beklersin, çarkın dönmesini, kartın düşmesini.
- [Breathlessly] You're evil.
- Sen bir şeytansın. - Ben şeytan mıyım?
New Gotham's finest, protecting and serving me, and only me. Huntress doing my bidding, and now... here I move into my new home, and who do I find breathlessly waiting. The man Barbara Gordon loves.
Gotham'ın narin koruyucuları bana hizmet ediyor, Dişi Avcı emirlerimi yerine getiriyor, şimdi de yeni yuvama taşınır taşınmaz nefes nefese beklerken Barbara Gordon'un sevgilisi geliyor.
The defending champion looks to have an easy tap-in for a birdie as the gallery waits breathlessly for the rookie to respond.
Unvanını korumak isteyen şampiyon kolay bir atışla kazanmayı umarken tribünler nefesini tutmuş, çaylağın ona vereceği cevabı bekliyor.
( breathlessly ) : Get the check!
Bana sahip ol.
( Breathlessly ) :
Tabi gitmemi istemezseniz.
( Douglas, breathlessly ) Nearly at the station!
Nerdeyse kıçımda!
Breathlessly. Listen...
Nefesimi tuttum.
The one you run to so you can breathlessly declare your undying love.
Peşinden koşup, nefessizce ölümsüz aşkını ilan ettiğin.
- [breathlessly] this is the...
Bu...
( breathlessly ) : Yeah, just taking my time.
Evet, çok acele etmiyorum.
( BREATHLESSLY ) No, I'm not.
Hayır, yapmıyorum.
We all watched breathlessly as the pilot on the ground told her what to do, and against all odds, your Aunt Robin landed that helicopter.
Hepimiz nefeslerimizi tutmuş, yerdeki pilotun ona verdiği talimatları dinliyorduk. Bütün zorluklara rağmen Robin Teyze'niz helikopteri indirmeyi başardı.
[breathlessly] I found him... found him in the pool in my condo.
[Nefes nefese] Onu buldum... benim kınamakhavuzda buldum.
My guy has breathlessly carried her with great difficulty
Adamım onu ne güçlüklerle taşıdı'
[Breathlessly] Stop!
Dur! Dur!
And you would breathlessly wait.
Sen de kesinlikle bekleyecektin.
I know you're all breathlessly anticipating the next miracle!
Nefessizce sıradaki mucizeyi merakla beklediğiniz aşikâr!
HE SOBS BREATHLESSLY
Tamam!
There I was at Lily's dance recital, breathlessly anticipating my baby's first-ever ballet solo.
Lily'nin dans resitalindeydim. Nefesimi tutmuş, yavrumun ilk bale solosunu bekliyordum.
[Laughs Breathlessly] That was amazing!
Harikaydı!
breath 94
breathe 1905
breathing 114
breathless 16
breathe through your nose 20
breathing heavily 388
breathe with me 21
breathe deep 46
breathe it in 29
breathe deeply 64
breathe 1905
breathing 114
breathless 16
breathe through your nose 20
breathing heavily 388
breathe with me 21
breathe deep 46
breathe it in 29
breathe deeply 64